"Uçağımız uyarı yapılmadan düşürüldü"

Suriye'nin düşürdüğü Türk uçağının uçaksavarla mı yoksa füzeyle mi vurulduğu konusunda tartışmalar sürerken, konu hakkında bir yorum da AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'ten geldi.

cumhuriyet.com.tr

Uçağın uçaksavar ya da füzeyle düşürülmesinin çok önemli olmadığını söyleyen Çelik, önemli olanın Suriye'nin gösterdiği hasmane tutum olduğunun altını çizdi. "Uçağımız uyarı yapılmadan düşürülmüştür. Bizim temel politikamız budur" diyen Çelik, Türk uçağının Suriye sınırları içinde vurulmuş olsa bile önce uyarılması, inişe zorlanması gerektiğini vurguladı.

Tekneden uçaksavar ateşi ihtimali

Türk uçağının füzeyle mi yoksa uçaksavarla mı düşürüldüğü yönünde tartışmalar sürerken, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Kanal 24 canlı yayınında soruları yanıtladı. Çelik, Türk savaş uçağının Suriye sınırları içinde değil uluslararası hava sahasında vurulduğunu hatırlatarak uçaksavar menzili bu kadar uzun olmadığından bulguların füze ihtimalini güçlendirdiğini belirtti. Buna karşın uçağın deniz dibinden çıkarılan kalıntılarında füze ile vurulduğuna dair bir belirti görülmediği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Çelik, uçağın hangi silahlarla vurulduğunun değil Suriye'nin uyarısız ateş açarak gösterdiği hasmane tutumun önemli olduğunu belirtti. AKP'li Çelik, uçağın bir tekneden açılan uçaksavar ateşiyle düşürülmesi durumunda bile bu hasmane durumun değişmeyeceğini vurguladı.

"Temel politikamız bellidir"

Çelik, uçağın kalıntılarının çıkarılması için çalışmaların devam ettiğini, uçağa ait büyük parçaların parçalanarak çıkarılmasının söz konusu olabileceğini bu durumda çalışmaların uzun sürebileceğini kaydettiği konuşmasında, yapılacak incelemelerin esası değiştirmeyeceğini belirtti ve "Uçağımız uyarı yapılmadan düşürülmüştür. Bizim temel politikamız budur" ifadelerini kullandı.

"Enver Paşa'da fındık kadar beyin vardı"

Çelik, Türkiye'nin Suriye'ye karşı göstereceği tavırla ilgili olarak da Enver Paşa örneğini verdi. Enver Paşa hakkında bazı kişilerin vatan haini dediğini ama kendisinin bu fikirde olmadığını belirten Çelik, Enver Paşa'nın bir vatanperver olduğunu, fakat duygularını aklının önüne çıkardığını belirtti. Çelik, "Enver Paşa'da kubbe kadar yürek vardı ama fındık kadar bir beyin vardı, öyle anlaşılıyor. Bir ülkeyi yönetenler duyguyu aklın önüne çıkarırsa hem kendini hem yönettiği kitleyi felakete sürükler. Bu ülkenin ihtiyacı yiğitlik taslamaksa biz bunu zamanı geldiğinde yaparız" diye konuştu. Çelik, Türkiye'nin fevri hareket etmeyeceğini, Suriye halkının Türk halkının düşmanı olmadığını vurguladı.

"Daha fazla detay şehit ailelerine saygısızlık"


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun uçağın düşürülmesiyle ilgili ABD ve Rusya gibi ülkelerin elinde gizlenen bilgiler olduğu yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine de Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun konuyla ilgili yaptığı görüşmede "Sormak istediğiniz başka bir şey var mı?" diye sorulduğunu buna karşın Kılıçdaroğlu'nun görüşme sonrası yaptığı açıklamada, kendilerine kamuoyuna verilenin dışında bilgi verilmediğini söylediğini hatırlattı. Çelik, şehit olan pilotların naaşlarının ailelerine gösterildiğini, bu konuda otopsi raporu gibi daha fazla detayın açıklanmasının bir şey değiştirmeyeceğini, ailelere saygısızlık olacağını söyledi.

AKP'li Çelik, tutuklu milletvekillerinin durumuyla ilgili olarak 3. Yargı paketinde yapılan adli kontrol limitinin kaldırılması düzenlemesinin sadece tutuklu milletvekilleriyle ilgili değil 36 bin kişiyle ilgili bir düzenleme olduğunu belirtti. Tutuklu milletvekillerine yönelik tahliye beklentisinin mahkemeler üzerinde "mahalle baskısı" oluşturduğunu kaydeden Çelik, özetle şunları söyledi:
"Davaya bakan insanlar üzerinde günlerden beri adeta bir bombardıman var. Bu insanların kanaatlerini etkilemeye yönelik bir bombardıman var. (.)Bakın, Sayın Türkan Saylan vefat etti. Onun temsil ettiği misyonu benimsemem, yanından bile geçmem. Belli bir yaşa gelmiş, kanser tedavisi gören yaşlı başlı bir kadının evine sabahın köründe gider arama yaparsanız olumsuz bir imaj oluşturur. (.)Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davaları adeta boşa çıkartmaya bu davaları itibarsızlaştırmaya, hiçbir şey olmamışken hiçbir delil yokken içeri tıkıldılar imajı yaratılmaya çalışılıyor. Bu Türkiye demokrasisine yapılacak en büyük kötülüktür. AKP meselenin başladığı gün hangi noktadaysa bugün yine aynı noktadadır."