Tutuklu gazetecilere özgürlük...
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ)'nin de aralarında bulunduğu G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu, cezaevlerindeki tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını, parlamentonun kanunlarda düzenlemeler yapmasını istedi.
cumhuriyet.com.trTGS Başkanı Ercan İpekçi, tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter, gazetemiz yazarı şair Ataol Behramoğlu, gazeteci Nail Güreli ve TGS yöneticileri dün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan salonda görülen 2. Ergenekon davasını izledikten sonra öğle arasında basın açıklaması yaptı.
TGS tarafından hazırlanan ve üzerlerinde tutuklu gazetecilerin fotoğraflarının bulunduğu “Basın özgürlüğü ihlaline hayır”, “Gazeteciler özgürdür”, “Düşüncelerimi yazdım, cezaevindeyim” yazılı dövizler taşıyan grup adına açıklama yapan İpekçi, 24 Mayıs’ta “Gazetecilere Özgürlük” kampanyasını başlattıklarını anımsattı. İpekçi, tutuklulukların tahliyeye dönüşmesi amacıyla gerçekleştirdikleri kampanyanın Uluslararası Gazeteciler Federasyonu tarafından da destek gördüğünü ifade ederek, bu davadaki tutuklu yargılamanın kanayan bir yara haline geldiğini, infaza ve cezaya dönüştüğünü belirtti. İpekçi, yargıya müdahale etmediklerini, ancak vicdanlara seslendiklerini dile getirerek, “Mahkemelerin vicdanları dinleyerek insani kararlar vermesini bekliyoruz” dedi. Türkiye’de 1.5-3 yıl arasında değişen zamanlarda tutuklu olarak yargılanan 46 gazeteci olduğunu, 15 gazetecinin de tutuksuz olarak yargılamasının devam ettiğini söyleyen İpekçi, mevcut Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu ile koşulların iyileşmesinin mümkün olmadığını savundu.
“İnsanlar güven duygusunu yitirdi”
Yıldız Kenter, Balbay ve Özkan’ı görmekten dolayı büyük mutluluk duyduğunu belirterek, “Balbay ve Özkan'ı moral bakımından çok sağlıklı buldum. Bu beni mutlu etti. Bu kafamı kurcalayan bir durumdu” diye konuştu. Türkiye’de insanların güven duygusunu yitirdiğini anlatan Kenter, “Bir insan ülkesinden en çok güven duygusunu sağlamasını ister. Bu insanlara bu kadar sıkıntı yaşatılmasına kimsenin hakkı yok. Balbay, 400 günden fazladır, yargılanmadan tutuluyor. Ben bu duruma isyan ediyorum. Bu durumdan huzursuz oluyorum” diye konuştu. Silivri’ye adalet istemek için geldiklerini anlatan Nail Güreli de “Silivri’nin bir siyasi toplama kampına dönüştüğünü görüyoruz. Adalet bekliyoruz” dedi. Ataol Behramoğlu ise buradaki tutukluluğun esaret olduğunu ifade ederek, “Silivri’de tutukluluk değil, esaret yaşanıyor. Esaret savaşlarda yaşanır. Burada da yurtseverlere karşı bir savaş söz konusu. Türkiye’deki esaret hukukuna bir an önce son verilmesini istiyoruz. Bütün yazarları eyleme çağırıyorum. Dünya kamuoyunun aydınlatılmasını istiyorum” diye konuştu. (Fotoğraf: Vedat Arık)