Tutuklanan subayın eşi: Eğer bu işin içindeyse...

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi Marmaris’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hedef alan askerlerin bulunduğu helikopteri geciktirenler arasında bulunduğu söylenilen Üsteğmen Haydar Murat Özden'in eşi Nilay Özden, "Eğer bu işin içerisindeyse ben eşimi boşarım ama değilse polisi, sivili öldüren hainlerle aynı yerde ve koşullarda kalmasın" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi Marmaris’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hedef alan askerlerin bulunduğu helikopteri geciktirenler arasında bulunduğu söylenilen Üsteğmen Haydar Murat Özden, darbe girişiminden haberi olmadığını öne sürdü. Özden, 15 Temmuz günü saat 15.00’te kendisine akşam 22.00’de VIP uçuş olacağının söylendiğini ifade etti.

Özden, yakıt ikmali için Bodrum Imsık Askeri Meydanı’na iniş yaptıklarında darbe olduğunu televizyondan öğrendiğini anlattı ve şunları dedi: “O anda şoka girdim. Bunun Fethullahçı yapılanmanın darbe girişimi olduğunu anladım. Bu olaya alet olduğum için çok sinirlendim ve ağladım. Operasyonda görevli teknisyenlerle beraber helikopterin bataryalarını söktük. Marmaris’e giden timler geri dönüşünü yapamadı. Fethullah, hayatımın hiçbir aşamasında yoktur. Onlardan herhangi birinden talimat almadım. Yıllarca terör bölgelerinde yaralı polisleri taşıdım. Ben başarılı bir subaydım, 1 çocuğum ve 7 aylık hamile eşim var. Böyle bir durumda katılmam mümkün değildir.”

‘HAYATIMIZ MAHVOLDU’

Habertürk'ün haberine göre, Üsteğmen Murat Özden’in hamile eşi Nilay Özden ise şunları söyledi:

“Hacı İbrahim Çalışkan, Hakan Yukarki, Fethi Şahbaz gibi birçok kişinin eşimin suçsuz olduğunu anlattıkları ifadeler mevcut. Tek istediğim eşim araştırılsın. Eğer bu işin içerisindeyse ben eşimi boşarım ama değilse polisi, sivili öldüren hainlerle aynı yerde ve koşullarda kalmasın. Onurlu bir subayın vatan haini olmakla suçlanmasını kaldıramıyorum. Eşim teslim olduktan 20 gün sonra onu bir kez gördüm. Bana ev kredilerimizi ve faturaları nasıl ödemem gerektiğini ve hesap numaralarını anlattı. Eğer böyle bir kalkışmadan haberdar olsaydı bu kadar hazırlıksız yakalanmazdı. Bir gecede hayatımız mahvoldu. 3 yaşındaki oğlum her gün babasını soruyor.”