'Tutuklamalar, sindirme aracına dönüştü!'

Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Sakine Esen Yılmaz, gözaltı ve tutuklamaların, hükümetle aynı görüşü paylaşmayan bütün muhalif kesimler üzerinde bir sindirme aracına dönüştüğünü söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Yılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, 13 Şubat'ta aralarında KESK Kadın Sekreteri Canan Çalağan, KESK eski Kadın Sekreteri Songül Morsümbül, SES Merkez Kadın Sekreteri Bedriye Yorgun ve Tüm Bel Sen Merkez Kadın Sekreteri Güler Elveren'in de bulunduğu toplam 15 kadın üye ve yöneticinin evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alındığını hatırlattı.

-"KADINLARIN YÜRÜTTÜKLERİ MÜCADELEYİ EZMEK İSTİYORLAR"-

Yılmaz, gözaltı ve tutuklamaların, Türkiye'nin en fazla kadın üyeye sahip olan ve kadınların en yüksek oranda temsil edildikleri KESK'in ve bağlı sendikaların kadın sekreterlerine yönelmesinin, "kadınların emeklerine, bedenlerine, kimliklerine sahip çıkmak için yürüttükleri mücadeleyi ezme emeli" dışında hiçbir gerekçesi olamayacağını bildirdi. AKP iktidarının, kendi öngördüğü sınırların dışında kalan kadınlara tahammül edemediğini kaydeden Yılmaz, Banu Güven ve Ece Temelkuran'dan sonra Nuray Mert'in de işine son verilmesinin bunun en açık göstergesi olduğunu ifade etti. Gözaltıların 8 Mart öncesine denk gelmesinin manidar olduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
"KESK Kadın Meclisi'nin aldığı, 8 Mart'ın resmi tatil ilan edilmesi için hizmet üretmeyerek alanlara çıkma; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın kaldırılarak Kadın ve Eşitlik Bakanlığı'nın kurulması için çalışma yürütme; yapılan tüm yasa ve düzenlemelerin kadın bakış açısından değerlendirilip teşhir edilmesi, geniş katılımlı bir kadın grubuyla Uludere Roboski'ye, kadınların acılarını paylaşmak için gitme gibi kararlara hükümetin verdiği karşılık, 15 KESK'li kadının gözaltına alınması olmuştur.
Hakikati dile getirmekten bir an olsun vazgeçmeden yürüttüğümüz mücadelemizde; şiddete karşı barışın sesini yükseltmekten, kadınlar için eşitlik ve özgürlük istemekten, emekçilerin haklarına sahip çıkmaktan ve eşit, özgür, demokratik bir Türkiye talebini ifade etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.
Türkiye tutuklu sayılarının en yüksek olduğu ülkelerin başında gelmektedir. Yalnızca son 3 günde 300'e yakın insanımız türlü bahanelerle gözaltına alınmıştır. Öte yandan MİT mensupları için özel yasa çıkarılması için canhıraş bir çaba harcanmaktadır. AKP iktidarının 'ileri' demokrasisinin bir yalandan ibaret olduğunu göstermektedir.
Yargılanıyoruz; çünkü grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı istedik, 1 Mart savaş teskeresine geçit vermedik, esnek kuralsız çalışma düzenine karşı güvenceli iş güvenceli gelecek istedik, parasız sağlık parasız eğitim istedik, halkların kardeşliğini istedik, kadına yönelik her türlü ayrımcılık ve şiddete karşı çıktık, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması için mücadele yürüttük, TMK'nın kaldırılmasını talep ettik."