TÜSİAD yeni başkanını seçti (21.01.2010)

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) 14. Başkanı 198 oyla Ümit Boyner oldu. Boyner, Türkiye'de sadece cari işlemler ve istihdam açığı olmadığını, demokrasi açığı olduğunu belirterek, "Hani biz bir köprüydük, hoşgörünün beşiğiydik? Sorunları çözmek yerine taraflara bölünüyoruz. Dinlenmiyoruz, dinleniyoruz. Hepimiz huzura hasretiz" dedi.

cumhuriyet.com.tr

TÜSİAD'ın 40. Genel Kurulunda yapılan, seçim sonrası üyelere "teşekkür" konuşması yapan Ümit Boyner, Arzuhan Yalçındağ ve eski yönetime şükranlarını sunarak söze başladı. "Bayrağı devraldık, inşallah ileri taşıyacağız" diyen Ümit Boyner, TÜSİAD'ın Türkiye'nin en etkili ve bağımsız sivil toplum örgütü olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"TÜSİAD bir çıkar grubu değil, TÜSİAD Türkiye'nin en önemli baskı grubudur. Bu yüzden TÜSİAD iktidarlar ve muhalefet tarafından çok tavsiye edilmesine rağmen yıllardır sadece kendi işine bakamaz. TÜSİAD rastgele bir dernek değildir. Neredeyse 40 yılı bulan tarihi içinde Türkiye'nin gündeminin ne olması gerektiği hakkında önemli çalışmalar yapmış, mücadeleler vermiş bir kurumdur."

TÜSİAD üyeliğinin bir modernite projesine destek olmak anlamına geldiğini ifade eden Boyner, TÜSİAD'ın cesareti ve öncülüğüyle sadece kendi kendine yarıştığını dile getirdi. Temel yatırım kararlarını alanların, üretim ve istihdam yaratanın girişimciler olduğunu, diğer bir deyişle büyüme ve ekonomik faaliyetin, Türkiye'nin dört bir yanındaki tüm girişimcilerin oluşturduğu bir süreç olduğunu söyleyen Boyner, "Bir iş dünyası örgütünün devletten talebi ancak işbirliğidir" şeklinde konuştu.

"Dinlenmiyoruz, dinleniyoruz"

AB süreci gündemden düştükçe demokratikleşme evriminin yavaşladığını anlatan Boyner, "Türkiye'de sadece cari işlemler ve istihdam açığı yok. Demokrasi açığı da var" dedi. Boyner şunları söyledi:

"Hani biz bir köprüydük, hoşgörünün beşiğiydik? Bize ne oldu? Bizi ne tutuyor? Niçin 1. lige çıkamıyoruz?. Sorunları çözmek yerine taraflara bölünüyoruz. Dinlemiyoruz, dinleniyoruz. Hepimiz huzura hasretiz. Gençlerin canını güvende hissettiği, iş ve aş bulduğu bir Türkiye istiyoruz." Meseleleri çözmeden koşmaya çalışıldığını belirten Boyner, çözülemeyen sorunlar bulunduğunu belirtti. Boyner, İşadamlarına "TÜSİAD'a kadın başkan seçerken, töre cinayetlerine kurban gidenleri ve işsiz gençleri unutabilir miyiz? Türkiye'nin varlıklıları diğerlerini geride bırakıp koşamaz" diye seslendi. 2010-2011 döneminde hangi konuların öncelikli olarak ele alınacağı anlayışını kurumsallaştırmayı tasarladıklarını belirten Boyner, şubat ayında sunacakları program ile üyelerin rahatlıkla katkı sağlayabileceği, izleyerek değerlendirebileceği; saydam, somut ve hesap verebilen bir yapıdan bahsettiklerini kaydetti. Tüm hükümet, bürokrasi ve uluslararası etkileşimlerini programdaki tematik öncelendirme çerçevesinde gerçekleştireceklerini söyleyen Boyner, bir önceki dönemde başlatılmış olan üye etkileşim programlarını çeşitlendirerek ve derinleştirerek üyelerin yönetim ve karar süreçlerine kapsamlı katılımını sağlamayı amaçladıklarını ifade etti. 

 

Yalçındağ, son kez seslendi

Yönetim Kurulu Başkanı olarak son kez TÜSİAD'a seslenen Arzuhan Doğan Yalçındağ,  konuşmasına bundan üç yıl önce büyük bir heyecan ve gururla devraldığı TÜSİAD başkanlığından bugün ayrıldığını söyleyerek başladı. Konuşmasında pek çok bakımdan bilinmeyen sularda yol almak zorunda kalındığını söyleyen Yalçındağ, "İşimiz zordu. Bu koşullarda TÜSİAD, sorunların aşılmasında kendi imkanlarını seferber ederek kamuoyunu aydınlatmaya ve öncülük etmeye çalıştı. Anadolu'daki diğer işadamları dernekleriyle işbirliğimiz giderek güçlendi. Onlarla birlikte yaptığımız çalışmalar TÜSİAD'ın kırk yıllık birikimini paylaşabilmesi açısından bize önemli bir fırsat sağladı. Biz de bu temaslar sayesinde hem Türkiye'yi ve sorunlarını daha detaylı anlayabildik, hem de Türkiye'nin bastırılamaz ekonomik enerjisine yakından tanıklık edebildik. Bu dönem boyunca dernek olarak tutumumuz, uzun zamandır dile getirdiğimiz ilkeler çerçevesinde belirlendi. Yani aslında sabit bir noktadan olaylara baktık, görüşlerimizi oluşturduk" dedi.

Atılan her adımda demokrasimizin derinleşmesi, rekabet gücünün arttırılması, ekonominin güçlenmesi, hukukun üstünlüğünün yerleşmesi ve siyaset zihniyetimizin liberalleşmesi hedeflerini kendimize rehber bellediklerini söyleyen Yalçındağ, "Çıkışlarımız, uyarılarımız, eleştirilerimiz hep bu vizyona bağlı kaygılardan beslendi.  Bugün baskıcı yapıların kırılmasından nasıl memnuniyet duyuyorsak, yeni yapılanmada hukukun temel ilkelerinin çiğnenmesinden, yeni baskı odakları yaratılması ihtimalinden de o denli rahatsızlık hissediyoruz" diye konuştu.

"Polemiğe girmesin"

Öte yandan TÜSİAD'ın 40. Olağan Genel Kurulu öncesi bir televizyon kanalının canlı yayınına katılarak, soruları yanıtladı.

Yönetimi zamanında TÜSİAD'ta bazı ilklerin yaşandığı, MHP ve DTP'ye ziyaretler yapıldığı hatırlatılarak, ''Bu yeniliklerin yeni dönemde de devam edeceğini düşünüyor musunuz?'' sorusuna Yalçındağ, şu yanıtı verdi:

''Tabii düşünüyorum. TÜSİAD her zaman diyaloglara açık oldu. Dolayısıyla, toplumda söz sahibi olan birçok kesimle, ne kadar çok kesimle bir araya gelirseniz o kadar iyi. Siyasi partilerle görüşmek durumunda kalıyorsunuz çünkü bazen gündemleriniz meclisteki kanunlarla örtüşüyor. Neredeyse bir ihtisas yönetim kurulu gibi çalışıyor çünkü TÜSİAD'ın yönetim kurulu. Dolayısıyla diyalog mekanizmaları her zaman açık olacaktır diye düşünüyorum, diğer sivil toplum örgütleriyle, meclisteki siyasi partilerle, kanaat önderleriyle.''

Yalçındağ, Ümit Boyner'in adaylığına ilişkin soruya, ''Ümit benim yıllardır arkadaşım. Zaten son 3 yıldır da yönetim kurulunda, birlikte yakın çalışmaktayız. Olabilir, kadın olmasından dolayı daha sempatiyle yaklaşıyor olabilirim'' karşılığını verdi.

Ümit Boyner'e tavsiyeleri bulunup bulunmadığına ilişkin soru üzerine Yalçındağ, tavsiye etmenin kolay ancak bunu yapabilmenin çok kolay olmadığını belirterek, şöyle devam etti:
''Polemiğe girmemesini tavsiye edeceğim. Ama ben de çok dikkatli davranmama rağmen, bazen kaçınılmaz oluyor. Özel hayatıyla başkanlık sürecini dengelemek çok zor olacaktır diye düşünüyorum. Eşler daha fedakar, ama çocuklar nezdinde biraz sıkıntı çekiliyor. Ümit'in de bunlara dikkat etmesini söyleyeceğim. Çok iyi hazırlanmak ve çalışmak gerekiyor. Ümit, çok çalışkan bir arkadaşım ondan hiç şüphem yok, yetenekli. İyi olacaktır diye düşünüyorum.'' Yalçındağ, ''Bundan sonra siz ne yapacaksınız?'' sorusu üzerine şöyle dedi:

''(Grupta) yeni bir yapılanmaya gittik biliyorsunuz. Bu olduğu için pek dinlenemeyeceğim gibi görünüyor. Yoksa, farklı hayallerim vardı. Herhalde birkaç hafta tatil yaparım diye düşünüyordum. Şimdi de inşallah 1 hafta tatil yapacağız çocuklarla ama sonra yine yoğun bir dönem bekliyor bizi. Tamamen işime ve aileme konsantre olacağım.''

TÜSİAD'ta çok şey öğrendiğini ve kendisi için büyük bir tecrübe olduğunu vizyonu ve yönetim becerisinin genişlediğini ifade eden Yalçındağ, ''Ümit ederim, benim de bir faydam olmuştur ülkeme ve derneğe. Her zaman çok iyi yad edeceğim'' dedi.
 

Koç: Ölçütümüz hükümete yakın olmak değil