"Türkler 'iyi ki AB'ye üye olmamışız' havası içinde"
Japonya Dışişleri Bakanlığı aylık dergisi Gaikou Türk diplomasisini mercek altına aldığı makalesinde, Türkiye'nin AB'ye katılım konusundaki duygusunun Yunanistan ve İrlanda'da ekonomik krizin ardından, "iyi ki üye olmamışız, zaten gerek de yok" yönünde değişmeye başladığı yorumu yapıldı.
cumhuriyet.com.trMavi Marmara baskınına ilişkin ise, "Türk hükümetinin hedefi, yakınında yer alan egemen devletleri görevlerini yapmaya zorlamak, Filistin sorununa müdahil olmaktan ziyade ulus-devlet sınırlarını aşan bir İslami popülizmdi" ifadelerine yer verildi. Japonya Dışişleri Bakanlığı aylık dergisi Gaikou, Türk diplomasisinin etkinliğini bir anda nasıl artırdığı sorusuna cevap aradığı Masanori Naito imzasını taşıyan makalede, 11 Eylül ile birlikte "Hıristiyan Avrupa" düşüncesinin, Türkiye'nin dışlanması olarak kendini gösterdiği yorumu yapılarak, "2010 yılında Yunanistan ve İrlanda'da finansal krizlerin patlak vermesinin ardından Türklerin genel duygusu, 'iyi ki üye olmamışız, zaten gerek de yok' yönünde değişmeye başladı" ifadelerine yer verildi.
AB Haberin yansıttığı makalede, AB'nin "mantık dışı" davranışlarıyla karşılaşılsa da Türkiye'nin, Avrupa standartlarını arzulamaya ve Avrupa değerlerini takip etmeye devam edeceği yönünde kuvvetli öngörüler olduğuna dikkat çekilerek, "İnsan hakları, demokratikleşme, yasal reformlar konusunda gecikmiş ve tam olgunlaşmamış bir geri kalmış ülkeyi kabul edip etmemenin, ileri ülkelerin örgütü AB'nin kararına bağlı olduğu şeklindeki tavra liderlik edenler, Danimarka, Hollanda, Fransa, Almanya, Avusturya'dır. Bu liderler yanılgı içindedir" yorumunda bulunuldu.
Ayrıca, 12 Eylül'de gerçekleştirilen Anayasa referandumunun, bir anlamda laiklik yanlılarının güçlerini hapsedecek son darbe olduğu savunularak, "Ergenekon" ve "Balyoz" davalarına ilişkin "Türkiye'de medyayı çok meşgul etse de halen ikisinden birine yönelik kesin bir kanıt ortaya konabilmiş değil" ifadeleri kullanıldı.
"Ankara'nın mavi marmara tepkisinde hedefi islami popülizmdi"
Türkiye'nin Afganistan, Filistin ve İran ile gerçekleştirilen ara buluculuk diplomasisinin, daha ziyade hedefe ABD'yi aldığı yorumunu yapılan makalede, Mavi Marmara baskını konusunda Türk hükümetinin gösterdiği hassas tepkinin "sabırsızca bir kumar oynandığı izlenimi verse de" ara buluculuk diplomasisinde bir başarı örneği olduğu belirtilerek nu bağlamda şu ifadelere yer verildi:
"Türk hükümetinin hedefi, yakınında yer alan egemen devletleri görevlerini yapmaya zorlamak, Filistin sorununa müdahil olmaktan ziyade ulus-devlet sınırlarını aşan bir İslami popülizmdi." Türkiye'nin enerji politikası konusu ise, "Rusya'ya bağımlılık tercihler arasında bir seçenek değildir. Türkiye ayrıca petrol ve doğalgaz nakli konusunda Kafkas ve Orta Asya ülkelerinin Rusya'ya yönelik hissiyatının ne denli muğlâk olduğunu bilerek Rusya'nın nüfuz alanından uzak bir rota ısrarını sürdürüyor" şeklinde yorumlandı.
"Japon uzmanlar Türkiye ilişkilerinde becerikli değil"
Türkiye'nin Japonya ile olan ilişkilerinde ise Japonya'nın dış politika uzmanlarının Japonya'ya karşı büyük sempati besleyen milletlerle diplomasi konusunda becerikli olmadığı eleştirisi yapılarak Enerji stratejisi konusunda şu ifadelere yer verildi:
"Nükleer santral inşasının birini Rusya'ya, diğerini de Japonya'ya vermek arzusunda olan Türkiye'nin tavrı, Doğu Asya'daki güç dengelerini de göz önünde bulundurarak Japonya'nın Türkiye'nin içinde bulunduğu jeopolitik durumu anlayacağının beklendiğine dair bir işarettir. Benim korkum Japonya'nın, bizden çok uzakta bulunan bu dost ülkenin niyetini yeterince kavrayamamış olmasıdır."