Türkiye'nin üyeliği 'Soğuk Savaş' kadar önemli
Hollanda AB İşleri Devlet Sekreteri Frans Timmermans, "Türkiye'nin AB'ye üyeliği, Soğuk Savaşın sona ermesi veya Almanya-Fransa rekabetinin sona ermesiyle aynı öneme sahiptir" dedi.
cumhuriyet.com.trHollanda'nın Ankara'daki Büyükelçilik rezidansında basın mensuplarıyla kahvaltıda biraraya gelen Timmermans, "Türkiye'nin üyeliği, hem tüm Avrupa'ya hem de tüm dünyaya, yüzde yüze yakın bir Müslüman nüfusa sahip olmakla aynı zamanda Avrupa'nın temel değerlerini taşıma, hukukun üstünlüğüne inanma ve insan haklarına saygıda bir karşıtlık olmadığını gösterecektir. Bu Avrupa'da ve dünyada gelişmeye katkı sağlayacaktır. Türkiye'nin üyeliği, Soğuk Savaşın sona ermesi ve Almanya-Fransa rekabetinin sona ermesiyle aynı öneme sahiptir" dedi.
Timmermans, Türk hükümetinin AB'ye katılım konusunda gösterdiği kararlılığı gördüklerini belirterek, Türkiye'nin üyeliğinin AB'ye yeni bir boyut kazandıracağını söyledi.
"Türkiye'nin üyeliği gerçekleşecek mi?" diye soran Timmermans, "Sanırım Türkiye üye olacaktır, ancak bu tamamen Türkiye'ye bağlıdır. Bu süreçte Türkiye için mükafat AB üyeliği değil, Türkiye'nin kendi kendini değiştirmesi olacaktır. Türkiye eğer AB üyeliği için gereken reformları gerçekleştirirse, AB'ye girme veya girmeme konusunda kararı yine kendisi verecektir. Umarım Türkiye AB'ye üye olur, ama bu tamamen Türklere bağlı bir durum" diye konuştu.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve Türkiye'deki diğer yetkililerle Türkiye'nin AB üyeliği, bölgesel sorunlar, anayasa değişikliği konusunu görüştüklerini belirten Timmermans, ayrıca hem Türkiye hem de Hollanda'nın aktif üyesi oldukları G20 ve küresel ekonomik kriz gibi iki ülkeyi ilgilendiren alanlarda görüş alışverişinde bulunduklarını bildirdi.
Avrupa'da "İslam fobisi"
Hollanda'da ve Avrupa'da yaşandığı ileri sürülen "İslam fobisi" konusuna da değinen Timmermans, Hollanda'da daha önce Protestanlarla Katoliklerin evlenmediğini, hatta birbirlerinden alışveriş bile yapmadıklarını anlatarak, Hollanda'nın o günlerden bugünkü çok kültürlü toplum yapısına kavuştuğunu belirtti.
1970'li yıllarda gelen Türk ve Faslılara "sadece birkaç yıl çalışıp geri dönecekler" gözüyle bakıldığını kaydeden Timmermans, yine de toplumda ciddi bir ayrışma olmadığını, ancak 11 Eylül olaylarının hemen ardından tüm Hollanda toplumunda Türkler, Faslılar ve Somalililer gibi azınlıkların aniden Müslüman olarak algılanmaya başlandığını ifade etti.
"Biz daha önce bu toplulukları hiç Müslüman diye çağırmıyorduk. Onlar bir gecede Müslüman oldular" diyen Timmermans, şu anda bazı Hollandalılar tarafından İslam'ın onlar için bir tehdit gibi algılanmaya başladığını kaydetti.
Türklerin Hollanda'da diğer Avrupa ülkelerine göre daha başarılı olduklarını ifade eden Timmermans, bu toplumların daha iyi entegre olması ve daha başarılı olmaları için açık bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Hollanda toplumunda yaşanan radikal İslam tartışmalarının, burada yaşayan Türk toplumunun ortaya koyduğu büyük başarıları örttüğünü ifade eden Timmermans, asimilasyon tartışmaları konusunda da "asimilasyon ile entegrasyon arasında çok büyük farklar var, asimilasyonun anlamı entegrasyona hayırdır" diye konuştu.
Kıbrıs konusu
Kıbrıs konusunda ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas arasındaki görüşmelerin devam ettiğini ve bu görüşmelerden olumlu sonuç çıkmasını beklediklerini belirten Timmermans, "AB'nin bazı sorunları hallederek, Kuzey Kıbrıs'a daha açık hale gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun yanında başka şeyler de gerekli tabi. Türkiye'nin Ankara Protokolünü uygulamaya geçirerek limanlarını Rum gemilerine açması gerekiyor. Bunlar bizim beklediğimiz şeyler" diye konuştu.
Hem Talat hem de Hristofyas ile görüşmeler yaptığını ve iki liderin bir sonuca varmasını beklediğini kaydeden Timmermans, "Eğer bu problemi çözmezsek sadece Türkiye değil, Avrupa olarak biz de problemle karşılaşacağız" ifadelerini kullandı.
Timmermans, AKP hükümetinin yürüttüğü "Kürt Açılımı" konusunda ise, daha önce bu konularda konuşmanın bile mümkün olmadığını ancak gelinen aşamada daha rahat diyaloglar geliştirilebildiğini ifade ederek, "Ana dilde konuşma, kültürel haklar, eğitim hakları gibi alanlar çok önemli, ama aynı zamanda uzun bir dönem korkunç terörizme maruz kalmış halka daha iyi bir konfor sağlanması da önemli" ifadelerini kullandı.
Timmermans, dün yaptığı görüşmelerde hükümetin bu alanlarda çok ciddi bir kararlılığı olduğunu gördüğünü sözlerine ekledi.
Hollandalı Bakan, 2012 yılında Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişki kurulmasının 400. yılının kutlanacağını ve buna özel programlar yapmak istediklerini bildirdi.