"Türkiye'nin 'sıfır sorun' politikası fiyaskodur"
The Guardian'ın tanınmış köşe yazarı Simon Tisdall, Türkiye'nin "sıfır sorun" politikasının başarısız olduğunu savunduğu yorumunda, "Türk hükümetinin, bölgesel güç olma girişiminin her dönemecinde başı belaya giriyor" görüşünü öne sürdü.
cumhuriyet.com.trSimon Tisdall, "Türkiye'nin 'sıfır sorun' politikası fiyaskodur" başlıklı yazısında "Türk hükümetinin, bölgesel güç olma girişiminin her dönemecinde başı belaya giriyor" dedi. Halen Türkiye'de şiddet tırmanışının, Erdoğan hükümetinin "Kürt sorunu"nun çözümünde daha ne kadar kat edecek yolu olduğunu gösterdiğini belirten Tisdall, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak yeniden başlayan çatışmalar, daha geniş bir sorunu da gündeme getiriyor. Bu da, Erdoğan ve yüksek profili Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun benimsedikleri 'komşularla sıfır sorun' politikasının ne ölçüde elde tutulur, kalıcı sonuçları ürettiği meselesi. Çok sayıda cephede büyük iddialar, çetin gerçeklerle karşı karşıya geliyor."
"Erdoğan'ın girişimi, gerilimleri azaltmak yerine alevlendirdi"
Başbakan Erdoğan'ın PKK'nın geçen Cumartesi günü 11 asker öldürmesini sert dille kınarken belki Ankara'nın askeri olmayan önlemlerin çok az somut sonuçları sağlamasından duyduğu hayal kırıklığını da yansıttığını da kaydeden Tisdall, Türkiye'nin "sıfır sorun" politikasının "Karabağ" konusunda da sorun yaşadığını, tarihi Türk-Ermeni mutabakatının ise, Azerbaycan'ın öfkeli tepkilere yol açarak geri teptiğini savunurken, "Erdoğan'ın girişimi, gerilimleri azaltmak yerine alevlendirdi" yorumunu yaptı.
Simon Tisdall, Türkiye'nin bölgesel güç olma iddiasına rağmen Türk söylemlerinin paralelinde Kıbrıs'ta ikna edici adımların olmadığını savunduğu yazısında Erdoğan'ın önemli bir komşu olan İran ile ilişkileri iyileştirdiğini, ancak BM Güvenlik Konseyi'nde yaptırımlara karşı oy kullanarak ABD ve Avrupa'yı rahatsız ederken İran Cumhurbaşkanı Amenidejad'ı çok mutlu ettiğini kaydetti. "Gazze filosu faciasından sonra İsrail ile ilişkilerin en düşük düzeyde bulunduğu" da belirtilen yorumda, şöyle devam edildi:
"Stratejik kayma" spekülasyonlarına yol açıldı
"Erdoğan'ın bölgesel dış politika inisiyatifleri, İran ile flört etmesi, İsrail ile ayrışması ve şüpheli olarak görülen Suriye gibi ülkelere kur yapması, Batılı yorumcuların, Türk politikasında, AKP'nin yurt içinde bir neo İslamcı gündemi takip etmesinin paralelinde, Batı ve NATO'dan uzaklaşıp Arap ve Müslüman dünyalarına doğru bir 'stratejik kayma' konusunda spekülasyon yapmalarına yol açtı.
The Guardian yazarı, bu "stratejik kayma" yorumlarının örneklerini verdikten sonra ABD Kongresi'nde de "Algılanan kaymanın kuvvetli bir biçimde eleştirildiği"ne, ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in de AB'yi suçladığına dikkat çekti.
"Ellerine, yüzlerine bulaştırıyorlar"
Davutoğlu'nun ise, Batılı ülkelerin kaygılanmak yerine Türkiye'nin giderek daha merkezi bir rol oynamasından memnun olmaları gerektiğini söylediğine de işaret eden Tisdall, verilen bu yöndeki güvencelerin "esas mesele"yi kaçırmış olabileceği savunarak, "En az Batılı bir perspektiften sorun, Erdoğan ve Davutoğlu'nun Türkiye için daha büyük bir rol istemeleri veya bunun için giderek artan biçimde tek başlarında harekete geçmeye hazır olmaları değil. Sorun, bunu yaptıklarında çoğu zaman ellerine, yüzlerine bulaştırmalarıdır" görüşünü öne sürdü.