Türkiye’nin ilk peynir müzesi Kars’ta
Müze, kaybolmaya yüz tutmuş peynir çeşitlerinin kayıt altına alınmasını, gıda kodeksine göre üretilebilecek olanları ulusal pazara kazandırmayı, diğerlerinin de evsel tüketimde kullanarak müzenin yanında oluşturulan ‘kadın bakkal’da satılmasını sağlamayı amaçlıyor.
Burcu Akkaya/CumhuriyetKars'ta 20'nin üzerinde peynir çeşidi bulunuyor ancak AB Gıda kodeksi standardizasyonu ile birlikte peynirler; kaşar, gravyer ve tel peynir olmak üzere 3 çeşide indi. Bunların dışında kalan ve 4-5 bin yıllık bir üretim kültürünün ürünü olan peynirler ise evde aile içi tüketime yönelik olarak üretilmeye başlandı. Anneanne ve babaanneler öldüğünde geriye 4-5 çeşit peynir kalacak. Hem kültür hem de yerel tatların kaybolmaması için bir eko müze düşünüldü ve hayata geçirildi.
Değerleri erozyona uğramış bölgelerde sivil inisiyatiflerce kurulan eko müzeler 1960’lı yıllardan beri Fransa’da tartışılıyor. Kars’ta yok olmak üzere olan kültürleri yaşatmaya çalışan ve canlı, yaşayan müzelerden birisi olarak 2010 yılında ortaya çıkan 'peynir müzesi' projesi tamamlandı. Müze, kaybolmaya yüz tutmuş peynir çeşitlerinin kayıt altına alınması, bölgede üretim izni olmayan fakat yapılan ürünlerin üretim bilgilerinin kayıt altına alınarak gıda kodeksine göre üretilebilecek olanları ulusal pazara kazandırma, diğerlerinin de evsel tüketimde kullanarak müzenin yanında oluşturulan ‘kadın bakkal’da satılmasını sağlamayı amaçlıyor.
Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkanı İlhan Koçulu, Peynir Müzesi'nin; kaybolmaya başlayan peynir türlerini kurtarmak, üretim süreçlerini korumak, bu süreçte, gıdalara nelerin tat verdiğini bulmak ve Kars bölgesindeki peynirin hikâyesini anlatmak, ürünleri dünyaya tanıtmak için kurulduğunu ve bu sayede köye yılda 700 turist geldiğini belirtiyor.
Organik tarım da var
Boğatepe Merkez köyde kurulan Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği; yerel tohumların korunması, organik tarımın bölgede yaygınlaştırılması, çiftçi eğitimi yapılması, bölgenin somut olmayan kültürel mirasının ortaya çıkarılması, görünür hale getirip tanıtılması, yöre köylüsüne farklı sağlık eğitimleri verilmesi ve bölgede yaşam kalitesinin arttırılması konularında çalışmak üzere 2007 yılında kurulmuş. Köy kültürüne dayalı kırsal turizmi geliştirerek bölgedeki köylülere ek gelir sağlıyor.Köyde, Fransa’nın TAMADI Derneği ile ortaklaşa yürütülen kültürel paylaşım ve köy yaşamını destekleme amaçlı doğa ve kültür turizmi çalışmaları 2008 yılından beri sürdürülüyor. Bugüne kadar Fransa’dan çok sayıda grup gelmiş. Gruplar Boğatepe, Kuyucuk köylerinde köy evlerinde, çadır kamplarında ağırlanmış, Susuz ilçesinde de yine bölge halkının evlerinde konaklatılmış. Peynir mandıraları ve tıbbi aromatik bitki kurutma atölyelerini ziyarete gelen turist sayısı bini aşmış bulunuyor.