Türkiye'de muhalif olmak zor

KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...

cumhuriyet.com.tr

Ülkemizin tarihsel sürecine bakıldığında toplumsal, kültürel ve siyasi yapısına dayanan koşulları nedeniyle muhalif düşünceye sahip olmak hayli zordur.

Hele ki günümüzde.

Özellikle son yıllarda politik mücadele sınırlarını aşmıştır.

Rakibini imha etmeye, ağır suçlamalarla zan altında bırakmaya, tutuklatmaya, cezalandırmaya gerekirse bertaraf edilmesinde hiçbir sakınca görülmemiştir. 

Kendisinden olmayanı “terörist” ilan etmek veya terörle ilişkilendirmek, “vatana ihanet” ile suçlamak, “hukuki güvenceden mahrum bırakmak”, “tehdit ve baskılarla” sindirmek alelade bir yöntem ve söyleme dönüşmüştür. 

Mesela “Terör örgütleriyle içli dışlısınız!” sözü.

Bu sözü Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan o kadar çok duyduk ki yıllardır. 

Daha yeni Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemcilere yönelik " Bu işin içinde teröristler var" demişti.

Çok geçmişe gitmeye gerek yok. 

Daha birkaç yıl önce Türk Lirası'nda değer kaybı yaşandığı bir dönemde elinde dövizi olanlar için  "Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde doları, avrosu, faizi olan terörist arasında amaç bakımından hiçbir fark yoktur" ifadesini kullanmıştı.

Kredi derecelendirme kuruluşları için ekonomik terör estirdiğini hatta Türkiye'yi nasıl ürkütürüz gayreti içinde olduklarını belirtmişti.

Millet İttifakı için Cumhur İttifakı'nın karşısındaki "Zillet İttifakı" tabirini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı hızını alamamış olacak ki “Zillet İttifakı'nın amacı terör örgütlerinin uzantılarını belediye meclislerine taşımak" olduğunu iddia etmişti.

Covid – 19 salgınının yayılmaya başladığı dönemde yardım toplayan muhalif belediyelerin faaliyetleriyle "FETÖ ve PKK" arasında bağlantılı olduğunu hatta benzer teşebbüslerin geçmişte FETÖ ve PKK gibi örgütler tarafından da denendiğine dem vurmuştu.

Hükümet sisteminin değiştirilmesinin oylanacağı Anayasa referandumu öncesinde, yeni sisteme "hayır" diyenlere "Kim hayır diyor? İmralı, Kandil, FETÖ. Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu" ifadesini kullanmıştı.

Onun gözünde CEHAPE zihniyeti hep terör örgütleriyle içli dışlıydı zaten.

Gazeteciler, muhalif vekiller, yazarlar, tiyatrocular, sinemacılar, akademisyenler eğer Cumhurbaşkanı’nın istikametinde değilse terörist olması içten bile değildi.

Zaten taraf olmayan bertaraf olur sözünü boşuna söylememişti.

Lakin Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP cenahının gözden kaçırdığı bir şey var.

Bu ülkenin ekmeğini yiyen suyunu içen kim varsa ne FETÖ ne PKK ne de başka bir terör örgütüyle iltisak içinde olamaz, olmamalıdır. Varsa hukuk gereğini yapmalıdır.

Muhalefet eleştiriyorsa bunun tek sebebi AKP politikalarını beğenmediği içindir.

Muhalefet edenler demokrasiye, hukuka, halkın hür iradesine sıkı sıkıya bağlı ve saygılıdır.

AKP ve Cumhurbaşkanı’na muhalefet edenlerin tek düşüncesi ve arzusu 2002 yılında halkın iradesiyle nasıl başa geldilerse 2023 yılında da halkın iradesiyle koltuklarını devretmeleridir.

Bu da yalnız ve yalnız halkın oyu ve teveccühü ile mümkündür.

Ne terör örgütleri ile iltisak halinde olmak ne de cuntacılardan darbe beklemek hiçbir vatan evladının ve muhalif düşüncenin ne aklındadır ne kalbinde.

Hükümeti eleştirenler darbeci yahut terörist değil sadece AKP ve Cumhurbaşkanı’nın politikalarını beğenmeyen ve bu ülkenin daha refah, daha özgürlükçü, daha demokrat bir yapıya kavuşmasını isteyenlerdir.

Lütfen bunları unutmayınız!