'Türkiye, zirve sonrasındaki süreci iyi değerlendirmeli'
TÜSİAD'ın değerlendirmesinde, "Türkiye'nin, yeni oluşacak iklim rejiminde gelişmekte olan ülkelere sağlanması öngörülen teknoloji ve finansman fonlarından faydalanması, rekabet gücünü koruması ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi açısından hayati önem taşımaktadır" denildi.
cumhuriyet.com.trTürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), 2012 sonrası yeni iklim rejiminin çerçevesinin belirlenmesi amacıyla Kopenhag'da gerçekleştirilen COP 15 İklim Zirvesi'nde alınan kararları değerlendirdi.
TÜSİAD'dan konuyla ilgili yapılan değerlendirmede teknik müzakereler ve çalışmalarda sera gazı emisyonlarının azaltım oranları, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için yapılacak "iklim yardımı", ormanlar sorunu, taahhütlerin takip edilmesi, pazar mekanizmaları, yasal çerçeve gibi konularda anlaşma zemininin sağlanamadığının altı çizildi.
Bağlayıcılığı bulunmayan "Kopenhag Mutabakatı"nın daha ziyade bir uzlaşı metni olduğu hatırlatılan değerlendirmede, Haziran 2010'da Bonn'da yapılacak ara toplantıyı takiben resmi bağlayıcılığı olan bir anlaşmaya en geç Aralık 2010'da Meksika'da gerçekleşecek COP 16 toplantısında varılmasının hedeflendiği belirtildi.
Kopenhag Mutabakatı ile 2010-2012 yılları arasında gelişmekte olan ülkelere 30 milyar dolar fon sağlanmasının hedeflendiğine dikkat çekilen değerlendirmede, kısa vadede Avrupa Birliği'nin 10,6 milyar dolar, Japonya'nın 11 milyar dolar ve ABD'nin 3,6 milyar dolar yardım vaat ettiği hatırlatıldı. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerin şeffaf denetleme mekanizmalarını kabul etmesi şartı ile 2020 yılına kadar yıllık 100 milyar dolar tutarında fon desteği almalarının öngörüldüğüne de işaret edildi.
Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor
2012 sonrası yeni iklim rejiminin diğer ülkeler gibi Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiği belirtilen TÜSİAD değerlendirmesinde, Türkiye'nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin EK 1 ülkeler listesinde yer aldığı ifade edilerek, "Türkiye, müzakerelerde tüm göstergelere göre kendisinin gelişmekte olan ülke olduğunu belirtmiş ve Ek 1 ülkeleri arasındaki gelişmişlik farklarına dikkat çekmiştir. Müzakere metinlerinde Türkiye her ne kadar gelişmiş ülkeler listesinde yer alsa da özel durumunu teyit eden ve 2001 yılında Marakeş'te alınan karara atıfta bulunması önem taşımaktadır" denildi.
Rekabet gücü açısından hayati önem taşıyor
TÜSİAD'ın değerlendirmesinde, Türkiye'nin gelecek süreci iyi kullanarak gerekli envanter, veri, bilgi, strateji ve eylem planı çalışmalarını tamamlaması gerektiği vurgulanarak şu görüşlere yer verildi: "Türkiye'nin, yeni oluşacak iklim rejiminde gelişmekte olan ülkelere sağlanması öngörülen teknoloji ve finansman fonlarından faydalanması rekabet gücünü koruması ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi açısından hayati önem taşımaktadır. Kopenhag iklim zirvesi sonrasında Türkiye'nin Avrupa Birliği katılım süreci çerçevesinde çevre faslı müzakereye açılmıştır. Birçok sektörü yatay kesen çevre konusu vizyoner bir bakış açısı ve entegre bir yaklaşım ile ele alınmalıdır. Direktiflere yönelik toplam maliyet, yatırım, detaylı uygulama planları ve uygulama süresini içeren bir etki analizi yapılmalı ve müzakere pozisyonu bu etki analizi ile desteklenmelidir. Bu süreçte yükümlüğü paylaşacak olan özel sektörün, müzakere ve uyum sürecinde aktif rol alması ülke rekabet gücü açısından hayati önem taşımaktadır".