Türkiye-Rusya diyaloğu çözer

Analist Mert, “Ermenistan’ın, Rusya’nın muvafakati olmaksızın bir saldırı başlatması mümkün değildir” dedi. Emekli Büyükelçi Özülker ise, “Bu işin sonunda Azerbaycan ayağa kalkarsa, sürpriz olmaz” diye konuştu.

Sena Yaşar

Güvenlik yönetimi ve kritik altyapı tesisleri güvenliği konusunda çalışmalar yapan analist Şafak Mert, “Ermenistan saldırılarıyla neredeyse eşzamanlı olarak Rusya’dan Erivan’a yapılan kargo uçuşları, bu saldırılarda Rusya’nın durduğu yeri net olarak göstermektedir. Sınırlarını bile koruyamayan Ermenistan’ın, Rusya’nın muvafakati olmaksızın bir saldırı başlatması mümkün değildir” dedi. Emekli Büyükelçi Uluç Özülker ise Ermenistan-Azerbaycan arasındaki çatışma ve gerilimi, Rusya ile Türkiye’nin kuracağı diyaloğun çözeceğini söyledi.

Bölge üzerine çalışmalar yapan analist Mert ve emekli Büyükelçi Özülker, Azerbaycan-Ermenistan arasında yaşanan çatışmayı Cumhuriyet’e değerlendirdi. Ermenistan’ın sadece askeri değil, propaganda anlamında da saldırı için hazırlık yaptığını anlatan Mert şunları kaydetti: “Hatta Fransa ve Yunanistan’ın da aynı söylemleri yayması Ermenistan’ın uluslararası destek için çalışmalara önceden başladığını gösteriyor. Çavuşoğlu ile Lavrov’un telefonda görüşmesi, bölgede barışın tesisinde anahtar ülkeleri ortaya koyması açısından önemlidir. Ancak Minsk grubunun eşbaşkanı olan Rusya’nın, suçlunun (Ermenistan) yanında dururken mağduru (Azerbaycan) karşısına alması, barış umudunun biraz erteleneceğinin işareti olarak okunabilir. Tabii bu denkleme son dönemde Türkiye’ye açıkça cephe alan Fransa’nın Minsk grubunun eşbaşkanlarından biri olduğu ve kendince Türkiye’yi çok cephede meşgul ederek hiçbir söz hakkının olmadığı Doğu Akdeniz’de söz sahibi olmaya çalıştığı gerçeğini koyunca, Ermenistan’ın motivasyonu daha net açığa çıkmaktadır. Tabii İran faktörünü ve İran’ın Ermenistan’a verdiği desteği de göz ardı etmemek lazım.”

FİİLİ DESTEK: İHA

Türkiye’nin fiili desteğini İHA’larla da yaptığını söyleyen Mert, “Bundan sonraki dönemde iki ülke arasındaki işbirliğinin daha da artacağını öngörmek yanlış olmayacaktır. Çatışmaların daha büyüyüp bölgesel bir savaşa evrilmesi tehlikesi her zaman var. Ancak Rusya’nın ne savaş ne barış ortamını tercih etmesi dolayısıyla bu çatışmaların mevzi olaylar olarak kalması olasılığı daha yüksek. Doğalgaz ve petrol talebindeki daralma dolayısıyla zor günler bekleyen Rusya’nın Azerbaycan’ın Avrupa’ya gaz ihracını kısıtlayabilecek böyle bir ortamdan fazlasıyla hoşnut değil” dedi.

‘ABD-RUSYA BİLEK GÜREŞİ’

Emekli Büyükelçi Özülker ise zayıf olan Azerbaycan’ın, petrol ve doğalgaz ihracatıyla son yıllarda güçlendiğine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Para arttığı ölçüde silahlanma da arttı. Bunun arkasında Türkiye de var. Türkiye, Azerbaycan ordusunu eğitir durumdadır. Saldırıların odağındaki Tovuz, petrolün Ermenistan üzerinden geçirilemediği için kullanılan hattın adıdır. Buraya saldırmanın, Ermenistan yönünden bir anlamı olmalı. Bu saldırılar, akla Amerika ve Rusya’nın, Doğu Akdeniz de başta olmak üzere, kaynak konusunda bilek güreşine girdikleri fikrini akla getiriyor. Aliyev, zamanında, ‘Bu iş barışçıl yoldan çözülmüyor’ demişti. Hakikaten öyle. Türkiye’nin Ortadoğu ve Akdeniz sorunlarını ve Azerbaycan ile ilişkileri de düşününce, bu saldırıların Türkiye’ye yeni bir baskı yapma yolu olduğu akla geliyor.”

“Amerika ile diyaloğumuz ve sorunları konuşacak bir ortamımız yok. Rusya’yla böyle değiliz” diyen Özülker, şunları kaydetti:  “Bu işin sonunda Azerbaycan ayağa kalkarsa, sürpriz olmaz. Ermenistan hem suçlu hem güçlü. Sebepsiz yere sivilleri hedef alıyor, diğer yandan olmayan halkını seferberliğe çağırıyor. Olmayan ekonomiyle savaşa kalkıyor. Bunlar altından kalkabileceği durumlar değil. Bugünlerde, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de karmaşa varken, burada çatışma olursa Türkiye yönünden çok arzu edilebilecek bir şey olmayacak. Olayı ileri safhalara taşıtmamak konusunda Rusya’yla harekete geçebileceğimiz düşüncesindeyim.” l ANKARA