Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin web sayfası hacklendi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin web sayfasına bağlanmak isteyenler, başında siyah bir kurdela görüntüsünün yer aldığı, "İtiraz Ediyorum" başlığını taşıyan bir metinle karşılaştılar. Cemiyet sayfasını "hack" edenler, "Basın Özgürlüğü" isteyen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ni protesto ediyorlar.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye'de Gazetecilerin örgütlü olduğu en büyük örgüt olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin "www.tgc.org.tr" adresindeki web sayfası dün hacklendi.

Sayfaya bağlanmak isteyenler doğrudan "http://uygulama.totalh.com/basin.htm" adresine yönlendirildiler.  Bu adreste de başında siyah bir kurdelanın yer aldığı sayfa ile karştılar.

Sayfada yer alan  "İtiraz Ediyorum" başlıklı metinle,  "Basın özgürlüğü" isteyen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti protesto edildi.

Metnin sonunda "Bu protesto mesajı 'Türkiye'de basın özgürlüğünün olmadığından' yakınanlara ithafen hazırlanmıştır. Bu eylemden sonra tgc.org.tr adresinde yayınlanan aleyhimizdeki sözlerin tamamı kulak ardı edilecektir." denildi.

 

TGC bir basın açıklamasıyla internet sitesine saldırıyı kınadı

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, resmi internet sitesinin ”hacklenmesinin” basın özgürlüğüne tahammülsüzlüğün yeni bir örneği olduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı:

“Basın özgürlüğüne ve düşünceyi ifade özgürlüğüne tahammülsüzlüğün yeni bir örneğini yaşadık. Bu girişim Türkiye’de cezaevlerinde 68 gazetecinin tutuklu olmasını, gazetecilerle ilgili 2 bin dava ve 4 bin soruşturma açılmasını yok saymanın bir başka biçimidir. Basın özgürlüğü ve gazetecilerle ilgili baskılar konusunda 1946 yılından bu yana çalışan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, meslekteki her görüşten tüm gazetecileri kapsayan ve kucaklayan çalışmalarını sürdürmeye kararlıdır. Her türlü tehdit ve hedef gösterme, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni doğru bildiği yoldan döndürmeye yetmeyecektir.“




"İtiraz Ediyorum" isimli metinde ise şöyle denildi:

"Ak Parti iktidara geldiğinden beri, bu ülkede bir şeylerin harekete geçtiğini görüyoruz. Harekete geçen bu şey her neyse, doğrudan Ak Parti'yi hedef aldığı apaçık ortada. Ak Parti hakkında ortaya attıkları binbir türlü iftira ve yalan ile "gazetecilik" yaptığını zanneden köşe kapmaca oyuncularının, bu ülkenin oksijenini tükettiğini çok iyi biliyoruz.

Bu ülkede basın özgürlüğünün olmadığını söyleyen bu köşe kapmaca oyuncuları, her sabah işlerine gidip masalarının başına geçerek "hükümeti bugün nasıl yıpratabilirim" ana fikri ile kalemlerini ya da teknolojinin getirdiği kişisel bilgisayarları ile köşelerinde oturup yazılar yazmaya, karikatürler çizmeye başlarlar. Ak Parti için "analarını bile satarlar" ifadelerini kullanmaktan çekinmeyen köşe kapmaca oyuncuları ayrıca şu anki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın eşi olan Hayrunnisa Gül'e de "eğreti gelin" demekten kendilerini alıkoymazlar.

 "Gazeteciler gözaltına alınamaz" mantığıyla hayatlarını idame ettiren bu varlıklar, gazeteciliği bir "ilahlık" olarak görmektedirler.

"Gazeteci istediğini yapar, istediği örgüte katılır, kimse ona karışamaz" düşünceleri yine bu varlıkların zihinlerinde yer edinmiştir. Hukuki bir süreç esnasında davanın seyrini değiştirmeye gayret edip, gözaltında bulunan zanlıları aklama çabasında bulunan bu varlıklar, "Hukuk Devleti" çatısı altında yaşadıklarını ara ara unutmaktadırlar. Hükümet hiçbir gazeteciyi susturmaya çalışmaz. Zîrâ bir gazeteci, doğruluğunu ispatlayabileceği her türlü haberi yazabilir. Geçen haftalarda kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alınıp sonra da tutuklanan gazeteciler için yargı süreci başlamışken, bu varlıklar yine sahneye çıkıp sözde "meslektaşlarını" koruma çabasına girerek, hükümetin kendilerini tasfiye etme planı içerisinde olduğunu köşelerinden haykırmaktadırlar.

Bu varlıklar bazen bir dernek çatısı altında toplanabilirler. Bu dernek tarafından, çeşitli başarı ödülleri bu varlıkların seçtiği gazetecilere yada yayın organlarına verilir. Sorumluları Adalet önünde hesap veren yayın organlarına ödül vermeleri ise gayet düşündürücüdür.

Son olarak bu varlıkların halen aramızda yaşadığını bildiğimizden yola çıkarak; bunlara olan itimadın bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek cümlelerimi şu cümle ile sona erdirmekten onur duyarım.

Lütfen köşelerinizdeki kir ve lekeleri temizleyin. Okuyucunun karşısına bu lekelerle çıkmak rahatsızlık veriyor olsa gerek."

 

'KORKUNUN HAKİM OLDUĞUNU GÖRMEKTEN ENDİŞE DUYUYORUZ'