'Türkiye dış ekonomik krizden en kolay kurtulan ülkedir'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Şu anda Türkiye dış ekonomik krizin etkisinden en kolay kurtulan, bunu en az hisseden ülke olmuştur'' dedi.
cumhuriyet.com.trDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, beraberinde Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ve Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt ile uçakla Ankara'dan Mardin'e geldi. Arınç'ı, havaalanında Mardin Valisi Hasan Duruer, Belediye Başkanı Beşir Ayanoğlu, AKP milletvekilleri Cüneyt Yüksel, Süleyman Çelebi, Halit Demir ve Gönül Bekin Şahkulubey ile çok sayıda partili karşıladı. Havaalanından Mardin Organize Sanayi Bölgesine geçen Arınç, burada yapılacak Mardin Toptancılar Sitesi'nin temel atma törenine katıldı.
Arınç, burada yaptığı konuşmada, medeniyetler şehri Mardin'de bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, Mardin'in farklı medeniyetlere beşiklik etmesi ve kültür, tarih, sanat ve ilim merkezi olmasıyla sadece Türkiye'nin değil, bütün dünyanın dikkatini çeken bir şehir olduğunu vurguladı.
'Ekonomi iyi noktada'
Siyasi yaşamının 30-40 yılı bulduğunu, 60'lı yıllardan bu yana Türkiye'nin hep ekonomik krizler yaşadığını belirten Arınç, ekonomide Türkiye'nin çok iyi bir noktada olduğunu söyledi. 1960, 1970, 1980 ve 1990'lı yıllarda mutlaka iç sebeplerden kaynaklanan ekonomik krizlerin yaşandığı anlatan Arınç, şöyle konuştu: ''Sonra zorunlu bazı tedbirler alınmıştır, acı reçeteler uygulanmıştır. Devalüasyonlar yapılmıştır. Enflasyon yüksek tutulmuştur vesaire... En sonunda 2000 ve 2001 krizlerinde Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşamıştır. Türkiye bir gecede fakirleşmiştir; 600 bin lira olan dolar 1700 çıkmıştır. Devalüasyon yüksek oranda yapılmış, raflar boşalmış, işsilik çığ gibi büyümüştür. Gecelik faizler yüzde 7 binleri, 15 binleri bulmuştur ve Türkiye fakirleşmiştir. Çok şükür 2001'den sonra 10 yıllık bir süreçte hükümetimiz döneminde alınan tedbirler ve uygulanan ekonomik yöntemler bizi ayağa kaldırmıştır. Şu anda Türkiye dış ekonomik krizin etkisinden kolay kurtulan, bunu en az hisseden ülke olmuştur. Eskilerin bir sözü vardır. 'Halep oradaysa arşın burada' diye. 'İşte Yunanistan orada ise Türkiye burada' diyebiliriz. Şimdi memurlar hükümetle anlaşmış diyelim, pazarlık yapmışlar. En düşük memur maaşına 250 lira civarında zam gelmiş. Ayrıntılara girmiyorum. Yani artıda anlaşmışlar. Oysa Yunanistan eksi 10'lara, 20'lere imza atıyorlar. Çünkü 1 trilyon dolar borcu var. Yunanistan iflas noktasında. Ne memuruna ne de emeklisine maaş ödeyebiliyor. Cumhurbaşkanı maaş almıyor, milletvekillerin maaşı donduruldu.''
Arınç, İspanya ve Portekiz'de yüzde 28'lik en büyük işsizlik oranlarının var olduğunu, bu iki ülkede yüksek enflasyon ve dış borcun olduğunu söyledi. Son krizi bu ülkelerin yanı sıra İngiltere, Almanya, İtalya ve Fransa'nın da çok fazla hissettiğini dile getiren Arınç, Amerika'da bu iş başladığında milyar dolarlık finans kuruluşlarının battığını kaydetti.
'Büyüdüğümüzün işaretidir'
Türkiye'nin alınan tedbirler sayesinde makro ekonomik göstergelerde çok iyi bir noktada olduğunu da belirten Arınç, şöyle dedi: ''Türkiye'de 2000'lerde, 2001'lerde -9.9 olan büyüme, şu anda ilk 6 ayda yüzde 11'in üzerinde çıktı. Bunun için Allah'a hamdediyoruz. Öncelikle milletimizi bu büyük felaketten Rabbım kurtardı ama şüphesiz hükümet ekonomi yönetimi ve alınan tedbirler ile bunda çok başarı oldu. Hükümetimizi Türkiye'yi büyük bir felaketten kurtardığı ve artı büyümelere ileriye götürdüğü için ne kadar tebrik etsek azdır. Böyle bir hükümetin üyesi olmaktan doğrusu gurur duyuyorum. Parlamentodan çıkardığımız kanunlarla ve aldığımız tedbirlerle biz 3,5 sene içerisinde reel sektöre 40 milyar lira kaynak aktardık. 40 milyar bugünün parasıdır. Dünün parasıyla 40 katrilyondan bahsediyorum.''
Manisa'da diğer organize sanayi bölgeleri dolduğu için beşinci organize sanayi bölgesinin yapım aşamasında olduğunu belirten Arınç, Mardin'de de 45 yatırımcının yatırım için sırada beklediğini, 1. Organize Sanayi Bölgesi dolduğu için yenisine ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Arınç, ''Hem yabancı sermaye Manisa'da yatırım yaptı hem de yerli sermayede Manisa da 5. OSB için bizi zorluyor. Şimdi eğer Mardin'de bir tane OSB tamamen dolmuş ve sırada bekleyen pek çok kuruluş varsa bu bizim geliştiğimizin, büyüdüğümüzün işaretidir. Küçük sanayiler, küçük ve orta ölçekli işletmeler onları saymıyorum. OSB yeni üretim, ihracat ve istihdam demektir. Yüzde 13'lerin üzerinde olan işsizlik oranını yüzde 10'lara yaklaştırdık. Yüzde 10 ile 11 arasında bir noktadayız. Dünyada ekonomik kriz bütün ülkelerde işsizlik oranını sıçratırken, biz hamdolsun yüzde 10'lara inme durumundayız. Bunların hepsi birer başarıdır'' diye konuştu.
'Bütün dünya Mardin'i merak ediyor'
Arınç, Türkiye'deki bazı siyasetçilerin ''felaket tellalı'' gibi davrandığını, oysa siyasetçilerin topluma ümit vermesi gerektiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Böyle siyasetçi olmaz. Siyasetçi topluma ümit verir, güven tazeler, 'gelecek daha iyi olacak' der. Kendisi belki çok acı hisseder ama vereceği ümitlerle o ülkenin düze çıkmasını sağlar. Biz hep ümitli olduk. Ümitli olmanın karşılığını görüyoruz. Son yıllarda Mardin sadece Türkiye'de bilinen bir şehirken ve imkanları kısıtlıyken, bugün Türkiye Mardin'i görmek için akın ediyor. Bütün dünya Mardin'i görmek için merak ediyor. Öyle bir dış politika uyguluyoruz ki şu anda komşularla sıfır problem var. Vizeleri kaldırdık, 4 ülkeyle serbest ticaret yapıyoruz. Suriye, Ürdün, Lübnan ve Türkiye ayrıca kendi aralarında bütün vizeleri, sınırları kaldırdılar. Suriye sizin için ne kadar büyük bir anlam ifade ediyor Mardinliler. Farkındasınız değil mi?''
Oteller yetmiyor
Arınç, geçen Trabzon üzerinden Gümüşhane'ye gidişinde Trabzon Valisi'nin son dönemde kente çok sayıda Müslüman turistin geldiğini ve bu nedenle otellerde yer kalmadığı bilgisini ilettiğini söyledi. Trabzon'da 3 lüks otelin temelinin atıldığını anlatan Arıç, şöyle dedi: ''Bu insanlar ülkemize geldikleri için çok mutlu oldular. Bizim yaylalarımızdaki otel ve pansiyonlarda yer kalmadı. Bunlar geldikleri zaman geniş aile olarak geliyorlar ve batılı turistin bırakacağının 10 mislini bırakıyorlar. Bu güzellikleri gördükleri zaman her halde 'Cenab-ı hakkın vaat ettiği cennet buralar olsa gerek' diyorlar. Mardin'in buralardan hiçbir farkı yok. Mardin'de her taraf açık hava müzesi gibi tarihin her döneminde gelmiş yaşamış medeniyetleri bize gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'daki cemaat vakıfları, yani farklı inanç mensuplarının vakıfları ve azınlıkların temsilcileri, ruhani liderler bize bir iftar verdiler. Şüphesiz her dinde farklı olsa da oruç vardır ama biz Müslümanız bizim orucumuz da çok güzel. Biz Ramazanı 4 gözle bekleriz. Kadir Gecesi gelsin diye bekleriz. İftarlar, sahurlar, teravihler bizim için ayrı bir güzellik. Ama sağ olsun 400'e yakın azınlık mensubu iftar verdiler. Orada Süryanilerin temsilcileri de vardı. Bizi ısrarla davet ettiler. Mor Gabriel'deki ayine davet ettiler. Mardin bütün dünyada içinde barındırdığı farklı inançları, farklı etnik kökenleri barış içerisinde, sevgi içerisinde içerisinde birleştirmiş. Hamdolsun terörden uzak herkesin bir birine dost olduğu güzel bir kent. Onun sokaklarında gezmek o tarihi solmak herkes için fevkalade önemli. Ben size müjde veriyorum. Sadece Suriye, İran, Irak ve Ürdün kendi bölgemizden insanlar buraya koşmakla kalmayacak bütün dünyanın gözü burada. İngiltere, Amerika ve Avrupa hepsi... Biz kendimizi buna hazırlamalıyız. Belediyesiyle vilayetiyle özel sektörü ve yeni yatırımcılarıyla Mardin'i güzelleştirmeliyiz, tarihle buluşturmalıyız, tarihini korumalıyız.''