"Türkçe bu ülkenin ortak değeridir"

Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Türkçe'nin ülkenin ortak değeri olduğunu söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Prof. Dr. Akalın, Uşak Belediyesince Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen ''Geçmişten Geleceğe Türkçe'' konferansında, Uşak Belediyesi Meclisinin, kentteki iş yerlerinde Türkçe ad kullanılması yönünde karar aldığını hatırlatarak, bu karardan dolayı meclis üyeleri ve Belediye Başkanı Ali Erdoğan'ı kutladığını belirtti. Türkçe'nin çok güçlü ve gelişmiş bir dil olduğunu kaydeden dile getiren Akalın, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Türk dilinin zenginliğini, milli hislerine yansıttığını birçok kez ifade etmiştir. Dilin, millet gibi bağımsız olarak yaşayacağını vurgulamıştır. Yeryüzünde çok az dil, binlerce yıldır yaşamakta. Türkçe, bunlardan biridir'' dedi.

Türkçenin, pek çok dile sözcük verdiğini anlatan Prof. Dr. Akalın, şöyle devam etti:
''Dünyada yazılı ilk dil olan Sümerce'ye 168 kadar Türkçe söz vermişiz. Bugün Sümerce dili yok. Bence bilinen ilk yazılı Türkçe olan Orhon yazıtlarından önce de Türkçe yazı dili vardı. Kaşgarlı Mahmud'un Divanü Lügati't Türk'ü, Türkçe'nin ilk sözlüğü, ansiklopedisi, ilk dil birliği ve edebiyat seçkisidir. Dünyada yaygın diller arasında ilk on sıra Çince, İngilizce, İspanyolca, Hintçe, Türkçe, Arapça, Portekizce, Bengalce, Rusca, Japonca, Almanca ve Fransızcadır. Türkçe, dünya üzerinde, 120 milyon metrekare alan üzerinde 220 milyondan fazla kişinin kullandığı, dünyanın en çok konuşulan beşinci dilidir. Bir toplum bilimde, kültürde, uygarlıkta üretken hale gelmişse, başkaları onu alıp kullanıyorsa, o dil yaygınlaşıyor. Türkçe de bir dönem böyleydi. Türkçe'nin güç kaynağı, söz varlığı, yapısı ve eklemeli bir dil olmasıdır.''

''Dil mühendisliği harikası"

Akalın, Türkçede akrabalık, renk ve yemek adlarının son derece zengin olduğunu, dünya dilleri arasında böylesi bir genişlik bulunmadığını söyledi. Akalın, şunları söyledi:
''Amca, dayı, hala, teyzeyi İngilizcede, Fransızcada ayırt etmeniz mümkün değildir. Bu dillerde, bu akrabalık bağı tek sözcükle geçer. Bizde baldız, elti, görümce, yenge gibi sözcükler vardır. Bunlar bize kişinin cinsiyetini yansıtır, medeni durumunu ortaya çıkartır. Ben bunu, 'dil mühendisliği harikası' olarak adlandırıyorum. Türk milleti asırlardır doğayı seven bir millet olduğu için renk adlarını doğaya bakarak yapmışlardır.

Türkçe bugün Türkiye sınırları dışındadır. Ben Türkçeyi bu özelliğiyle, 'sınır aşan dil' diye tanımlıyorum. Türkçeden 35-40 bine yakın sözcük ve kelimenin dünya dillerinde kullanıldığını görüyoruz. En fazla sözcüğü Sırpçaya vermişiz. 7 bine yakın Türkçe sözlük ve kelime Sırpçada bugün de kullanılmaktadır. Önümüzdeki günlerde 5 bin sayfalık 570 bin sözcük, kelime ve deyimin yer aldığı sözlüğü kitap haline getireceğiz. Bu çalışmanın 27 bin sayfa olarak çıktısını aldık, insan boyunu geçti.''

Akalın, iş yerlerine isim vermede yasal boşluklar bulunduğunu belirterek, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın şirket isimlerini tescil sırasında ''Türkçe olması'' şartını getirdiğini hatırlattı. Şirketlerin, mağaza veya işletme açarken, gelişigüzel seçimler yaptığını veya yabancı dilleri tercih ettiğini, bunun da tüketiciyi yanılttığını bildiren Prof. Dr. Akalın, ''İş yerlerine isim vermede yasal boşluklar karşısında belediyeler yetki kullanmalıdır. Şirket adlarında olduğu gibi, mağaza açarken de Türkçe tescil yapılmalıdır. 100'e yakın belediye, iş yerlerine Türkçe isim verilmesi için karar aldı. Türkçe, hepimizin en kutsal varlığıdır. Bunu gelecek kuşaklara geliştirerek aktarmalıyız'' diye konuştu.

Konferans sonunda Prof. Dr. Akalın, Uşak Belediye Başkanı Ali Erdoğan'a iş yerlerine Türkçe ad verilmesi kararından dolayı ''Onur Belgesi'', TDK'nın belediyeye yazdığı metnin ''tabelası''nı ve masa üstü yazı takımı ile TDK'nın kitaplarını hediye etti. Erdoğan da Akalın'a 1933 yılında Uşak'ta çekilen ''Biz Cumhuriyeti Böyle Kurduk'' fotoğrafı ile Eşme kilimi ve Uşak tarhanası hediye etti.