Türk çalgıları yetim kaldı

TBMM ''Üstün Hizmet Ödülü'' sahibi etnomüzikolog, çalgı bilimci, koleksiyoner ve araştırmacı-yazar Etem Ruhi Üngör'ün vefatıyla Türk çalgıları da yetim kaldı.

cumhuriyet.com.tr

Yeri doldurulamayacak ''101 Türk Büyüğü'' arasında gösterilen  etnomüzikolog, çalgı bilimci, koleksiyoner ve araştırmacı-yazar Etem Ruhi Üngör, önceki gün geçirdiği kalp krizi sonucu 87 yaşında hayata veda etmiş, cenaze törenine ise çok az sayıda kişinin katılması eleştiri konusu olmuştu.

Hayatı boyunca büyük bir titizlikle bir araya getirdiği 750'yi aşkın Türk çalgısını içeren zengin koleksiyonunu sergileyecek mekan bulamayan Üngör, vefatıyla son çalışması ''1300 Yıllık Türk Çalgıları Ansiklopedisi''ni de tamamlayamadı.

Üngör'ün ''Semere-i hayatım'' dediği ansiklopedi çalışmasıyla ilgili bilgi veren TİMAŞ Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Emine Eroğlu, Üngör'ün 3 yıl kadar ansiklopedi üzerine çalıştığını anlattı.

Üngör'ün ansiklopedi çalışması için ömrü boyunca malzeme topladığını, içlerinde notalar, görsel malzemeler olan klasörler hazırladığını, dialar, fotoğraflar, klasik yazma eserlerde bulunan musiki minyatürlerini arşivlediğini dile getiren Eroğlu, ''A'dan Z'ye kadar klasörleri vardı. Çok önemli bir arşiv kurmuştu. Arzu ettiği şey bunları bir musiki ansiklopedisine dönüştürmekti. Hatta o çalışma süreci içerisinde 'Allah bu ansiklopediyi bitirmeden canımı almasın' diye dua ederdi'' diye konuştu.

Etem Ruhi Üngör'ün bir editör ile birlikte metin çalışmalarına başladığı eserin ilk bölümünde Uygur Türklerinden itibaren Türk çalgılarının tarihini ortaya koyduğunu anlatan Eroğlu, şunları söyledi:  ''Eserde tarihçenin ardından kronolojik olarak A'dan Z'ye kadar Türk çalgıları tasnif edilip, çalgıların görseli, geçirdiği evreleri, biçimi, o çalgının üstatları, o çalgıyla yapılmış besteler ve notaları veriliyor. M harfini bitirdik. Sonra araya bir boşluk girdi ve o arada da hoca vefat etti. Bundan sonra yapılacak iş, mirasçılarıyla mutabık kalıp çalışmalara devam etmek. Projenin tamamlanması, hocanın hatırasını yaşatmak, onun yaşama gayesini de gerçekleştirmek bakımından önem arz eden bir durum.''


Zengin bir koleksiyon

Yalnız yaşayan kibar bir insan olan Üngör'ün çalgı koleksiyonunu fotoğraflamak için evinde çekim yaptıklarını anlatan Eroğlu, ''Koleksiyonda Neyzen Tevfik'in akıl hastanesine kapatıldığında karyola demirini sökerek yaptığını ney bile vardı. Tamburi Cemil Bey'in meşhur tamburu yine bu koleksiyondadır'' dedi.

Üngör'ün hayatı boyunca bir Türk çalgıları müzesinin kurulmasını ve bir Türk çalgıları ansiklopedisi oluşturulmasını istediğini belirten Eroğlu, çok uzun süre tek başına ''Musiki Mecmuası''nı çıkaran Üngör'ün musiki konusunda tartışılmaz bir bilgisi olduğunu vurguladı.

Eroğlu, Üngör'ün çalgı koleksiyonu için bir müze kurulması ve çalgıların bir kurum tarafından sergilenmesi girişimlerinin olduğu, ancak bazı sebeplerle bu çalışmaların yarım kaldığı bilgisini de verdi.

''Ansiklopediyi kızına ithaf etmişti"

Üngör, yarım kalan ansiklopedinin ithaf bölümündeki yazısında ''60 yılda Türk musikisine verdiğim şu 4 büyük hizmeti; ''Türk Musikisi Arşiv ve Kütüphanesi, 750'yi aşkın Türk çalgıları koleksiyonu, 40 yılı aşkın Türk Musikisi Mecmuası yayıncılığı, 1300 Yıllık Türk Çalgıları Ansiklopedisi'' çalışmalarımın sonuncusu olan, 3 büyük ciltten oluşan bu büyük hacimli kitabım benim değer ölçümlerime göre yazılı çalışmalarımın en değerlisidir. Kitabımı benim için en değerli varlığım olan ve 2 iyi yetiştirilmiş değerli evladı bulunan kızım Zerrin Üngör Ergül'e ithaf ediyorum'' demişti.

Beyazıt Sahaflar Çarsı'nın en eski sahafı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan ''Sahafların Şeyhi'' payesi ile ödüllendirilen 50 yıllık dostu İbrahim Manav da çarşısının müdavimlerinden güleç yüzlü bir insan olan Üngör'ün çarşı ziyaretlerinde de ilk olarak kendisine uğradığı anlattı.

Çarşıya gelen musikişinas kişiler ve yazar-çizerlerin çarşıda dükkanı olan geniş müzik kültürüne sahip Ekrem Karadeniz'den bilgi aldıklarını, İsmail Akçay'a uğradıklarını da anlatan Manav, o dönem Üngör'ün Hüseyin Sadettin Arel'den teslim aldığı ''Musiki Mecmuası''nı çıkardığını, Üngör'e eserlerini hazırlarken kaynak konusunda yardımcı olduğunu söyledi.

Üngör'ün Türk Musiki Güfteler Antolojisi eserini gösteren Manav, ''Türk müziğinin en klasik eserlerini toplamıştır. Bakın Haşim Bey, Nuri Bey'in eserleri yer alıyor. Bu kadar eseri taradıktan sonra bu kitabı hazırlamış. Hakikaten bu eser, bütün o kaynakları aşmış, hatta üstüne koymuş bir çalışmadır'' diye konuştu.

Etem Ruhi Üngör'ün zengin çalgı koleksiyonunu oluşturmak için en az 30 yıl bütün Anadolu'yu dolaştığını dile getiren Manav, Musiki Mecmuası'nı çıkarınca ilgili kişiler tarafından ona gelen enstrümanların da olduğunu bildirdi.
Manav, şunları kaydetti:
''Bir musiki aleti bulunca 'Etem Ruhi Bey'e gidin' derler. Bir şöhreti vardı. O onları kendi harçlıklarıyla, çıkardığı Musiki Mecmuası'nın geliriyle aldı. Musiki Mecmuası'ndan da pek para kazandığını tahmin etmiyorum. Eşe dosta hediye ederdi. Ben koleksiyonu gittim evinde gördüm. Çok görkemli buldum. Curasından tut, Harhavi'de yapılmış sazlara, tulumlara, her şeyi bulabiliyordunuz. Türk kültürüne özgü çalgılar, ne buluyorsa alıyordu. Fakat fakr-u zaruret içinde gitti. Devamlı parasızlık çekerdi. Çünkü en son küresel krize kadar dayandı ve krizden sonra Musiki Mecmuası'nın kapısına kilit vurdu.

Allah rahmet eylesin çok hizmeti vardır. İnşallah Kültür ve Turizm Bakanlığı ailesine katkıda bulunur. 14 yılını tek başına çıkardığı 50 yıllık bir dergiyi 2007'de kapatıyor. Parası olsa çıkarmaz mıydı? Demek ki parasızlıktan çıkaramadı. Teşvik de görmeyince... Etem Bey'in çalgı koleksiyonu çok geniş bir koleksiyondu. Maalesef Kültür ve Turizm Bakanlığı ilgi göstermedi. Etem Bey 1 milyon dolar gibi bir rakam istedi. Çok komik bir rakam. Bakanlık bunu nereye vermiyor? 20-30 sene koleksiyonu iyi bir yere satmak için uğraştı. Fakat satamadı.''

Etem Ruhi Üngör kimdir?

İstanbul'da 1922 yılında doğan Etem Ruhi Üngör'e, Çanakkale şehidi olan amcası Muallim İbrahim Etem'in adı verildi.

İstanbul Belediye Konservatuvar'ını 1955 yılında bitiren Üngör, 1955-1968 arasında konservatuvarlarda, müzik derneklerinde ve özel okullarda öğretmenlik yaptı, daha sonra kendini bütünüyle müzikolojik araştırmalara adadı.

Şef Hulusi Öktem'in çok sesli korosunda da uzun yıllar görev alan Üngör, bu toplulukla Fransa'daki Poitiers ve Rpoen uluslararası festivallerine katıldı.

Katıldığı uluslararası müzik kongreleri, rotrum ve sempozyumlarında 24 bildiri sunan Üngör, Türk askeri müziği alanındaki uzmanlığı dolayısıyla birçok batı ülkesinin radyo ve televizyonunda bu müziği tanıtan programlar yaptı.

Hüseyin Saadettin Arel'in 1948 yılında kurduğu ve 1998'de 500. sayısına ulaşan Musiki Mecmuası'nı 14 yıl tek başına çıkaran Üngör, 1967-76 yılları arasında 20 bin 796 kilometre katederek bütün Türkiye'yi kapsayan bir çalgı inceleme gezisi yaptı.

Üngör'ün eserleri arasında Türk Marşları, Türk Musikisi Terimleri, Türk Musiki Güfteler Antolojisi, Karagöz Musikisi gibi kitapların yanı sıra Ayin-İlahi Formları, Kıbrıs'ta Musiki, Saadettin Kaynak, Türk Zurması, Türk El Sanatları Arasında Türk Çalgılarının Yeri, Önemi ve Düşünceler, İbni Sina'nın Musiki Yönü, Tar, Balkanların Müşterek Çalgısı Tulum'un İki Değişik Tipi, Farabi'nin Musiki Yönü, Batı Bestekarlarında Türk ve Türklük Akımı ve Rossini'nin Türk Marşı gibi konularda onlanca tebliği yer aldı.