Turizmciler Türkiye’de kullanılan Sinovac aşısının AB’deki akredite sürecini izliyor
TÜROFED Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, Avrupa Birliği’nin henüz Sinovac’ı tanımadığını hatırlatarak, bunun turistler için 14 gün karantina sonucu doğurabileceğini vurguladı. İşler “Bu, bizim için bir kâbus olur” dedi.
cumhuriyet.com.trTürkiye’de küresel Covid-19 salgınına karşı yaygın kullanımı devam eden Çin menşeli Sinovac aşısının Avrupa Birliği (AB) tarafından akredite olmayacağını endişesi, Türk turizmcisinin en büyük kaygısı durumunda.
UÇUŞLAR MAYISTA
Süreci sektör açısından yorumlayan Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, “Turizm sektöründe iki ciddi sorunumuz var. Birincisi, Türkiye’de kullanılan Sinovac aşısının AB’nin tanıdığı bir aşı olmaması... Bu aşı AB tarafından akredite edilmiş, tanınmış bir aşı olmadığı için Türkiye’den gidecek turiste 14 gün karantina uygulayabilirler. Aynı şekilde oradan Türkiye’ye gelecek yabancı turiste de dönüşte 14 gün karantina uygularlarsa bu bizim için bir kabus, bir çöküş olur” dedi.
Mayıs ayı sonunda uluslararası uçuşların açılmasını beklediklerini de kaydeden İşler, yetkililere şu çağrıda bulundu: “Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın yapacakları çalışmalarla bir an önce bu aşının AB tarafından akredite edilmesinin sağlanmasını istiyoruz. Aynı şekilde, yurtdışındaki üniversitelerle akredite olmuş bazı tıp fakültelerimizin de kendi aralarında yapacakları protokollerle bu aşının onayının sağlanması gerekir. Özellikle Yunanistan ve İspanya’nın Türkiye’ye gelecek turistleri engelleyici haklı sebeplerinin ortadan kaldırılması gerekir.”
Turizm sektöründeki ikinci büyük sorunun da aşılamanın nüfusa oranı olduğunu vurgulayan İşler, şöyle devam etti:
AB’Yİ YAKALAYALIM
“Avrupa Birliği diyor ki, toplam nüfusun yüzde 30’unu aşıladık. Mayıs ayına geldiğimizde Türkiye’deki aşılamanın nüfusa oranı yüzde 5-8’lerde kalırsa bu bizim için risk olur. Türkiye’nin yapması gereken, AB’deki oranları yakalamak olmalı.” İşler, tüm bunları talep etmelerindeki gerekçeyi ise şöyle anlattı: “TL’nin değer kaybından dolayı yabancı turistin Türkiye’ye yöneleceğini biliyorlar. Aynı kalitede daha ucuza hizmet alınabilir Türkiye’de. Sahada değil ama masada yapılacak ayak oyunlarına karşı Türkiye bu adımları gerçekleştirmeli.”
LOKANTALAR GÜNAH KEÇİSİ OLMASIN
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yeni normalleşme için atılan adımların hizmet sektöründe faaliyet gösteren binlerce işletme ve onların çalışanları için çok önemli olduğunu açıkladı. Avdagiç, ancak açılışla birlikte salgında artan vakalarda günah keçisinin lokantalar ve kafeler haline getirilmeye çalışıldığını dile getiren Avdagiç, şu açıklamayı yaptı:
“Restoranların dışındaki risk seviyesi adeta ‘kırmızı’ kaldıkça, içinin rengi turuncu, mavi, sarı olmuş fark etmez. Kovid’in yayılmasında tek sorumlu lokantalar ve kafeler olarak görüldüğü sürece, doğru adım atmış olmayız. 16 milyonluk İstanbul’da çocuklarımızın eğitim alabilmesi, binlerce işyeri ve çalışanımızın geleceği için her bir vatandaşımızın kurallara tam uyması şart.”
MARKALAR AVM’DEN KAÇIYOR
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD şubat ayı anketinde üyelerinin 2020’de mağaza sayılarındaki değişimi mercek altına aldı. 166 üyenin 420 markası üzerinden yapılan ankete göre üyelerin yüzde 57’si şubatta alışveriş merkezlerindeki (AVM) mağazalarının sayısını azalttığını belirtirken, cadde mağazalarını kapatan üyelerin oranı ise yüzde 30 oldu.
BMD Başkanı Sinan Öncel, “Üyelerimizin yüzde 22’sinin AVM, yüzde 54’ünün cadde mağazalarının sayısında değişim olmadı. Yüzde 21’i AVM’lerde, yüzde 16’sı ise caddelerdeki mağaza sayılarını artırdı” dedi. Öncel, kira ve ortak alan giderlerinin büyük sorun olduğunu belirterek, şunları söyledi:
- Şubat ayındaki ortalama cirolar Ocak’taki gibi yüzde 50-60 düzeyinde kaldı. Mevcut kiralama koşulları ile markalarımızın devam edebilme gücü her geçen gün azalıyor.
- Bu konunun mevzuatla düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kısa Çalışma Ödeneği’nin (KÇÖ) mart ayı sonunda bitecek olması da perakende sektörünü endişelendiriyor.