Trans bir kadın ilk kez bebek emzirdi
Altı yıldır hormon tedavisi gören bir trans kadın, eşinin dünyaya getirdiği bebeği altı hafta boyunca yeterli olacak şekilde emzirmeyi başardı.
cumhuriyet.com.tr
Hamile eşi, doğacak bebeği emzirmek istemediğini söyleyince 30 yaşındaki trans kadın doktorlara başvurarak kendisinin emzirip emziremeyeceğini sordu. 6 yıldır hormon tedavisi görmekte olan trans kadın bu taleple doktorlara gittiğinde henüz cinsiyet değiştirme ameliyatı olmamıştı.
Trans sağlığı ile ilgili dergi Transgender Health Journal'da yayımlanan araştırmaya göre, uygulanan tedaviyle tarihte ilk kez bir trans kadın bebek emzirebildi, hem de 6 hafta boyunca bebeğin tek gıda kaynağı olacak kadar.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre bebeğin doğumundan önce doktorlar trans kadına, bedeninin süt üretebilmesi için 3,5 aylık bir tedavi uyguladılar. Bu, daha önce evlat edinen ya da taşıyıcı anne yoluyla çocuk sahibi olan kadınlara uygulanmış olan bir tedavi. Bu yöntemde anne olmuş kadınlardan pompalama yoluyla süt toplanıyor, bu sütlerin içindeki, annenin vücudunun süt üretimini sürdürmesini sağlayan, erkeklik hormonu bloklayıcı hormon ayrıştırılıyor ve emzirmek isteyen kadına veriliyor.
Günde yaklaşık 240 gram süt üretti
Sonuçta trans kadın bu yöntemle 'mütevazı fakat yeterli' miktarda -günde 240 gram civarında- süt üretti. Uzmanlar, bu miktarın bebeğe altı hafta başka gıdaya gerek kalmayacak şekilde yeterli olduğunu ve bebeğin bu süre içinde sağlıklı bir gelişim gösterdiğini söylüyor.
Altı haftadan sonra bebeğe mama da verilmeye başlandı çünkü kadının vücudunun ürettiği süt artık yeterli olmuyordu. Britanya'daki Imperial College'dan üreme endokrinolojisi (iç salgı bilimi) uzmanı Dr Channa Jayasena bunun çok heyecan verici bir sonuç olduğunu söyledi.
Araştırmacılar henüz verdikleri bütün ilaçların trans kadının süt üretimi için gerekli olup olmadığını tam olarak bilmiyorlar. Dr Jayasena "Şimdiye kadar başka sonuçları yayınlanmış çalışma yok. Bu tür vakalar hakkındaki bilgileri biraraya getirip paylaşmamız ve hastanın sağlığını tehlikeye atmayacak şekilde en iyi tedavi formülünü geliştirmemiz gerekiyor" diyor.