Trajikomik hediyeye trajikomik yasak

Sağlık Bakanlığı'nın "sağlıklı yaşam" kampanyası çerçevesinde tutuklu milletvekillerine "adım ölçer" cihazı "hediye" etmesi skandalına, Sincan Cezaevi yönetiminin bu cihazın kullanımını "yasaklaması" eklendi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri Veli Ağbaba, Özgür Özel ve Nurettin Demir, Kemal Ekinci, Mehmet Volkan Canalioğlu, 28 Şubat davası sanıklarıyla görüştüler. Tutuklu askerlerin değerlendirmeleri özetle şöyle:

ENGİN ALAN (Eski Özel Kuvvetler Komutanı - milletvekili): 28 Şubat Batı Çalışma Grubu’nda ben yokum, şemalarında yokum. Ben Irak’ta savaşıyordum. Temmuzda geldim, eylülde Şafak Harekâtı’na gittim. Ekim sonu kasım başında geldim. Buraya vatansever giren düşman çıkar. Burada bir sürü saçmalık var. Şemdin Sakık’ın cep telefonu var. “Sayın” Öcalan’ın kütüphanesi var ama burada 10 kitap sınırı var. Milletvekillerinin kullandığı “Unutmayınız” kartını burada kullanmama izin vermiyorlar. Cezaevinde haftada bir defa 2.5 saat sohbet hakkı var. Sağlık Bakanlığı’nın “obezite ile mücadele” çerçevesinde ücretsiz dağıttığı ve milletvekillerine de gönderdiği adım ölçerin kullanılmasına cezaevi yönetimi izin vermiyor.

TEOMAN KOMAN (Eski Jandarma Genel Komutanı): Koman sorgulamada kendisine “Amerika’ya Genelkurmay’dan heyet gitmiş, hükümeti devirmek için onay almaya mı gittiler” diye sormalarını eleştirdi.

Parkinson tedavisi görüyorum. Biberon ile beslenmem söz konusu değil. Ancak yemek yerken çatalı kaldıramıyorum. Düşme korkum ve ağız akıntım var. Bir de büyük-küçük harfleri karıştırıyorum, düz yazamıyorum. Kıyafetimin önünü ilikleyemiyorum. Anormal düzeyde bir titreme oluyor. Tıraş olurken zorluk çekiyorum.

İSRAFİL AYDIN: 6 ay boyunca kimse benimle konuşmadı. Çünkü diğer tutuklular beni tanımıyordu. Dava konusuyla hiçbir ilgim olmadığı için cezaevinde savcının muhbiri gibi görülüyordum. Tutuklanmama neden olan CD’nin Genelkurmay’ın olduğu söyleniyor. Bunu Genelkurmay’a defalarca sorduk. CD Genelkurmay’ın mı diye. Ama cevap yok. Bu CD Genelkurmay’ın namusudur, şerefidir. TSK’nin bu konuda tavrı manidardır, Genelkurmay korkusundan susuyor.. Kendimle ilgili tek soru sordular. Savcı elindeki belgedeki cümleleri değiştirip içine suç unsuru ve kendi yorumunu içine aktararak soru soruyor.

HİKMET KÖKSAL (Eski KK Komutanı): Ben Yusufeli’nden kaçtım. Bursa’da okumak için. Cumhuriyet gazetesinde ilan gördüm. Kuleli’nin ilanı. Kahvede. Ben üç gün sonra Erzurum’a sınava gittim. 14 yaşında ilk kez Yusufeli’nden çıktım. En yaşlı asker benim. Keşke Kara Kuvvetleri Komutanı olmasaydım. Savcılık bana Batı Çalışma Grubu’nu sordu, ama ben emekli olduktan sonra duydum bunu. Rektumda bir kitle var. Tek sorunumuz neden hâlâ içeride olduğumuzu bilmiyoruz.

METİN YAŞAR YÜKSELEN (Emekli Tuğgeneral): 28 Şubat 1997’de bir toplantı yapıldı, ama konusu söylenmedi. Ben toplantının konusunu Saygı Öztürk’ün kitabında okudum. Terfi ve tayin ile buraya geldim. 217 kişiden 6 kişi terfi etti. Terfi etmemiş olsaydım burada olmazdım.