Tiyatro dünyasının büyük kaybı Cüneyt Çalışkur

Devlet Tiyatroları Sanatçısı, Cüneyt Çalışkur bugün hayata veda etti. Sanatçının naaşı, yarın Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından, Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilecektir.

cumhuriyet.com.tr

Çalışkur’un yazıp yönettiği son oyunu kızı Çağ Çalışkur ve Uğur Polat’ın oynadığı “Kredi Kartı – Vak’aaa”dır. İstanbul’da 11.02.1954 yılında doğan, 1994 yılından beri İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçısı olan Cüneyt Çalışkur, yazdığı ve yönettiği  oyunlarla yeri doldurulamaz büyük bir tiyatro adamıydı. Çağımız insanının dramını sahneye çok yüksek bir duyarlılık ve ironiyle yansıtan Çalışkur kendini de şöyle ifade ediyor;

“Yaşamında en çok kızını sevdi.. İkibuçuk kez aşık oldu.. Takıntıları arasında; kitap, DVD ve araba almak vardır fakat araba kullanmayı hiç sevmediği için garajda besler. İhmal edilmiş güzellikten hoşlanır. Tenisi estetiğine uygun oynamak adına, yenilgiyi dert etmez hatta bundan gizli bir zevk aldığı bile söylenebilir. Oyunlarını kafelerde yazar, sahnede sahneye koyar, evde düşünür. Kendisi için önemli konu başlıklarını Yasmi’yle paylaşır:Onu güldüren tek kadın; Şizofren Acem Kedisi. Son zamanlarda, “Ben n’aptım da böyle oldum?” diye düşünmeye devam etmektedir. Elde ettiği sonuçları, becerebilirse, ilerde yazacağı oyunlara yansıtacaktır.”

Çalışkur’un unutulmaz oyunları arasında “Ben Ruhi Bey Nasılım?”, ``Leenane`in Güzellik Kraliçesi”, Bir Casusa Ağıt" ilk akla gelenlerdir. Cüneyt Çalışkur ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Rüçhan Çalışkur’un kardeşidir.

Devlet Tiyatrosu sanatçısı Serpil Tamur, "Cüneyt Çalışkur'u, hem yazar, hem yönetmen olarak yaptığı işleri çok takdir ediyordum. Tiyatromuzun çok önemli bir sanatçısıydı. Çok üzüntülüyüm" sözleriyle duygularını dile getirdi.

Devlet Tiyatrosu sanatçısı Zeynep Erkekli şu şekilde konuştu, "Böyledir işte, yıllardır aynı kurumda çalışırsınız, birlikte  çalışma fırsatınız bile olmaz. Daha çok şey yapacakken... gidivermek. Düşünen insanları hep yolcu ediyoruz ne yazık ki. Üzgünüm, Türk tiyatrosu adına bir kayıp daha."

 Unutulmaz rejilerinden biri olan "Bir casusa ağıt"ın oyuncularından Devlet Tiyatroları sanatçısı Civan Canova'nın kaleminden Cüneyt Çalışkur'a veda mesajı;
"Konservatuvar yıllarında henüz yirmili yaşlara yeni adım atmıştık. Ben okula girdiğimde onun üçüncü senesiydi. Kuru bir "Merhaba" dan öteye gitmemişti okul arkadaşlığımız, üç yıl boyunca. Sonra o mezun oldu. İki yıl sonra da ben mezun oldum. Derken, o kuru  "Merhaba" yı da unuttuk. Ayrı şehirlere dağıldık uzunca bir süre. Ta ki kırklı yaşlara gelene kadar. Ve İkinci "merhaba"!  İkinci merhaba ilkinden çok farklıydı. Şu an elimde tuttuğum şiir kitabının ilk sayfasında belgelemiş bunu Cüneyt. "Merhaba Civan" diyor sadece, kendi yazdığı şiir kitabının ikinci sayfasında. İçi çok dolu bir "merhaba" bu. Ömür boyu sürecek olan bir ruh birlikteliğini müjdeliyor. Tarih 1999. Derken dost olduk, kardeş olduk, sevinçlerimizi, coşkularımızı, düşüncelerimizi, nüktelerimizi, acılarımızı, anılarımızı, hayallerimizi paylaştık.  Ta ki  ellili yaşlarımızın ortalarına kadar.
Dostlar vardır, gündelik koşuşturmalara dalarsınız ve uzun süre araşmazsınız. Ama sizin bir parçanızdır. Ve hep içinizde bir yerlerdedir. Hiç sitem etmezsiniz birbirinize, "niye aramadın" diye. Bilirsiniz ki araya giren zaman değildir önemli olan. Ve her karşılaşmanızda, aradaki boşluğu hiç yaşamamış gibi hissedersiniz. Ta ki dostlardan biri "elveda" diyene kadar. Sen çok erken elveda dedin sevgili kardeşim. Daha paylaşacağımız hayaller, oyunlar, biriktireceğimiz anlar vardı.. olmalıydı."


Civan Canova, Cüneyt' Çalışkur'un bir şiiri "Talan" adlı 1984 basımı kitabından yollaığı bir şiirle şairliğini de hatırlattı.
 
Ne Kaldı
                    -yorgun bir atlıkarınca
                    sayıklar mı yalnızlığını
                    geceleri uykusunda -
ne kaldı benden düşlerime
ne kaldı  sevi ‘ye
kıyıya vurmuş ırmakta
sürüklendim bir süre
ne kaldı benden ırmağa
işte kış da geldi
ne kaldı benden sonbahara
Aragon’a Elsa’ya ne kaldılastik bir top gibi
bahçe duvarının ardına düşürülmüş
lastik bir top gibi
her zıplayışında daha az soru soran
kimsesiz lastik bir top gibi
 
Cüneyt Çalışkur