Tiroid kanserinde vaka sayısı artıyor

Dünyada ve Türkiye'de saptanan tiroid kanserinin giderek artan bir sıklıkta görüldüğü, bunun görüntüleme yöntemlerinin gelişmesi sonucunda boyun bölgesindeki en küçük bir nodülün bile kolayca belirlenmesinden kaynaklandığı açıklandı.

cumhuriyet.com.tr

Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek beldesinde düzenlenen ''9. Uluslararası Nükleer Onkoloji Kongresi ve 22. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi'' dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında, Türkiye Nükleer Tıp Derneği Genel Başkanı ve Gazi Üniversitesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünlü, Dernek Başkan Yardımcısı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Dr. Ömer Uğur ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Çağlar Tuncalı basın mensuplarına bilgi aktardı.

Prof. Dr. Tuncalı, Türkiye'de ve dünyada tiroid kanserinin giderek artan sıklıkta görüldüğüne dikkati çekerek, şöyle konuştu: ''Görüntüleme yöntemleri geliştikçe dünyada ve Türkiye'de tiroid kanserini teşhis etmek kolaylaştı. Eskiden çok fazla tanı yöntemi kullanmıyorduk. Check-up alışkanlığı yoktu. Şimdi insanlar kardiyolojik bir hastalıkla bile hastanelere başvurduklarında, 'boyun damarlarına, tıkalı mı?' diye bakılıyor. Hazır ona bakılmışken komşu tiroide de bakılıyor. O zaman da 3-4 milimetrelik nodülleri bile saptama şansımız var.''

"Hastalığın artışı çernobil faciası ile ilişkilendirilmiyor"

Nodüller saptandıktan sonra ardından biyopsi yapıldığını ifade eden Tuncalı, hastalığın dünyadaki artışının Çernobil faciası ile ilişkilendirilmediğinin altını çizdi.

Prof. Dr. Tuncalı, tiroid kanserinin Türkiye'de erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülmeye başlandığına işaret ederek, Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Dairesi'nin bunun nedenlerini bulmak için araştırmalarına devam ettiğini söyledi. Tuncalı, tiroid kanserinin öldürücülük oranının yüksek olmadığını, hastalığa yakalananlardan yüzde 95'inin de kurtulduğunu vurguladı.
 

Teşhiste yüksek başarı

Türkiye Nükleer Tıp Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünlü de kanser tanı ve tedavisinde son yıllarda en sık kullanılan metotlardan biri olan Bilgisayarlı Tomografi ve Pozitron Emisyon Cihazı (PET-BT) ile yüzde 95 oranında başarı elde edildiğini belirtti.
Ünlü, ''Özelikle de yaptığımız ilaç ve ışın tedavisinin ne kadar yararlı olduğunu göstermede çok büyük önem taşıyor'' diye konuştu.
 

Sihirli mermiler ile yaşam uzuyor

Prof. Dr. Ömer Uğur ise karaciğer tedavisinde kullanılan en yeni yöntemlerden biri olan radyoaktif mikroküreler sayesinde tümörlü dokular yok edilirken, sağlam dokuların ise zarar görmediğini söyledi.

Uğur, cerrahi şansı bulunmayan ve mevcut tedavilere yanıt vermeyen birincil ve metastatik karaciğer tümörlerinde etkili olan yöntem sayesinde hastaların yaşam süresinde ve kalitesinde başarılı sonuçlar elde edildiğini bildirdi.

Prof. Dr. Ömer Uğur, bir soru üzerine, ''sihirli mermiler'' olarak tanımlanan radyoaktif mikroküreleri poliklinik ortamında hastalara verdiklerini, hastanede yatmanın gerekmediğini ve ağrısız bir süreç olduğu yanıtını verdi.

Uğur, 8-9 aylık ömrü kalmış olan hastaya bu yöntemin uygulanması halinde ömrünün 2-3 yıla kadar uzadığını da vurguladı.