TGC'nin 'Gazeteyi Gazete Yapanlar' toplantıları Özyalçıner ile başladı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Kültür-Sanat Komisyonu’nca tasarlanan “Gazeteyi Gazete Yapanlar” üst başlıklı toplantılar dizisinin ilki ‘düzeltmenler’ bölümüyle 3 Mart Cuma günü başladı. Turgay Olcayto’nun açılış konuşmasından sonra, kültür-sanat komisyonu başkanı yayıncı Fahri Aral basının henüz “medya” haline gelmediği dönemlerini ustaların tanıklıklarıyla geleceğe taşımayı amaçladıklarını açıkladı.
cumhuriyet.com.trKomisyen üyeleri gazetemiz çizeri Semih Poroy ve şair, yazar Eray Canberk'in birlikte yönettiği toplantıda halen kitapları ve gazete, dergi yazıları, konuşmaları ile en ön saflarda toplumu aydınlatmaya devam eden Özyalçıner, 1958 yılında Kim Dergisi’nde başladığı, eski yazı da okuyabildiği için 400 lira ile 1959’da gazetemize davet edildiği, 20 yıl boyunca, ardından ekibe katılan Kemal Özer, Konur Ertop, Atilla Özkırımlı, Refik Durbaş ve bir yılda Doğan Hızlan ile çalıştığı düzeltmenlik serüvenini anlattı.
Düzeltme servisi dil akademisi gibiydi
Babıali benim için tam bir aydınlanma yeriydi, halk ile içiçeydi diyerek konuşmasına başlayan Özyalçıner, “Mustafa Baydar ve Vasfi Çataloğlu'nun davetiyle girdiğim düzeltme servisi bir anlamda dil akademisi gibiydi. Nadir Nadi anlaşılır bir Türkçe istediğinden sadece harf, bilgi hatası düözeltmez dil birliği de sağlardık, çok dikkat eder, karşılıklı okuma yöntemiyle çalışırdık. Burhan Felek gibi üslubu olan fıkra ve Melih Cevdet gibi edebiyatçı yazılarına dokunmazdık. Harf hatalarının 'kalp' yerine 'kelp' gibi korkunç sonuçları olurdu ama İnönü dahil anlayışla karşılanırdı, Cumhurbaşkanı'na hakaret filan hiç yoktu.” diyerek merak edilen pek çok noktayı örneklerle açıkladı.
Özyalçıner, uzun süre gece çalıştığını, gündüz yazılarını yazdığını belirterek, "Bugünkü teknik imkanlar yoktu. Kendi yağımızla kavrulurduk. Gece en geç birde kalkacak kamyonlara yetişmek zorundaydık." diyerek dört beş saatte Ankara'ya yetişen kamyoncuları, eski yazıyı hızla dizebilen dizgicileri de andı.
Eşi Sennur Sezer ile Varlık Yayınları’na karı - koca dışardan düzeltmenlik yaptıkları günlerden, Orhan Kemal'in mesken tuttuğu İkbal Kahvesi'nden anıları paylasan Özyalçıner, bugünlerde küçümsendiğinin hatırlatılması üzerine Tan Gazetesi'ne düzeltmen olarak giren Nazım Hikmet'in Yarıda Kalan Bir Bahar Yazısı şiirinden "... Ve ben şair musahhih / ve ben hergün / iki liraya / 2.000 kötü satır okumaya / mecbur olan adam" dizeleriyle sohbeti noktaladı.