'Tevil Yoluyla İkrar'
cumhuriyet.com.trTaşra avukatlığından politikaya yatay geçiş yapan Bülent Arınç, dışarıdan şekillendirilen konjonktürün yardımıyla politikadaki dikey yükselişini sürdürürken, hukuk allameliğinin de orunlarından biri olmak gerektiğine inandığından, ikide bir “fetva”lar veriyor. Hazretin son fetvası, şahsını hedef aldığını ima, ne iması, iddia ettiği o vodvil suikast konusunda Genelkurmay’dan yapılan açıklamayı “tevil yoluyla ikrar” olarak göstermesidir.
Bu hukuk nosyonunun Arınç tarafından, özellikle de onun tarafından telaffuz edilmesi kaderin cilvesi olsa gerek. Çünkü mensubu bulunduğu siyasi cemaatin varlığı, başlı başına “tevil yoluyla ikrar”da şekillendi, şekilleniyor!
Anımsayalım: Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal güvenliğine yönelik tehditleri saptamak, çözümlemek ve çözüm yolları geliştirmekle görevli anayasal kurum olan MGK’nin yıllardır ısrarla üzerinde durduğu iki büyük tehlike vardır: “terör” ve “irtica”. Bunların ikisinin de sonunda bertaraf edildiklerine ilişkin bir MGK açıklaması duymadık bugüne kadar. Terör bağlamında zaten böyle bir açıklama mümkün değil. Ama ötekisinin, olsa olsa, MGK’nin asker ve sivil kanatları arasındaki bir modus vivendi gereği “söylem dışı tutulduğu” söylenebilir.
Bu müeddep suskunluk, “irtica”nın Türkiye Cumhuriyeti’nin başındaki en büyük bela olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ve bu gerçeğe en duyarlı kesimin, Cumhuriyeti kuran, doğallıkla da onu korumakla yükümlü olan TSK olduğu ve olacağı gerçeğini de değiştirmiyor. (Bülent Arınç’ın bunu idrak edebilmesi için, önce, Manisa’ya oldukça yakın olan Menemen’e gidip, Kubilay’ı anma törenlerine katılması gerekiyor.)
Yine anımsayalım: Bundan bir süre önce, İslamcı hükümet, Tayyip Erdoğan’ın özel tercümanıyken AB ile ilişkiler bakanlığına getirilen Egemen Bağış ağzından bir açıklama yaptı. Yapar yapmaz da sanki hiç olmamış gibi üstünü örttü. O gün bugün bir daha sözünü etmedi, ettirmedi. Açıklama şuydu: İçişleri Bakanlığı’na bağlı 60 bin kişilik bir “terörle mücadele” ordusu (ya da milis kuvveti mi demeli?) kurulacaktı. Proje hangi aşamada bilinmez, ama geçen gün Kanal D ana haber bülteninde Mehmet Ali Birand’ın verdiği “özel haber” puzzle’ın parçalarını birleştirir nitelikte. Polise ağır silahlar alınması konusunda İslamcı hükümet ile Genelkurmay bir kez daha karşı karşıya gelmişler! Birand, haberini Arınç’a yönelik vodvil suikast ile bağlantılıymış gibi sundu. Bana kalırsa, bu “özel haber”, medyamızın nedense görmezden geldiği, hiç üstüne gitmediği, Egemen Bağış açıklamasıyla bağlantılandırılmalıdır.
İrticayı Türkiye’de yaşama biçimi haline getirirken, güya devlet menşeli olarak gösterilen “terör”le mücadele edermiş gibi yapmak “tevil yoluyla ikrar” değil de nedir?