‘Tercihli değil zorunlu’
Eğitim Sen, MEB’in yeni liseye geçiş sisteminin hatalarını raporlaştırdı.
Ozan ÇepniEğitim Sen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) sınava 2 buçuk ay kalmasına karşın ayrıntıları netleşmeyen liseye geçiş sistemine dair en kapsamlı raporu açıkladı. Sendikanın çalışmasının ana başlıkları şöyle:
900 okul imam hatipleşebilir: MEB verilerine göre, Türkiye’de 2 bin 424 Anadolu Lisesi, 3 bin 190 mesleki ve teknik anadolu lisesi ve bin 452 imam hatip lisesi bulunuyor. MEB’in 3’lü çember sistemine göre 9 seçenek sunulabilmesi ve her çemberde üç okul olması için okul sayılarının eşit olması gerekiyor. Toplamda 7 bin 76 lise olduğuna göre, sistemin uygulanabilmesi için her lise türünden en az 2 bin 359 tane olması gerekiyor. Basit bir hesapla, MEB 907 imam hatip lisesine ihtiyaç duyacak ve bu okulların hemen yapılması mümkün olmadığına göre birçok Anadolu lisesi ve meslek lisesi imam hatipleşmek ile karşı karşıya kalacak.
Tercih değil zorlama: MEB’in planındaki 9 okulun eşit sayıda okul türünden oluşmasının fiziki koşullarının olmadığını belirtmek gerekir. Farklı okul türlerinin sayısı ve coğrafi dağılımı dikkate alındığında bu yerleştirme sisteminin bu şekliyle uygulanmasının mümkün olmadığı görülecektir. 9 okuldan 5 tercih yapmaya zorlanmak esasında ‘tercih’ yapmanın mantığına aykırıdır. 9 okulun üç Anadolu lisesi, üç imam hatip lisesi ve üç mesleki ve teknik Anadolu lisesi şeklinde dağılacağı dikkate alındığında, 5 tercih yapma zorunluluğunun aslında öğrencileri gitmek istemedikleri okul türlerine zorladığı anlaşılmaktadır.
Pansiyona yönlendirme: Yeni sistemde pansiyonlu okulları tercih edecek öğrencilere verilecek fazladan 5 tercih hakkının bu tablo ile doğrudan bağlantılı olduğunu ifade etmek gerekmektedir. Toplam 225 bin 267 kontenjanın boş kaldığı göz önüne alındığında, yeni yerleştirme sisteminin bu açık kontenjanları doldurmayı hedeflediği tespit edilmelidir.
Sistem uygulanamaz: Öğrencilerin sınavla yerleşemeyecek yüzde 90’lık kesimi adrese dayalı kayıt alanına göre yerleşecek. Sistem, oluşturulacak eğitim bölgesinde bulunan 9 okuldan 5 tercih yapan öğrencinin tercih ettiği okullardan birine yerleşmesini öngörüyor. 9 okulun ise üç ayrı okul türünden üçer tane olarak oluşması planlanıyor. Bunun olması için önkoşul ise okul türlerinin sayısal eşitliği ve dengeli coğrafi dağılımıdır. Ancak okul sayıları bu durumun imkânsızlığını ortaya koymaktadır. Ankara-Çankaya, Batman-Merkez, İstanbulÜsküdar, Muğla-Fethiye, Yozgat- Boğazlıyan, Çanakkale-Ayvacık- Bayramiç ilçelerindeki okul sayıları incelendiğinde öğrenciler en çok anadolu liselerini tercih ederken, Türkiye’de neredeyse hiçbir bölge MEB’in sistemine uygun okul sayısal yapısına sahip değil. Birçok ilçede çemberin tamamlanması ve öğrencilere 9 seçenek sunulabilmesi için en yakın lise 50 kilometre uzakta bulunmakta. Bu durumda MEB’in TEOG sistemini kaldırırken öğrencileri ve velilerini ikna etmek için kullandığı öğrencilerin ‘adreslerine en yakın okula gidecekler’ iddiasından vazgeçtikleri anlamına gelecektir. Diğer bir sonuç da öğrencilerin ilgi, istek ve yönelimlerine uygun oluşturulmamış okullaşma politikalarının yarattığı mağduriyetlerdir.”
Yeni sistem, özel okullara yönelimi artıracak ve kamusal eğitimi azaltacak.