Temelin Çivisi Yerinden Oynatılınca...
cumhuriyet.com.trBir hafta içinde öylesine olaylar ve gelişmeler yaşadık ki…
Örneğin, Suriye’ye demokrasi getirme görevini ABD’ye vekâleten bizim yapma olasılığımız, 1 Nisan şakası gibi elektriğe ve doğalgaza yapılan zamlar, Microsoft’un 2006’da yarattığı Calibri yazı karakterinin 2003’te Silahlı Kuvvetler bilgisayarlarında kullanılması, Gençlik ve Spor Bakanı’nın ticari becerisi ve tabii ki anayasa değişikliği istekleri gündeme geldi.
Bu yoğun gündem içinde, demokrasimizi ve geleceğimizi kurtaracak denilen temel eğitim yasasında yapılan değişiklik, doğalgaz ve elektriğe yapılan zamların altında kaldı ve gündemden düşüverdi.
Zamlar mı? Olabilecek en tehlikeli tepkiyle, alışılmışlığın tepkisizliği ile kabul gördü.
Her biri günlerce konuşulması, üzerinde tartışılması ve sorgulanması gereken bu gelişmeler içinde “222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la ilköğretimde kesintili eğitime geçtik.
Eğitim sistemimizdeki bu değişikliğin, ülkemizin eğitim yapısını nasıl etkileyeceğini, gelecekte ülkemizi yönetecek olan gençliğimizin nasıl yetiştirileceğini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim şeklini nereye götüreceğini göre göre kabullendik.
Dilimizden düşürmediğimiz demokrasinin var olabilmesi için, insanların kul değil bilinçli yurttaşlar olmaları gerekir. İnsanın yurttaş kimliğine kavuşabilmesi için de eğitim alması gerekmektedir. İşte bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinde akla ve bilime dayalı eğitim sistemi, hedefinde de çağdaş uygarlığın üstüne çıkmak vardır. İlhan Selçuk’un söylemiyle “Cumhuriyet, aydınlanmadır”. Eğitim, Cumhuriyet aydınlanmasının temel çivisidir.
Türkiye Cumhuriyeti, devrimle kurulmuştur ve saltanattan, demokratik laik cumhuriyet yönetimine geçilmiştir. Bu geçişi sağlayan irade, kurucu iradedir, milli iradedir. Bugünkü seçmen çoğunluğunu millet iradesi diye göstererek, kurucu milli iradeyi yok saymak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerini yok saymak demektir.
Ne yazık ki bugün eğitim sisteminde yapılmakta olan bu değişikliklerle, kurucu milli iradeye aykırı olarak demokratik laik cumhuriyetimizin niteliklerini değiştirme sürecine girilmiştir. Cumhuriyetimizin temel çivisi yerinden oynatılmaktadır.
İnanç ve etnik temelde eğitimi, çağdaşlığın gereğidir diye bizlere yutturmaya kalkan emperyalist Batı’daki hiçbir ülkede bu tip bir eğitim yapısı yoktur. Bu sürecin sonu, inanç ve etnik temelde yapılanmayı ve parçalanmayı getirir. Tıpkı Irak’ta, Suriye’de ve baharı yaşadığını sanan diğer Arap ülkelerinde olduğu gibi…