TEMA:Maden yasası yeniden düzenlensin

TEMA Vakfı, Maden Yasası ve ilgili yönetmeliklerin yeniden düzenlenmesi; çevrenin ve insanın yaşam hakkını elinden alacak nitelikte madencilik faaliyetlerine izin veren maddelerin kaldırılması gerektiğini belirtti.

cumhuriyet.com.tr

TEMA Vakfı'ndan yapılan yazılı açıklamada, son yıllarda dünyada ve Türkiye'deki en büyük sorunlarından birinin düşük tenörlü metalik cevherlere yönelik büyük ölçekli madencilik faaliyetleri olduğu ifade edilerek, Türkiye'de maden ruhsatı verilmemiş yerin hemen hemen olmadığına işaret edildi. Dünyada ham maden ihraç ederek zengin olan bir ülke olmadığı belirtilerek, dış satım için ham maden kaynağı, cevher ya da işlenmemiş metal işletilmesinin özendirilmemesi gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, şu anda Türkiye'deki madencilik faaliyetlerinin büyük çoğunluğunun milli serveti transfer etmekten başka bir şey olmadığı öne sürülerek, 2005'te Maden Yasası ve ilgili yönetmelikte yapılan çeşitli değişikliklerin maden arama ve işletmedeki hassas dengenin gözetilmesini imkansız kıldığı savunuldu.

Maden İşleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre; 2005 yılı itibariyle maden arama talepleri ve işletme ruhsatı verilişinde patlama yaşandığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''2004'te 3 bin 984 olan müracaat sayısı 2005'te 15 bin 149, 2006'da 18 bin 208, 2007'de 17 bin 669, 2008'de 17 bin 297 ve 2009'da 10 bin 377'dir. Ne maden ne de başka bir sektör faaliyetini sürdürürken çevre faktörünü göz ardı etme hakkına sahip değildir. Maden Yasası ve ilgili yönetmelikler yeniden düzenlenmelidir. Çevrenin ve insanın yaşam hakkını elinden alacak nitelikte madencilik faaliyetlerine izin veren maddeler kaldırılmalıdır. Bu şekilde verilmiş arama ve işletme izinlerinin iptali için gereken yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İzin verilen madencilik faaliyetleri sıkı şekilde denetlenmeli, yanlış uygulamalar için ağır cezalar konulmalıdır. Açık havada asit, baz veya siyanürlü çözeltilerle yapılan metal kazanım işlemlerine ruhsat verilmemelidir, verilenler de iptal edilmelidir.''

Açıklamada, Kütahya Tavşanlı Gümüşköy'deki gümüş maden işletmesinin atık havuzunda meydana gelen kazanın, Türkiye'nin pek çok yerindeki benzer işletmelerde yaşanabilecek olası felaketlerin habercisi olduğu öne sürüldü. İşletmenin siyanür ve ağır metaller içeren katı ve sıvı atık depolarının, atık havuzu çökmeden de insana, doğaya zarar verecek nitelikte olduğu iddia edildi.

Madenden çıkarılan cevherin kimyasal olarak açık havada işlenmesinin ve zehirli işlem atıklarının yine açık havada depolanıyor olmasının sağlık ve çevre tehdidi olduğu belirtilerek, Dulkadir Köyü'nde kanser vakalarının arttığı vurgulandı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

''Kütahya Gümüşköy'deki 'çözelti madenciliği' adı altında ucuza getirilmiş sınai faaliyetlerin bedelini çevre ve insan ödemektedir. Kütahya Tavşanlı Gümüşköy'de yaşanmakta olan çevresel tahribat, yeraltı ve yerüstü doğal varlık ve kaynaklarımızdan doğru, güvenli ve sürdürülebilir yaşamı hedefleyen anlayışla yararlanmamız gerektiğinin altını çizmektedir. Maden Yasası ve ilgili yönetmeliğin sadece insanı değil, insanı parçası olduğu ekosistemle birlikte koruyacak, yönetecek anlayışla yeniden düzenlenmesi çağrısında bulunuyoruz.''