Tek ortak olmadıkları dava: Tahşiyeciler
CHP milletvekili, hukukçu İlhan Cihaner, aralarında medya mensuplarının da bulunduğu Cemaat’e yönelik soruşturmaların AKP’nin geçmişte işlenen suçlardaki rolünü gizleme amacı taşıdığını söyledi.
Ahmet Şık/CumhuriyetTahşiyeciler denilen dini gruba yönelik soruşturmanın tıpkı Ergenekon sürecindeki gibi bir dizi hukuksuzluğu ortaya koyduğunu belirten Cihaner, “AKP, kendisinin doğrudan içinde olmadığı bir tek dava üzerinden Cemaatin tüm hukuksuzluklarını soruşturma konusu etmeye çalışıyor. Geçmiş süreçte Cemaat’le birlikte işlediği suçları soruşturma konusu edemeyeceği için benzer yöntemleri barındıran Tahşiyeciler soruşturmasını masaya yatırdı. Çünkü Ergenekon sürecinin soruşturulması AKP’nin soruşturulacağı anlamına gelir” dedi. Cihaner, Erzincan Başsavcısı iken önce İsmailağa, ardından Gülen Cemaati’ne yönelik başlattığı soruşturmaların ardından hedef alınarak bir komployla tutuklanmıştı. Cihaner, AKP ve Gülen Cemaati’ni hedef aldığı öne sürülen İrticayla Mücadele Eylem Planı isimli, doğruluğu kuşkulu bir andıçı hayata geçirtmekle suçlanmıştı.
‘Oh olsun demiyorum’
Cihaner, yakın geçmişte Cemaat’le birlikte yaptıklarının ışığında değerlendirildiğinde AKP’nin bugün sahneye koyduğu tutumun da eskisinin benzeri olacağı iddiasında. Ergenekon sürecindeki Balyoz, Odatv, KCK ve Devrimci Karargâh da dahil tüm davaların adil ve etkin bir şekilde soruşturulması durumunda AKP hükümetinin sorumluluğunun da ortaya çıkacağını belirten Cihaner, “Gerçekten adil, tarafsız ve hukuki sınırları içinde yürütülecek bir soruşturmada AKP hükümetinin atadığı polis ve yargı mensupları ve hatta milletvekillerinin bu hukuksuzlukta oynadığı rol, Erdoğan ve iktidarının Cemaat’le el ele vererek yarattığı hukuksuzluk düzenindeki siyasal desteğini bize kanıtlar. Yakın geçmişte yaşanan hukuksuzluklardan, ‘Paralel yaptı’ diyerek sadece Cemaat’i suçlu göstermek AKP’nin siyasi sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor. AKP, Ergenekon sürecinin de Tahşiyeciler davasının da Cemaat’le birlikte asli sorumlusudur. Bu sorumluluk ortaya çıkmasın diye, Ergenekon süreci soruşturma konusu edilemediği için Cemaat’e, benzer başka hukuksuzlukla Tahşiyeciler davasıyla operasyon yapılıyor. Cemaat’in yaşattığı hukuksuzluklar yargının kendi iç dinamikleri ve doğal işleyişiyle soruşturma konusu edilmedi. Bu iddialar yıllardır dile getirilmesine rağmen hükümetin yolsuzluk soruşturmalarının
üstünü örtmek istediği bir zamanda yapılıyor” diye konuştu. Cemaat’i hedef alan son operasyonlar için “Oh olsun demediğini” belirten Cihaner, “Eğer kendi yaşanmışlıklarımdan yola çıkarak bugün olanlara dair bir değerlendirme yapmam gerekirse, sevinç duymuyorum. Geçmişte bizlere ve diğer insanlara yapılanları eleştirirken de şimdi de aynı yerde, hukukun yanında duruyorum. Hukuksuzluklara karşı çıkıyorum” dedi.
Cihaner, çatışan tarafların üçüncü kişi ve gruplardan sadece kendi bakış açılarıyla değerlendirme yapmalarını istediğini belirterek şöyle konuştu: “Başta AKP olmak üzere iktidarın gücünü kullananlar, ‘Ya hükümet cephesinden ya da Cemaat’tensin’ bakışıyla konuyu ele almamızı istiyorlar. Aynı şey Cemaat için de geçerli. Hükümet, bir darbe hazırlığı olduğu iddiasındaki Cemaat’in sahte belgelerle insanları mağdur ettiklerini soruşturduğunu söylüyor. Cemaat cephesi ise bir sindirme operasyonu ve basın özgürlüğüne saldırı olduğunu iddia ediyor. Bu iki yaklaşım da gerçeği yansıtmıyor. Yurtdışında yaşayan emekli bir vaizin domine ettiği, şeffaf olmayan bir hiyerarşiyle güvenlik bürokrasisinde, yargıda, kamunun kritik noktalarında örgütlü ve asıl hedefi devlet yönetimini ele geçirmek olan
bir yapıyla karşı karşıyayız. Karşısında ise kendisi gibi devletin tüm kurumlarında tek söz sahibi olmak isteyen totaliter bir hükümet var. Hem geçmişte, hem de bugün kurulan hukuksuz denklemin tek değişmeyeni, tek muktediri AKP’dir. AKP’nin sopası haline getirdiği bir yargıdan adil olacağını beklemek hata olur. İhtiyacımız olan bu iki güç odağından bağımsız bir aklı ve adaleti temsil eden üçüncü bir yoldur. Ne AKP’nin ne de Cemaat’in değil solun değerleri olan hukuk, adalet ve vicdan temelli bir üçüncü yoldan bahsediyorum.”
‘Medya kahramanı değiller Hükümeti yıkma amaçlı olduğu öne sürülen bir soruşturmada dizi yapımcıları ve senaristleri ile medya mensuplarının zanlı olmasının izaha muhtaç olduğunu belirten İlhan Cihaner, “Geçmişte yaşanan hukuksuzluklarla arasında şeklen bir benzerlik var. Ancak o dönemde yaşanan hukuksuzluklarla şimdikileri bir tutmamak gerek. Ön kabul olarak Cemaat’e soruşturmazlık zırhı getirecek bir yaklaşım doğru değil. Bugüne kadarki hukuksuzlukların aparatı olmuş kişilerden de bir medya kahramanı çıkarılmasını, basın özgürlüğü kalkanı altına sokulmasını doğru bulmuyorum. Bugüne kadar basın özgürlüğü adına en küçük çabayı göstermemiş, bu değeri hak edecek bir performans sergilemek bir yana geçmişteki hukuksuzlukları meşrulaştırma gayreti içine girmiş bir yapının adının sizlerle birlikte anılmasını içime sindiremiyorum. Ama karşımızdaki bir medya organıdır. Genel yayın yönetmeni de bunun parçasıdır. O medya organının diğer çalışanları ile tüketicileri olan okurlar ve izleyiciler de var. Dolayısıyla bu koca birlikteliği hedef alan bir saldırı var ise ki öyle, yapılanlar olumludur diyemeyiz” dedi. |