Tek beklentim hayatta kalmak

Sığınmacıların 8 Mart'tan beklentisi Ege Denizi'nin onlara mezar olmaması.

Damla Yur

Türkiye yakın dönemin en büyük mülteci akınını yaşarken çok sayıda kadına da kucaklarındaki çocukarıyla birlikte ev sahipliği yapıyor. Meryem o kadınlardan sadece biri. Eşini 4 yıl önce Almanya’ya uğurlayan Meryem savaşın ortasında 3 yıl geçirmiş. Geçen yıl mayıs ayında İran’dan Türkiye’ye gelen Meryem Yunanistan’ın tam karşısındaki bir kıyıda bekliyor. Aradan geçen 1 yıllık Türkiye mücadelesi sonrası Meryem 4 buçuk yaşındaki kız çocuğu ile beraber kendini umuda uğurlayacak botun getirilmesini gözlüyor...

Meryem kızı Mubine ile bir taşın üzerinde oturuyor. Simsiyah kıyafetleri içindeki Meryem’in emekçi kadınlar gününden beklentisi Ege Denizi’nin onlara mezar olmaması: “30 yıldır yaşamak için uğraşıyorum. Afgan kadınlar 45 yıldır çekiyor. Kadın günümüz yok. Beklentim yaşam.”

Meryem gibi Şarbat da bölgede bekleyen 20 mülteciden biri. Henüz 24 yaşında, kucağında 5 aylık bebeği Hudayram var. 8 Mart’ı paylaştığımızda gülümsüyor ve duygularını, “Bugün olmadı ama biz geçeceğiz karşıya eminim” şeklinde paylaşıyor.

Çalılıkların arasında bir fotoğraf albümü buluyoruz. Bu albümün ilk sayfasına kenarında çizgi film karakteri Micky Mouse resmi olan, pembe başörtülü bir kız çocuğu fotoğrafı var. Bir arka sayfasındaki 4-5 yaşında olduğunu düşündüğümüz beyaz başörtülü kız çocuğu fotoğrafı yer alıyor. Fotoğrafın arkasında ise Arapça ‘Zehra’ yazıyor. Zehra’nın umut yolculuğunun Alan Kurdi (Aylan) gibi mi sonuçlanıp sonuçlanmadığını düşünüyoruz.

Bir başka aile albümü bir ağacın gölgesinde. Islanmış bazı fotoğraflar ayırt edilemezken, deforme olmamış noktalardan bu anne ve çocuğun Afgan olduğunu tahmin ediyoruz. Yıllara uzanan bir yaşamın hatıraları Çeşme’nin bu noktasındaki çalılıkların arasında terk edilip, yeni bir hayata adım atılmış gözüküyor.