TBMM Genel Kurulu’nda fıkra polemiği... Kahraman 'hakaret var mı' diye sordu
TBMM Genel Kurulu’nda CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ile AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş arasında fıkra polemiği yaşandı.
İHA<video:830398>
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engin Altay, Kayserilerle ilgili sözü hatırlatarak, “Eşeği boyar, babasına satar" derler. Sizin, bu kamuoyunda üç beş gündür kopardığınız gürültünün tam karşılığı bu fıkra, bu söz. Bu, yeni bir şey değil. Bu konuştuğumuz, sizin kamuoyuna anlattığınız o değil. Meclise gelen bu tezkere, 2007'den beri Türkiye'nin maruz kaldığı terör örgütlerine yönelik Türk Silahlı Kuvvetlerinin imkân ve kabiliyetlerini artırma amaçlı bir tezkere. Bir haftadır neredeyse kamuoyunda ‘Efendim, Millî Güvenlik Kurulunu bekleyin; görün, bakın neler olacak. Görün, bakın neler olacak’ deniyor. Kamuoyu da oturdu MGK sonuçlarını bekliyor” ifadelerini kullandı.
HDP'li vekilden Başbakan'a: Barzani 6 dil biliyor, ya siz?
KAHRAMAN 'HAKARET VAR MI?' DİYE SORDU?
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın hakaret olup olmadığını sorması üzerine Elitaş hakaret olmadığını ifade etti.
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, şöyle konuştu:
“Bizim bu fıkrayı bilen birisi Kayseri'ye gelmiş, ’Hani siz eşeği boyayıp satıyorsunuz ya’ demiş. Ayakkabı boyacısı çocuk ayakkabı boyacısına varmış, uzatmış ayağını tezgâha, demiş ki: ‘Oğlum, siz burada ananızı boyayıp babanıza satıyorsunuz, eşeği boyayıp şöyle satıyorsunuz’ deyince çocuk şöyle tepeden tırnağa bir süzmüş, ‘Amca, sana kaç kilo gideceğini şimdi hesaplarım’ demiş. Yani onun için bu fıkraları iyi bilmek gerekir. Kayserili alnının teriyle ticaretini yapan bir bölgenin insanıdır. Kayseriliden kimse korkmaz, pazarlığı sever ama malı sattıktan sonra rahat uyur çünkü Kayserili tüccar sözüne sadık, senedi Reşat altını gibidir diye tarif edilir. Onun için, değerli milletvekilleri, bakın, biz buradaki yaptığımız işlemlerde şunu söylüyoruz: Millî Güvenlik Kurulu toplandı. 30 Ekim tarihindeki görüşülmesi gereken tezkere 23 Eylül tarihinde görüştürüldü. Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin Orta Doğu'daki bir ateş çemberinin kıvılcımı olmaması için, orada tüm dünyayı zor durumda bıraktırmaması için uyarı görevimizi yapıyoruz. Teşekkür ediyoruz, siz de o uyarı görevimize katıldınız ve açıklama yaptınız ‘Biz de destekleyeceğiz’ diye. Milliyetçi Hareket Partisi ilk anda, tezkereyi duyar duymaz ‘Biz de bunu destekleyeceğiz’ diye açıklama yaptı. Hâlbuki ‘Ya, 30 Ekim tarihinde biz bunu görüşeceğiz, 23 Eylülde ne gereği var?’ diye söyleyebilirdiniz çünkü bu uyarı görevinin yapılması gerektiği hassasiyetine siz de katıldınız, siz de inandınız, onun için biz bu tezkereyi 23 Eylül tarihinde getiriyoruz. 25 Eylül tarihinde yapılacak halk oylamasında, referandumda oradaki oy verecek vatandaşlara diyoruz ki: Yapmayın, bu ateş çemberi önce sizi yakar, tüm dünyayı yakabilecek bir noktaya doğru götürür."