Tartışma yaratan protokoller Meclis'te

Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokoller, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu TBMM Genel Kurulu'nda, protokollere ilişkin bilgi verdi. Davutoğlu, "Ermenistan veye herhangi bir ülke Türkiye topraklarından bir şey talep etmeye cüret edemez".

cumhuriyet.com.tr

Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokoller, ''Türkiye ile Ermenistan Arasında Diplomatik İlişki Kurulmasına Dair Protokol ile Türkiye ile Ermenistan Arasında İlişkilerin Geliştirilmesine Dair Protokol'ün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı'' adıyla TBMM Başkanlığı'na geldi.

 

 

İLGİLİ HABERLER İÇİN TIKLAYINIZ

"ERMENİ HALKINA YAPILAN KATLİAM TARİH KİTAPLARINA GİRMEDİ"

"MHP, PROTOKOLLERE TÜM GÜCÜYLE KARŞI ÇIKACAK"

"POLİTİKALAR AZERBAYCAN İLE DERİN KRİZE YOL AÇTI"

AKP VE MHP ARASINDA RESTLEŞME


Davutoğlu bilgi sunacak

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Meclis Genel Kurulu'nda, bugün TBMM'ye sunulan Ermenistan'la imzalanan protokoller hakkında bilgi verdi. Türkiye'nin dış politikasının sağlam temellere oturduğunu ve belirgin olduğunu kaydeden Davutoğlu, Türk dış politikasının amacının ise etrafında barış ve refah kuşağı yaratmak olduğunu söyledi.

Türkiye'nin dış politikasının Kafkasya'daki statüyle örtüşmediğini kaydeden Davutoğlu, Kafkasya'da donmuş krizlerin sözkonusu olduğunu belirterek "Donmuş krizler patlamamış bomba gibidir" nitelendirmesinde bulundu. Davutoğlu, "Bu perspektiften baktığımızda, şu anda Kafkasya'daki statüko, bizim bu vizyonumuzla örtüşmemektedir. Çünkü güvenlik riskini ortaya çıkaran, her an bir güvenlik problemi ortaya çıkabilecek donmuş krizler mevcuttur. Geçen yıl Gürcistan krizinde bunu yaşadık. Donmuş krizler, çevre bölgelerde elimizde patlamaya hazır bombalar gibi. Bunların birer birer tasfiye edilmesi lazım. Barışçıl yöntemlerle tasfiye edilemezse, her an risk oluşturabilir. Güney Kafkasya'da bu krizlerin çözümü için sağlam bir siyasal diyalog zemini maalesef yoktur. Bölge içinde, ülkeler arasında, karşılıklı güvene dayalı siyasal diyalog zemini yoktur. Bunun da güçlendirilmesi lazım. Kafkasya'da şu anki statükoda, karşılıklı ekonomik ilişkiler de son derece zayıftır. Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasında üçlü yürütülen projeler dışarıda tutulursa, bütün bölgeyi kuşatan, halkları birbirine yakınlaştıracak ekonomik projeler yeterli değildir. Karşılıklı ekonomik bağımlılık olmadan, bir bölgede ekonomik refah alanı oluşmadan, kalıcı barışı kurmak mümkün değildir" diye konuştu

 

"Kafkasya'daki statüko Ermenistan'ın da menfaatine değil"

Davutoğlu, Kafkasya'daki statükonun Ermenistan'ın menfaatine olmadığını kaydederek "Gittikçe fakirleşiyor, Ermenistan nüfusu Ermenistan'ı terk etmeye başlıyor" dedi.

Ermenistan'ın yanı sıra Kafkasya'daki statükonun Türkiye'nin de menfaatine olmadığını söyleyen Bakan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bu statüko bizim menfaatimize mi, değil. Bölgenin en güçlü ülkesi olarak biz, bölgede böylesi belirsiz ortamda gerekli etkinliği kullanmıyoruz. Kardeş Azerbaycan ile ilgili sıkıntıları da içimizde hissediyoruz. Bu bizim iç siyasal gündemimizin bir parçası halinde kalıyor. Biz ne yapmaya çalıştık? Barışçıl yöntemlerle bu statükoyu değiştirmeye çalışalım ki, yeni bir risk, gerilim alanı ortaya çıkmasın. Bütün alanlarda paralel işleyen normalleşme süreci devreye girsin. Birkaç yıldan önce başlayarak, Kafkasya'da bu süreci işletmeye başlattığımızda, 3 temel hedefi öne çıkardık: Bir, Türkiye ile Ermenistan arasında yan yana yaşayan, bundan sonra da yaşayacak komşu iki ulus devlet arasında iyi komşuluk ilişkilerinin tesis edilmesi. Bütün komşularımızla olduğumuz gibi Ermenistan ile de biz iyi komşuluk ilişkisi kurmak istiyoruz. İkinci hedefimiz, yüzyıllardır birlikte yaşamış, Türk ve Ermeni milletleri arasında, sadece bölgede değil, Fransa'da, ABD'de yan yana yaşayan Türk ve Ermeni halkları arasında, geçmiş acılara, istismara dayalı ortamı ortadan kaldıracak sağlıklı bir iletişim kanalı kurmak. Üçüncüsü, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafının uluslararası hukuk normlarına ve Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne sadık kalarak, uluslararası kuruluşların kararına uygun olarak çözümünün önünü açmak, çözüme ivme katmak. Bunlar birbirini destekleyen unsurlardır. Birini yapmanız, diğerini yok saymanız anlamına gelmez."

 

"Ermenistan Türkiye topraklarından bir şey talep etmeye cüret edemez"

Bakan Davutoğlu, protokollerle, Türkiye ile Ermenistan arasında sınır anlaşmazlığı olduğu iddialarının doğru olmadığının Ermenistan tarafından da teyit edildiğini belirtti. İki ülke sınırlarının Moskova ve Kars anlaşmaları ile çizildiğini, Sevr anlaşmasının imzalanan protokollerle yeniden gündeme gelmesinin sözkonusu olmadığını ifade eden Bakan Davutoğlu, sınır tesis eden anlaşmaların devletlerin nitelikleri değişti diye ortadan kalkmadığını vurguladı. Davutoğlu, Ermenistan'ın Viyana Hukuk Sözleşmesi'ne taraf olduğunu da kaydetti. Davutoğlu, "Birçok kereler ortaya konulduğu gibi, Ermenistan veya herhangi bir ülke, Türkiye topraklarından bir şey talep etmeye kimse cüret de edemez. Burada bu, kesin şekilde kayıt altına alınıyor" dedi.

 

"Empoze edilen bir metin yok"

Davutoğlu, Ermenistan ile Türkiye'ye empoze edilen bir metin olmadığını, müzakere süreciyle bugünlere gelindiğini bildirdi. Protokollerle hüküm altına alınan sözde 'soykırım' iddiaları konusunda tarih komisyonu kurulması hakkında TBMM'nin de 13 Nisan 2005 günü oybirliğiyle aldığı bir karar olduğunu da hatırlatan Bakan Davutoğlu, konuşması sırasında sık sık laf atan CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman'a "Tarih olmadı bundan sonra bu metinler tarihi şekillendirecek" diye yanıt verdi. Protokollerle iki ülke arasında oluşturulacak alt komisyonda tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelemeye tabi tutulmasının kayıt altına alındığını dile getiren Bakan Davutoğlu, "Biz asil ve çok tecrübeli bir milletiz. Acı hatıralarla dolu göç hikayelerimiz var. Birçok millet bunları nakletmiş ve bize dönük tek taraflı hafızalar oluşmuş" dedi. 17 yılda görülmemiş bir şekilde son bir yıl içinde Ermenistan ile Azerbaycan ihtilafının çözümü yönündeki müzakerelerin hız kazandığını söyleyen Davutoğlu, bu sürede Azerbaycan ve Ermenistan Cumhurbaşkanlarının 5 kez bir araya geldiğini kaydetti. Davutoğlu, "Çözüme yakın mıyız? Müzakere edilecek çok husus var. Son bir yıl içinde niye bu kadar büyük ivme kazandı? Buna yol açan Türkiye ile Ermenistan arasındaki momentumdur" dedi.

 

"Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü bizim toprak bütünlüğümüz kadar azizdir"

Davutoğlu, Türkiye için Azerbaycan toprak bütünlüğünün kendi toprak bütünlüğü kadar aziz olduğunu da söyledi. Bu konuda çaba göstermiş ikinci bir ülke daha olmadığını kaydeden Bakan Davutoğlu, "Çabalarımızı sürdüreceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Gül'ün ABD Başkanı Obama ve Rusya Devlet Başkanı Medyedev'le görüştüğünü, gündeme getirdiği ilk konunun Karabağ olduğunu belirten Davutoğlu, kendisinin ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton'la yaptığı görüşmenin ana esasında da bu konunun olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, "Bu ihtilafın çözülmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Normalleşme kapsamlı bir normalleşme olmaksızın gerçekleşemez" diye konuştu.

Davutoğlu, protokolleri onaylamanın TBMM'nin takdiri olduğunu da sözlerine ekledi.


Siyasi partileri adına konuşacaklar

Genel Kurul'da siyasi parti grupları adına AKP'den Adana Milletvekili Ömer Çelik, CHP'den İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, MHP'den Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ve DTP'den ise Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş konuşacak.

Genel Kurul'da şahıs adına ise bağımsız Rize Milletvekili ve eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın konuşması bekleniyor.

 

Protokoller

İsviçre'nin Zürih kentinde imzalanan protokol, özetle, iki ülke arasındaki mevcut sınırın karşılıklı olarak tanınmasını öngörüyor.

Protokol çerçevesinde Türkiye ile Ermenistan, gerek ikili, gerekse uluslararası ilişkilerinde, ''eşitlik, egemenlik, diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmeme, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı'' ilkelerine saygılı olacak.

İki ülke protokolle ayrıca, aradaki mevcut sınırı uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanıyarak, ortak sınırın açılmasını kararlaştırıyor.

Protokole göre iki ülke, terörizmin tüm biçimlerini, şiddeti ve aşırıcılığı kınayarak, bu tür eylemlerin teşvikinden veya müsamaha görmesinden kaçınmayı ve teröre karşı mücadelede işbirliğine gitmeyi taahhüt ediyor.