"Tarım politikaları gözden geçirilmeli"

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Çelik, Türkiye'nin tarım politikalarını hızla gözden geçirmesi gerektiğini savundu.

cumhuriyet.com.tr

Kemal Çelik, Türkiye'nin yakın zamanda süt, süt tozu ve bal ithal etmeye ihtiyaç duyabileceğini belirtti. Ülkemizin, dünya çapında tanınan bir koloni varlığına sahip olmasına rağmen çok yakın zamanda bal ithal eden bir ülke konumuna düşebileceğini ifade eden Çelik, ''Biz geçmişte de büyük bir hayvan varlığına sahiptik. Uyguladığımız temel politikalarla bu hayvanlarımızı bitirdik. Hayvancılığa yönelik uyguladığımız sosyo-ekonomik politikalarla, ülkemizde hayvancılık bitti. Özellikle 12 Eylül 1980'den sonra uyguladığımız neo liberal politikalar hayvancılığı da tarımdaki diğer sektörler gibi bitme noktasına getirdi. Gözlemleyebiliriz ki, Türkiye yakında salça da ithal etmeye başlayacak'' diye konuştu.

Prof. Dr. Çelik, Türkiye'nin, Avrupa'nın et ve meyve sebze deposu olabilecek güçte bir ülke olduğunu dile getirerek, bunun, ancak üreticiyi destekler nitelikte politikalarla yapılabileceğini kaydetti. ''Taşıma suyla değirmen dönmez, zaten bugüne kadar da kimse bunu döndüremedi'' diyen Çelik, şöyle devam etti:

''Uruguay'dan, Avustralya'dan, Macaristan'dan ya da Amerika'dan hayvan getirebilirsiniz. Tabii ki zaman zaman gelebilir, bunda hiç bir sıkıntı yok. Ama buradaki ayıp, Türkiye'deki insanların doyurulması için hayvan getirtilmesidir. Örneğin damızlık hayvan getirirsiniz, yüksek verimliliği arttırmak, ırkları geliştirmek için bu yapılır. Islah programlarında kullanılmak üzere bu hayvanları getirebilirsiniz. Ama siz bu ithalatı halkınızı doyurmak için yapıyorsanız ortada gerçekten ciddi bir sorun var demektir.''
 

''Tarım politikaları gözden geçirilmeli"

Prof. Dr. Kemal Çelik, Türkiye'nin hızla tarım politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: ''Geriye dönüp bakarak, nerede ya da nerelerde hata yapıldığının bulunması gerekli. Geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarılmalı ve ülkemiz mevcut bilgi birikimini sahaya kanalize edebilmeli. Yani bakacak olursak, bir tarım mühendisi bugün masa başında oturup bürokratik işlemleri yapan eleman pozisyonundan çıkarılmalı. Eli nasır tutmamış, ziraat mühendisi olmamalı. Gübre kokmayan zoo teknisyen ya da veteriner olmamalı. Başarılı ülkelerin tümünde durum böyledir.''

Ülkenin çok büyük meralara sahip olduğu gibi, çok önemli endemik türlere de sahip olduğuna işaret eden Çelik, ''Türkiye hızla, doğudaki çayırlarını, meralarını hayvancılığa açmalıdır. Mayınlardan temizlenmiş ancak tarıma kapalı bir çok arazimiz bulunmaktadır. Türkiye, çözüm için kendi üretim politikalarını geliştirmeli. Yani kısa süre içerisinde et ithal etmek halkın ucuza et yemesi açısından bir çözüm, ancak bu uzun süreçte ülkemizin hayvancılığını olmasa bile tarımını da bitirir'' dedi.

Bu durumda ülkenin daha az zeka kabiliyetlerine sahip veya zekasını daha az değerlendirebilen jenerasyonlar yetiştirmeye aday olacağını savunan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Çünkü hayvansal protein beyin gelişimi için olmazsa olmaz özellikler taşır. Çocuklarımızın ilk 6 yaşında beyin ve zekalarının gelişmesini sağlayabilmemiz için en önemli besin maddesi hayvansal proteindir. Tüm araştırmalara bakıldığında hayvansal gıda tüketimi yoğun olan toplumların daha zeki ve daha verimli toplumlar olduğunu görüyoruz. Tabi Avrupa'nın böyle bir imkanı var, onlar ucuz domuz eti tüketiyorlar. Bizim ülkemize bakıldığında kanatlı hayvan sektörü şu anda almış başını gidiyor. Girdi fiyatları oldukça yüksek, devlet ciddi anlamda girdi fiyatlarına destek uygulamalı, fiyatları sübvanse etmeli.

Devlet tarım politikaları ve gümrük birliği anlaşmalarını gözden geçirmeli, atıl durumdaki tarım elemanlarını hızla sahaya yönlendirmeli, çiftçisini ve üreticisini hızla desteklemeli ve belirli dönemlerde kaliteli damızlık ithal etmelidir. Bunları hepsinden önemlisi, Türkiye var olan bilgi gücünü harekete geçirmelidir.''