Tarhan, Erdoğan'a yüklendi

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan'ın meramının ülkenin geleceği değil, ''başkanlık'' olduğunu iddia ederek, ''Açılım açılmış, saçılmış, kapanmış, yarım kalmış umurunda değil'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Grup Başkanvekili Tarhan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, ''kadına şiddete teslim olunduğu gibi teröre de teslim olmuş birinin 'çözüm havarisi' diye yutturulmasını'' kabul etmediğini ifade etti.

''Birinci açılımın Başbakan ve şürekasının yönetim beceriksizliğinden Habur'da tarihe gömüldüğünü, ardından çok canların verildiğini'' savunan Tarhan, ''İkincisine gelince, kiminle masaya oturulduğunun idraki gerekirdi, olmadı. İşte bu fahiş hatalar nedeniyle ben çocuklarımızın geleceğinden endişeliyim. Yapılanların yöntem olarak da ahlaki olarak da yanlıştır ve sonuçları ağır olabilir'' dedi.

Gerçek ve sürdürülebilir bir çözümün siyaset zemininde ve silahlar sustuğunda mümkün olabileceğini vurgulayan Tarhan, bugün yapılanların teröre değer kattığı ve demokrasi umudunu azalttığını savundu. Tarhan, ''Kafanıza silah dayamış bir örgütle demokratik bir anayasa yapamazsınız'' ifadesini kullandı.

''Meşum tutanağın terörün tehdit ve gözdağından vazgeçmediğini gösterdiğini'' ileri süren Tarhan, hukukun ve siyasetin dışındaki yöntemlerin teröre sadece cesaret vereceğini kaydetti. Tarhan, şöyle devam etti:

''Başbakan'ın meramı ülkenin geleceği değil, başkanlıktır. Açılım açılmış, saçılmış, kapanmış, yarım kalmış umurunda değildir. Meclis'ten, milletten hatta kendi partisi ve kabinesinden habersiz, onun nefsini körletmek uğruna yapıldığının sağduyulu AKP'liler de farkındadır. Konuştuğunda sadece sansürden bahsediyor. Çünkü içindeki çatlağın da deşifresinden korkuyor. Ama güvensiz bir lider sorun çözemez. Bu tür liderlerin 'deliğe süpürmeyip, kullanmaya' karar verenler için dahi raf ömrü dolmuştur. Zaten, çevresindeki iki cihanı birlikte kurtarma heveslilerinin, dünyalıkların yarattığı paylaşım kavgalarının ve sponsorlarının 'usta sana güle güle' diyebileceklerinin farkındadır. Tutanak, süreci yönetenin de o olmadığını, kontrolü orada da yitirdiğini, hatta uzun süredir örgütün Başbakan'ı koruma ve kollama görevini üstlendiğini gözler önüne sermiştir. Anayasanın bazı maddelerini kimin yazdığı, milliyetçiliğin kimden alınan sufleyle ayaklar altına alındığı, kime eyalet valiliği sözü verildiği anlaşılmış, 'valiler seçimle gelsin' önerisinin gizemi de çözülmüştür. Üstelik, kendine ne pahasına olursa olsun bir taht kurmaya çabalayan Başbakan halk savaşı ile tehdit edilerek, 'ada sakininin' ağır ayarına maruz kalmıştır.''

''Gizli kapaklı yapılanları öğrenmek hakkımızdır''

Açıklamasında, ''(Af yok, sadece silah kullanmayanlar başka bir ülkeye gidecek) Öyle mi? Kimin silah kullandığına, sınırlı yetenekli istihbarat örgütünüz mü, Habur yargınız mı karar verecek?'' diye soran Tarhan, şunları kaydetti:

''Gizli kapaklı yapılanları öğrenmek kadın, anne, yurttaş olarak hakkımızdır. Bu sürecin sonunda, bir AKP milletvekilinin buyurduğu gibi Diyarbakır'a abdestsiz girilip girilemeyeceğini de tutanak yoluyla zatıalilerine kamuoyunu yönlendirme görevi verilip verilmediğini de Öcalan kurtarmasaydı eğer, Başbakan'ın kendisini tutuklatacak güce karşı PKK ile omuz omuza mücadele edip etmediğini de öğrenmek hakkımız. Açıklama ise 30 yıllık terörle mücadele döneminin 11 yılında başarı sağlayamamış ve teslim olmuş bir iktidarın başına düşer. Kürtajdan, çocuk sayısı ve emzirme süresine kadar kadınların her tür mahremiyet alanına girip ilgili ilgisiz konuşabilme yeteneğine sahip Başbakan, asıl bu konuda artık korkularından sıyrılıp gerçek bir açıklama yapmalıdır. Aksi halde sükut ikrardan gelir.''