Tantan: Türkiye inisiyatif almalı

Tantan, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki komşularıyla ilişkilerini geliştirmesi, ortak projelere öncülük etmesi gerektiğini söyledi.

Barış Doster

Eski İçişleri Bakanı ve Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı ittifakların hızlandığını belirterek, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki komşularıyla ilişkilerini geliştirmesi, ortak projelere öncülük etmesi gerektiğini söyledi. Tantan, “Türkiye bunu yaparsa, hem emperyalist güçlerin bölgeye müdahaleleri önlenir hem de bölgeden başlayacak istikrar ve barış, Ortadoğu’dan Kafkasya’ya dek geniş bir alana yayılır” dedi. Tantan’ın, Doğu Akdeniz ve Ege’deki güncel gelişmelere ilişkin yanıtları şöyle.

Son dönemlerde Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail ve Mısır arasında enerji odaklı işbirliği arttı. ABD ve Avrupa Birliği de bu adımları destekliyor. Türkiye’yle yakın ilişkileri olan Katar da bu ülkelerle birlikte. Türkiye ne yapmalı?
Doğu Akdeniz havzasında Türkiye’yi sıkıştırıyorlar. Türkiye orada çok zemin kaybetti. Buna karşı hemen önlem alınmalı. Orada ABD’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın, İtalya’nın olması, ama en uzun sahili olan Türkiye’nin olmaması, kabul edilemez. Türkiye; hemen Doğu Akdeniz’deki komşu ülkelerle, ülkelerin münhasır ekonomik bölgelerinin (MEB) büyüklüğüne göre pay sahibi olacakları bir enerji şirketinin kurulmasına öncülük etmeli. Bu şirket enerji sondajlarına başlamalı. Türkiye; Yunanistan’la da, Suriye’yle de, Mısır’la da karşılıklı yarar, ortak çıkar, içişlerine saygı temelinde işbirliği yapmaktan çekinmemeli.

Türkiye’nin yaptığı onca hatadan sonra bu mümkün mü?
Bölge ülkelerinin Batı emperyalizminin tehdidinden kurtarılması için öncülük etmesi gereken ülke Türkiye’dir. Bunun için de somut projelere ihtiyaç var. Batı kaynaklı emperyalist adımlara karşı, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ni bir bütün olarak ele almak gerekir. Bölge ülkelerinin yakınlaşma çabasını cephe gerisinde Rusya ve Çin de destekler. Çünkü ABD; Rusya ve Çin’i de sıkıştırıyor. Onları da etnik ve dinsel hassasiyetleri kaşıyarak istikrarsızlaştırmaya çalışıyor. Türkiye; Irak ve Suriye’nin imarında yoksa, çözüm masasında yoksa, oturup bunun muhasebesini yapmalı.

Türkiye, dışarıda bu adımları atabilmek için, içeride nasıl politikalar izlemeli?
Öncelikle ülkemizin kendi içinde hukuk devleti, adalet, demokratik zemin ve halkın özgürce haber alma hürriyeti ortak paydasında buluşmak gerekir. Şantaja açık, FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede zaaf yaşayan, yabancı istihbarat servislerinin cirit attığı bir ülke, bölgesinde nüfuz sahibi olamaz. Eğer terörle halen istenilen ölçüde mücadele edilemiyorsa, devletin temel altyapısında zaaf var demektir. Devletin güvenlikle ilgili birimlerine gelen her sarı zarf, araştırılmadan birilerine sunuluyorsa, orada ciddi sorun vardır. O nedenle bir yandan gerçek bilgi üreten, milli kimlikli üniversitelerin, araştırma merkezlerinin, medya organlarının sayı ve niteliğinin artırılması, bir yandan da halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor.

Bilinçli halkın önemi

Bu adımların atılması, başka hangi sorunları çözer?
Bu coğrafyada Batı emperyalizminin bugün de 100 yıl önce de hangi kimlikleri ve hassasiyetleri kullandığı, kaşıdığı belli. O nedenle kimseyi ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, tüm yurttaşları kucaklayan bir siyaset izlenmeli. Yabancı istihbarat örgütlerinin, bilinçli bir halkı kandıramayacağı bilinmeli.