Taktım ben bu Japona
Köprü halatı yüzünden intihar eden Japon aklımdan çıkmıyor. Günde beş kez Allah’ıyla buluşan insanları örnek almak varken, tuttun öldürdün kendini. Yokluğunu dolduramam ama ben hâlâ Japon olmak istiyorum.
Ayşe KulinKöprü halatı kazası yüzünden intihar eden Japon bir türlü aklımdan çıkmıyor. İki gecedir rüyama giriyor. Dün gece şöyle bir konuşma geçti aramızda:
Ben ona, “Hata sende değilmiş ki, niye boş yere canına kıydın?” diye sordum.
“Malzemeden sorumlu değildim ama çatlağı gördüğümde haber verdiğim sorumlu, ‘bişicik olmaz,’ dediğinde, daha ısrarcı olmalıydım” dedi.
Rüya bu ya, uzun boylu bir zat, “Kopmak halatların fıtratında vardır,” diye lafa karıştıysa da, Japonu ikna edemedi. Kafaya takmış bir kere, “Meslektaşlarım beni beceriksiz, sorumsuz belledi, ben bu algıyla yaşayamam” diyor, başka şey demiyor. Ne dedikse anlamadı. Ben de onun söylediklerini anlamakta çok zorlandım, kendi hesabıma. Algı deyince benim aklıma algı operasyonu geliyor ve hemen cami penceresine bırakılmış bira şişesini ya da cadde ortasında bir kadının üzerine işeyen yarı çıplak, bandanalı erkekleri hatırlıyorum. Taa çocukluğumdan da hatıralarım var. Mesela, on yaşlarımdayken, Demokrat Parti taraftarlarının seçim kazanmak için, CHP’li Kasım Gülek’in liseden mezun olurken giydiği cüppe ile çekilmiş fotoğrafını köy köy dolaştırıp, Gülek aslında Hıristiyan papazıdır, diye algı operasyonu yapmalarını; Kurtuluş Savaşı sırasında işgal güçlerinin silah deposu olarak kullandıkları camileri, savaştan sonra, onca parasızlığa rağmen tamir ettiren hükümete, bu masrafların çarşaf çarşaf belgesi varken bile, camileri ahır yaptınız iftiralarını, hatta Kurtuluş Savaşı’nın inkârı gibi şeyleri anımsatır bana bu kelime. Haysiyetle filan ilgisi yoktur. Kişilerin, takımların, cemaatlerin, partilerin menfaat elde etmek için uydurduklarıdır.
Biz rüyamda algı ve haysiyet üzerine didişip dururken, uzun boylu zat, “Allah verir, Allah alır, gerisi boş” dedi de, huzur buldum.
Sabah uyandım ki gazetenin birinde, konuyla ilgili bir haber!
Haberde, bir gün önce bildirildiği üzre Kishi Ryoichi’nin çatlağı önceden gördüğü ve önlem aldığını yalanlayan, çatlağın kazadan sonra oluştuğunu, aksi söylemlerin senaryo olduğunu, kazada hasar gören ekipmanların en kısa sürede temin edilerek, kedi yolunun eksiksiz tamamlanacağını yazıyordu. Kazanın 5-6 aylık bir gecikmeye sebep olacağı iddiası da yalanlanıyordu.
İçime sular serpildi. Bir kere daha huzur buldum da, sen niye boşu boşuna canına kıydın, canım Japon!
Günde beş kez Allah’ıyla buluşan insanları örnek almak varken, tuttun öldürdün kendini. Oysa, şu dünyaya bizlerden biri olarak gelip haysiyeti filan takmamak da vardı kaderde. Nasibin değilmiş. Bir teselli olacaksa sana, şunu bilesin; yokluğunu dolduramam ama ben hâlâ Japon olmak istiyorum.