Takdiri İlahi

cumhuriyet.com.tr

26 yaşındaki Emine Akçay çocuklarını ısıtamama, besleyememe çaresizliği içinde kendini asarak canına kıydı. Sevgili yurttaşlar, dostlar, yazarlar, düşünürler, bilim insanları, politikacılar, bürokratlar, dindarlar, dinsizler, laikler, Müslümanlar; bu bir kader, bu bir takdiri ilahi değildir. Bu yürek yakan olay ve yüzlerce benzeri geriliktir, geri kalmışlıktır, gelişmemişliktir, yoksulluktur, yoksunluktur, eğitimsizliktir, cehalettir, ilkelliktir.

Ülkemizde çoğunluğu kocalarından dayak yiyen, cinayetlere kurban giden kadınlarımız, töre cinayetleri, 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 23 insanımız, cezaevlerindeki bebeklerle, yüzlerce üniversite öğrencisi, hapisteki aydınlar, gazeteciler, askerler, Pozantı’daki utanç verici olaylar, futboldaki küfür, vahşet ve tahribat, Madımak’taki katliam, üniversitede “Sivas’ta yaktık burada da yakarız” diye haykıran üniversite öğrencileri, kızını şehir meydanında kıyasıya, yerden yere vurarak döven baba ve emperyalizmin oyunları ve politikacının gafleti ile dağlarda yıllardır birbirini öldüren ülkenin gençleri; bunların hiçbirisi ama hiçbirisi takdiri ilahi değildir, kader değildir. Bunlardan, başta ülkenin yöneticileri olmak üzere 74 milyon insan suçlu ve sorumludur.

Bu facialardan hep birlikte büyük utanç duymalıyız. Şehit kanları ile sulanmış, onların kahramanlıkları ile özgürlüğüne, bağımsızlığına kavuşmuş bu güzelim ülkeyi gökdelenler ve alışveriş merkezleri ile donattık ama ilkellikten, geri kalmışlıktan kurtaramadık. 6 büyüklüğündeki bir depremde 300 öğrenci enkaz altında kalarak can verdi, Kuran kursunun binası yıkıldı gencecik kızlarımız öldü, soba zehirlenmelerinden ve trafik kazalarından sayısız insanımızı kaybettik, bunları büyük bir aymazlıkla takdiri ilahi saydık. Fazıl Say gibi bir uluslararası ünümüz için “Gitsin, terk etsin ne çıkar; Türkiye bir şey kaybetmez” dedik. Türkan Saylan gibi eşsiz bir yurtseverin evini kanser tedavisi gördüğü günlerde polisle bastık ve ölümü ardından hiç utanmadan “Zıbarıp gitti, cehennemde onu zebaniler karşılayacak” dedik. Yıllardır en seçkin, en yiğit insanlarımızı ya öldürdük ya hapislerde çürüttük. Bunlar asla takdiri ilahi değildir. Bunlar, aymazlıktır, bunlar cehalettir, ihanettir, ilkelliktir, geri kalmışlıktır. İnsan haklarında, insani gelişmişlikte, basın özgürlüğünde, kadın erkek eşitliğinde dünya ülkeleri arasında en gerilerde yer alışımız da bir kader değildir.

Yüzleşeceksek bunlarla, bu çağ dışı gerçeklerimizle yüzleşmeli ve bunların sorumlularını aramalıyız. Bir büyük eğitim devrimini, Köy Enstitülerini, aydınlanma odağı Halkevlerini, öğretim birliğini, cumhuriyet devrimlerini, laikliği yok edenleri hiç unutmadan.