"Susurluk için mücadele edenleri içeri attılar"

Ergenekon davasında savunmasına devam eden İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, yapılmış darbelerin yargılanmadığını, olmayan darbeler yaratılarak vatanseverlerin yargılandığını söyledi. Perinçek, 12 Eylül darbesini tertipleyen Amerika'nın bir gladyo operasyonuyla darbenin çocuklarını Türkiye'nin tepesine oturttuğunu söyledi.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafıdan Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda görülen Ergenekon davasının 42. duruşmasına 23 Ocak günü tahliye edilen sanıklar Vedat Yenerer ve Orhan Tunç da katıldı. Savunmasını sürdüren Perinçek, İşçi Partisi'nin gladyoya karşı mücadelenin partisi olduğunu belirterek "1973'te kontgerilla meselesinden ilk kez söz eden rahmetli Ecevit'in bu konuda tavır almasını tek başına sağlayan partiyiz. 12 Mart 1971 darbe ortamının hazırlanması için Atatürk Kültür Merkezi yakıldı, Eminönü vapuru kaçırıldı. Daha sonra 1980 darbesine zemin hazırlamak için 1 Mayıs 1977 katliamının gladyonun böyle tertipleri olduğunu tek tek kanıtladık. 1980 istikrarsızlaştırma operasyonunu 'Amerika'nın oğlanları' olmakla aşağılananlar yaptılar" dedi. "Hani Ergenekon darbesi" diye soran Perinçek şöyle devam etti:

"Hani Ergenekon'un darbesi, eylemi nerede? Vatanseverler aralarında, komutanlar aralarında konuşmuşlar. Hani darbe? Olmayan darbeler yargılanıyor, ama olan darbeler yargılanmıyor çünkü arkasında Amerika var. Amerika kendisine karşı olan vatanseverlere iddiname hazırlatıyor. 12 Eylül cuntasının arkasında Amerika, bizi bu huzura getiren de Amerika. 600 bin kişiyi hapislere, işkencelere atanların yavruları
Turgut Özal, Tansu Çiller, Tayyip Erdoğan 12 Eylül'ün çocukları değil mi? 12 Eylül'ü getiren 24 Ocak Kararlarını çıkaran, KİT'lerin özelleştirilmesini, sosyal sigortaları, Atatürk'ün sosyal devletini küçülten bu programın uygulayıcıları bunlar değil mi? Türkiye'yi bugün 12 Eylül'ün, darbenin yavruları yönetiyor. O darbenin çocukları vatanseverlerin yakasına İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla yapıştı."

 

Şemalar yaratıldı

12 Eylül'ün Kemalist devrimi tasfiye ettiğini belirten Perinçek, Eşref Bitlis'in uçağının düşürülmesi, devrimci aydınlar Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülmelerinin gladyo operasyonları olduğunu anlattı. İddianamede bazı sanıklara ilişkin "Orhan Pamuk'u öldürme hazırlığı içinde olma" suçlamalarına göndermede bulunan Doğu Perinçek "Orhan Pamuk'u öldürecekmişiz. Onun gibiler hiç öldürüldü mü? Kendi milletini soykırım ile suçlayan adam öldürüldü mü hiç? Hrant Dink de bizdendi. 'Ey Kürtler, Ermeniler oyuna alet oldu. Bu topraklarda yaşayan insanlar birbirine kırdırtıldı' diyordu" dedi. İddianamede MİT raporları uydurmakla suçlandığını belirten Perinçek, Mehmet Eymür'ün de bunları yazdığını MİT'teki MOSSAD'çı, CIA'cı takımının temizlenmesini İP'in başardığını anlattı.

Mumcu'yu biz mi öldürdük?

Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk'un önceki günkü yazısından "Uğur Mumcu'yu ben öldürdüm. Gülmeyin, bu nedenle ve gerekçeyle Ergenekon mudur, nedir, işte o davada yargılanıyorum" ifadelerine dikkat çeken Perinçek, Uğur Mumcu ile 14 yaşından beri arkadaş olduğunu, Mamak Cezaevi'nde birlikte yattıklarını söyledi. İddianamede Uğur Mumcu cinayetine ilişkin İP'te sahte MİT raporu bulunduğu suçlamasına değinen Perinçek "Uğur Mumcu'yu öldürmek için 6 MOSSAD ajanının Türkiye'ye geldiğini ilişkin belge ilk olarak dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan tarafından açıklandı. Sonra İçişleri Bakanı İsmet Sezgin böyle bir belgenin olmadığını söyledi. Biz de bunun sahte olduğunu zaten yazdık" diye konuştu.
 

Susurluk olayını kim çıkarttı

Susurluk olayını İşçi Partisi'nin ortaya çıkardığını, dönemin cumhurbaşkanının tavsiyesi üzerine TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'nun kendisini çağırdığını ve ifade verdiğini anlatan Perinçek "Ben Susurluk'un arkasında gladyo var diyorum. Mesut Yılmaz bu çetedir. O dönemde hükümetin bakanı Abdullah Gül glu glu dansı var diyerek Surluğun üzerine kapatma emrini veren adamdır" dedi.
 

Eşref Bitlis'in öldürülmesi

Eşref Bitlis'in öldürülmesi olayından kuşkulanarak araştırma yaptıklarını ve uzmanlardan buzlanma, pilotaj ve yapım hatasından kaynaklanmadığını ortaya çıkardıklarını belirten Perinçek "O sırada görevde olan bir generalin üç albayın önünde yaptığı açıklama üzerine Bitlis'in uçağının ABD'liler tarafından düşürülerek öldürüldüğünü açıkladık" dedi.

Susurluk ile mücadele edenler

1992 yılında Susurluk konferansı düzenledikleri ve o konferansa katılanların sanık olduklarını anlatan Perinçek şöyle devam etti: "İlk olarak o konferansta Erol Mütercimler Ergenekon adını söyledi. Mütercimler, Ergenekon şüphelisi. Ferit İlsever, Tuncay Özkan sanık, Emcet Oltayto sanık. Enis Berberoğlu'nun adını Ergenekon şemasının basın bölümüne yazdılar. Konferansı yapanları 12 yıl sonra tutuklamışlar! Ergenekon iddianamesini Susurlukçular yazmıştı. Cezayir'de şeriatçı terör örgütü FİS'in asker kolu GIA ilişkisi olan Abdullah Gül şimdi Susurluk Ergenokonu'nun başsavcısı. Can Dündar saf yürekli mi diyelim! Susurluk'un üzerine Tayyip Erdoğanlarla gidilir mi? Bazı yazarlarımıza Türkiye halkını aldatmak düşüyor."
 

Talat Paşa Komitesi

Doğu Perinçek savunmasında salondaki ekranlarda görüntüler eşliğinde Talat Paşa Komitesi'nin İsviçre ve Almanya'da Ermeni soykırımı iddialarına karşı mücadele süreçlerini anlattı. Bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurduklarını dile getiren Perinçek mahkeme heyetine "Sizi Nemrut Mustafa olmakla suçlamıyorum ama size Nemrut Mustafa rolü dayatılmaktadır. Ergenekon iddianemesiyle Talat Paşa Komitesi'nin suçlanmasıyla sırtımızdan hançerlendik" dedi.
 

Kürt örgütlerine mektup

2000 yılında Abdullah Öcalan'ın avukatlarının kendisini ziyaret ettiğini ve Öcalan'ın görüşlerini sorduğunu anlatan Perinçek bunun üzerine yazdığı mektubu Öcalan'ın yanı sıra Barzani, Talabani'ye gönderdiğini ve Teori Dergisinin Aralık 2000 yılında da yayımlandığını kaydetti. İddianamede Birleşmiş Milletler Kalkınma Proje Dairesi Başkanı Bartu Soral ile 11 Mart 2008 tarihindeki telefon konuşmasının suç kanıtı olarak yer aldığını belirten Perinçek "Bartu Soral, 37 milyon dolarlık kaynağın bölücülüğe aktarıldığını bana bildirmektedir. Bartu Soral bu mücadelesi nedeniyle Kemal Derviş'in başında bulunduğu Birleşmiş Milletler Dairesi tarafından görevden alınmıştır. Bu uygulama, Savcılığın ABD emperyalizminin denetimindeki uluslararası kuruluşlarla uyum halinde bölücülüğü desteklediğini gösteriyor. Çünkü Ergenekon Davası, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bir uygulamadır" diye konuştu.

"Kuzey Irak'ta kukla devlet planını ortaya çıkarttığım için Turgut Özal sırf benim için sansür sürgün yasası çıkarttı" diyen Perinçek "Beni Diyarbakır Cezaevi'ne attı. Turgut Özal, Amerika'nın bir koy üç al oltasını yutmuştur. İP karşı çıktı, TSK da İP'in tavrını doğru buldu ve Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay Kuzey Irak'a kara harekatını kabul etmedi" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın BOP eşbaşkanı olduğuna dikkat çeken Perinçek "Türkiye şakağına tabanca dayanıp esir alınmıştır. Tayyip Erdoğan Güneydoğu'yu Barzanileştiriyor. Bölücülük ve irtica yerleştirilmeye çalışılıyor. AKP'nin Diyarbakır Belediye Başkan adayı Kudbettin Arzu Barzanici'dir" dedi.

 

"Kim suçlu, Türk bayrağı mı, Atatürk mü suçlu?”

Öğleden sonraki bölümünde savunmasını sürdüren Perinçek, yaptıkları toplantıları anlatarak, “Nerede vatan savunması var, oradan Ergenekon sanıkları çıkıyor. Nerede vatan savunması var, orada Ergenekon savucıları kağıdı kalemi ellerini alıp suç çıkartıyorlar” dedi. Mersin’de mitingte Türk Bayrağı’nın yere atılmasından ABD’yi sorumlu tutan Perinçek, 28 Şubat öncesinde partisinin devrim kanunlarının çiğnenmesi karşısında  “Cumhuriyet Devrimi Kanunları Uygulansın” adıyla kampanya yürüttüğünü ve hazırladıkları 12 maddelik bir programın, 28 Şubat günlü Milli Güvenlik Kurulu  toplantısında benimsendiğini anlattı. Ankara, İstanbul ve İzmir’de gerçekleştirilen Cumhuriyet mitinglerini görüntüler eşliğinde yorumlayan Perinçek “Bu mitingler Atatürk devrimlerinin Türkiye’yi getirdiği uygarlık düzeyinin göstergesidir. Dünya tarihine geçmiştir. Büyük bir halk iradesi, büyük bir halk coşkusu ortaya konmuştur. Bu mitingler iddianamede suç olarak gösterilmektedir. Kim suçlu, Türk bayrağı mı, Atatürk mü suçlu” diye konuştu. Türk ordusunu yıpratmanın suç olduğunu anımsatan Perinçek, Tuncay Güney’in mülakatından nasıl TSK’ya karşı konuşması için kurgulandığının anlaşıldığını anlattı. 12 Mart’ta bin 500 subayın, 12 Eylül’de 2 bin subay ve askeri öğrencinin ordudan atıldığının altını çizen Perinçek, “Her darbe orduya darbedir” dedi. Babasının 32 yaşında Yargıtay Başsavcılığı yaptığını anımsatan Perinçek, Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a suikast yapılacağına ilişkin dökümanların aramada ele geçirildiğine ilişkin olarak da, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün’e hitaben, “Buradan Ardahan’a kadar insanları sorsanız ‘Doğu Perinçek yapmaz’ derler. Yüzde sıfır çıkar, beni tanıdıkları için. Sizi tanımadıkları için 100 bin kişi Köksal Şengün yapar’ der” diye konuştu.  Başkan Şengün’ün, “Siz Yargıcın  çocuğu olduğunuz için mi yüzde sıfır çıkıyorsunuz, biz olmadığımız için anketlerde böyle çıkacağız” sorusu üzerine Perinçek, “Beni herkes tanıyor” karşılığını verdi. Perinçek, Hrant Dinç cinayetinide “Fethullahcı olduğunu” ileri sürdüğü Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek’in Trabzon Emniyet Müdürü iken kurduğu istihbarat timinin işlediğini idda etti.