Sudan’da kazananlar ‘Kandaka’lar oldu. Yani kadınlar

Çok hızlı bir gelişim bu. Siyasal İslamcıların iktidardan alaşağı edildiği Sudan laiklikte karar kıldı. Az şey mi bu?

Mustafa Kemal Erdemol / Bi Dünya İnsan

Haberin heyecan yaratmaması mümkün mü? Dünyanın en güçlü siyasal İslamcı devlet yapısının olduğu Sudan’da devrimden sonraki gelişmeler gerçekten baş döndürüyor. Sudan Başbakanı Abdullah Hamdok ile Sudan Halk Kurtuluş Hareketi (SPLM-N) lideri Abdülaziz el Hilu’nun, Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da Sudan anayasasında din işlerinin devlet işlerinden ayrılacağı ilkesini de içeren ortak bir anlaşma imzalaması, Sudan’da olan bitenin nasıl sonuçlandığını merak edenler için çok önemli.

Çok hızlı bir gelişim bu. Siyasal İslamcıların iktidardan alaşağı edildiği Sudan laiklikte karar kıldı. Az şey mi bu? Ortak anlaşmada, “Sudan’da tüm vatandaşların haklarını koruyan demokratik bir devlet kurma, dini devletten ayırma, inanç ve ibadet özgürlüğüne saygı, devletin resmi bir dininin olmaması ve herhangi bir vatandaşa karşı ayrımcılığa izin verilmemesi” maddelerinin olduğu toplamda 6 maddeye yer verildi.

DEVLETİN RESMİ DİNİ YOK

“Devletin resmi bir dininin olmaması” maddesine dikkat. Birkaç yıl öncesine kadar dünyadaki siyasal İslamcılığın merkezlerinden biri olan ülkede şimdi dini olmayan, bunu bireylere bırakan bir iktidar var. Bunun ne kadar önemli olduğunu 30 yıl boyunca dini baskılarla yönetilen bir halkın fertler anlayabilir ancak. Din, dünyevi hayata müdahale edemeyecek artık Sudan’da.

İngiltere’den ayrılıp bağımsızlığını kazanalı 63 yıl geçen Sudan’da bu sürenin çoğu askeri yönetim altında geçti. Yakın zamanda başlayan ayaklanmalarla, uğursuz General Ömer el Beşir’i koltuğundan eden ülkenin direnişçi güçleri, sadece bu adamı indirmek için çıkmadılar sokaklara. Direnişçi muhaliflerin içinde en etkili olan, olaylara yön verici olduğu bilinen kesimler aslında İslamcılığa karşı meydanları doldurmuştu.

Beşir adlı diktatör 1989’da iktidara geldiğinde kendisine destek veren Ulusal Kongre Partisi tamamen siyasal İslamcılardan oluşuyordu. İktidar olur olmaz Beşir’in ilk işi kadın haklarını gasp etmek, bireyin davranışlarını Şeriat’a uygun hale getirmek için düzenlemeler yapmak oldu. Yaygın kanı, aslında Beşir’in bunu kendi çıkarları için yaptığıdır ama otuz yıl boyuna ülkede gerici, baskıcı berbat bir rejim hüküm sürdü.

Onca dinci baskıya rağmen Sudan’da kadınların etkisi, direngenliği kırılamadı. Bakın, ülkenin son sivil Başbakanı Sadık el Mehdi’ydi. 1885’te İngiliz sömürge ordularının komutanını yenilgiye uğratan Sudanlı lider Mehdi gibi bir kahramanın soyundan geliyor bu adam. Ülkesinde Ümmet Partisi’nin de lideriydi. Onca oğlu arasında partiye varisi olarak kızı Meryem’i atamıştı. Sudan böyle bir ülke.

Sudan’da son zamanlarda yönetim/diktatör karşıtı tüm eylemlerin liderliğini kadınlar yapmıştı. Basında okuduk, bunlardan biri Balkız Bedri adlı kadın aktivistir ki, akademisyendir aynı zamanda, toplumsal cinsiyeti eşitleyen yasaların çıkarılmasında çok etkili bir kadındır. Bedri, ailesi geçen yüzyıldan beri Sudan’da kız çocuklarının eğitimine öncülük eden, laiklik, kadınların özgürleşmesi, eğitim konularında mücadele veren bir aile olarak çok iyi tanınıyor zaten..

Sudan’da bir devrim oldu. Bu devrimi yapan kadınları gördük hep birlikte. Oturma eyleminde, ağaçların tepelerinde, askerlere karşı çıkarken hep onlar vardı. 22 yaşındaki Alaa Salah’ı unutabilir miyiz? Binlerce kişinin katıldığı gösterilerde ülkenin folkloruna uygun tarzda söylediği devrimci marşlarla, şiirlerle devrimin sembolü oldu Salah.

KADINLAR HEP ÖNDEYDİ

Şeriatçılar boş durmuyor tabii. Geri dönmek için tüm çabayı gösterdiklerine dair haberler, bilgiler geliyor. Ama bir daha zor gün yüzü görmeleri. Artık, büyük bir halk hareketiyle 30 yıllık diktatörü alaşağı eden, ardından gelip, fırsatçılıkla devrimlerini çalmış cunta yönetimlerini bile bir süre sonra istifa etmek zorunda bırakan kadın temelli direniş hareketi varken zor bu biraz. Göreceksiniz, kısa bir süre sonra Sudan’ın başında bir kadın yönetici göreceğiz.

Bu ülkenin geleneğinde kadınlar çok ama çok etkiliydi. Otuz yıl nasıl dinci bir yönetim altında yaşayabildiler, anlamak zor. Kadın sabrı işte. Ama nihayet patladı, ülkede gerici yönetimi sildi süpürdü. Kolay değil, bu kadınların  hepsi bir Kandaka çünkü.

Sudan’ın kadın devrimcilerine, yaklaşık 2000 yıl önce hüküm süren, halklarına savaşta öncülük eden Sudan Meroe Krallığı’nın güçlü kraliçelerine verilen unvan olan “Kandaka” diye sesleniliyor. Onlar da ülkelerindeki devrime öncülük ettiler.

Kaydedilsin.