'Stopaj oranının yüzde 10'da kalması makul

SPK Başkanı Vedat Akgiray, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda stopajda yerli yabancı ayrımının kalkmasının kesin olduğunu belirterek, stopaj oranının yüzde 10'da kalmasının herkes için makul olacağını söyledi.

cumhuriyet.com.tr

SPK Başkanı Vedat Akgiray, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin düzenlediği toplantıda basın mensuplarının sorularını cevapladı. Anayasa Mahkemesi'nin yabancı yatırımcıların menkul kıymet kazançlarından stopaj alınmaması yönündeki iptal kararının ardından Maliye Bakanlığı'yla birlikte yaptıkları çalışmaların hangi aşamaya geldiğinin sorulması üzerine Akgiray, yerli ve yabancıya uygulanacak stopaj oranıyla ilgili yoğun toplantıların devam ettiğini söyledi. "Yerli yabancı ayrımı, Anayasa Mahkemesi'nin kararı çerçevesinde herhalde kalkacak" diyen Akgiray, yerli ve yabancıya aynı stopaj oranının uygulanacağını belirterek, doğrusunun da bu olduğunu söyledi. Şu anda uygulanmakta olan stopaj oranının yüzde 10 olduğunun altını çizen Akgiray, yüzde 10 verginin Avrupa'nın en düşük vergisi olduğunu ifade etti. Akgiray, "Yerli ve yabancıya uygulanacak olan verginin yüzde 10 seviyesinde kalması bana göre makul olabilir. Bize görüşümüz sorulduğunda yüzde 10 oranına itirazım olmaz. Bunun yabancıları etkileyeceğini sanmıyorum. Birçok ülkeyle çifte vergilendirme anlaşmaları var. O yüzden toplamda ödeyeceği vergi artmaz. Yabancı şeklinde işlem yapan Türkleri etkiler mi? İsterse etkilesin. Bizi ilgilendiren bir konu değil" dedi. Stopaj çalışmalarının hangi aşamaya geldiği ve ne zaman tamamlanacağına yönelik bir soru üzerine Akgiray, en kısa sürede hazırlıkların tamamlanacağını, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği süre sonuna kadar beklenmeyeceğini vurguladı.
 

'Yerli ve yabancıya ayrı stopaj uygulanması yanlış bir karardı'

Akgiray, "Yerli ve yabancı yatırımcıya aynı stopaj oranı uygulanmasının doğru olduğu" yönündeki sözlerinin hatırlatılıp, daha önce yabancı yatırımcıların menkul kıymet kazançlarından stopaj alınmaması yönünde verilen kararın yanlış olup olmadığının sorulması üzerine "Bence yanlış bir karardı" değerlendirmesinde bulundu.
 

'Yerli ve yabancı ayrımındaki problem aslında vergiyle ilgili değil'

Vedat Akgiray, yerli yabancı ayrımında problemin aslında vergiye ilişkin olmadığını, sorunun uluslararası bir boyutu bulunduğunu söyledi. Vergi konusunda uluslararası bilgi paylaşımının önemine dikkat çeken Akgiray şu noktalara işaret etti: "Fon Türkiye'ye yatırım yapıyor, tahvil alıyor. Fonu görüyorsunuz. Fona para yatıranları görmüyorsunuz. Ama vergi veren kişiler aslında onlar. Onlar kendi ülkelerinde vergi veriyorlar. Fondan bir daha vergi getirdiğinizde çifte vergilendirme oluyor. Fakat bu uluslararası düzeyde bir problem. Birçok insan, bir yere para yatırırken isminin gizli kalmasını isteyebilir. Ancak uluslararası düzeyde bu durum artık sorgulanıyor. Mesele kara para aklama ve terör meselesi değil. Vergilerini ödemiyor. Burada parayı yöneten fon var, nasıl olacak. Vergi boyutunu aşan bir konu bu. Artık bu konuda uluslararası işbirliğinin önemi ortaya çıktı. Bizdeki kayıtlarda bizde bilgisi vardır. Uluslararası piyasalarda birinci kademedeki kayıtlar görünüyor. İkinci kademedeki bilgiler görülmüyor. Bu alanda uluslararası işbirliğinin önemi ortaya çıktı. Eskiden ikinci düzey bilgileri paylaşılmıyorken, şimdi ikinci düzey bilgiler de paylaşılmaya başlandı. Bilgi paylaşılıyor. Bu süreç uluslararası boyutta yaygınlaştığında vergi konusunda sıkıntı aşılacak."

 

'Piyasalar hala IMF konusunda duyarlıysa benim yapacağım bir şey yok'

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, siyasilerin IMF'le ilgili açıklamalarının İMKB'deki hareketlerle bağlantısını kuramadıklarını söyleyerek, "Piyasalar hala IMF konusuna duyarlıysa benim yapacağım bir şey yok" dedi. Akgiray, Türkiye'nin çok fazla IMF'ye ihtiyacı olmadığı bir dönemde görüşmelerin uzamasının fazla anlamı olmadığını kaydetti. IMF'le ilgili açıklamaların piyasayı etkilediğinin hatırlatılıp, SPK'nın bu konuda sorumluluğu olup olmadığının hatırlatılması üzerine Akgiray, "Piyasalar hala IMF konusuna duyarlıysa benim yapacağım bir şey yok" dedi.

Son 4-5 aydır İMKB'deki hareketleri merakla ve yakından izlediklerini söyleyen Akgiray şunları söyledi:  "Borsadaki hareketliliği bir şeye yormak benim itibar etmediğim bir şey. Borsadaki iniş çıkışları son 4-5 aydır izliyoruz. İMKB'deki hareketlerin IMF'le ilgili açıklamalarla bağlantısını kuramadık. Teknik olarak böyle bir ilişki yok. Belki doğrusu da bu. Benim akademik hayatımın önemli kısmı finansta matematiksel modellerle uğraşmakla geçti. Çok uçuk diye tanımlanan şeylerdi. Biz o yıllarda bile finansal parametrelerin tahminin olmadığını iddia ettik ve bunu çeşitli yayınlar ve araştırmalarla ispatladık. Finans piyasalarında tahmin edilen bir şey varsa, izleniyor. Bugün teknoloji anlık emirler, çok daha kolay ve mümkün kılıyor. Biz buna etkin piyasa diyoruz. Tahmin modelleri bu nedenle çalışmaz. Çalışmadığının ispatı da mümkün. Bugün dünyasında fiyat tahminini yaptığını söyleyen kişiye kimse inanmasın. 'Ben tahmin ve teknik analizle para kazandım ve zengin oldum' diyemezsin. Para kazanırsın ama zengin olamazsınız. Makro gidiş, piyasanın gidişinin tahmin edilmesi mümkün değil. Piyasa içinde düşük ve yüksek fiyatlamalar olacaktır. Bunu yakalayan iyi kazanacaktır. Bir kişi uzun vadede bu tür spekülasyon faaliyetleriyle para kazandığını söylüyorsa ticaretle uğraşanlara, serbest piyasada faaliyet gösterenlere haksızlık olur."
 

'IMF'e çok fazla ihtiyaç duyulmadığı dönemde görüşmelerin uzaması'

Türkiye'nin çok fazla IMF'ye ihtiyacı olmadığı bir dönemde görüşmelerin uzamasının fazla anlamı olmadığını belirten Akgiray, "Finansal düzenleme ve denetleme dünyası yeniden şekilleniyor. Tüm kurumların ve IMF'nin görevleri ve konumları yeniden tanımlanmak üzere. Dolayısıyla böyle bir ortamda şunu da mutlulukla izliyoruz. Türkiye bu ortamda krizi çok iyi geçiriyor. Bütün bu kurumların duruşlarının yeniden tanımlanırken, IMF'yle yapılan görüşmelerin çift taraflı uzamasında sürpriz yok. Bu görüşmelerin uzamasının taktik gereği olması gerekmiyor. Olumsuz gelişmesi anlamına gelmiyor. IMF'nin haber niyeti kaybolmadı, sadece günlük, haftalık değil, aylık değil, çok uzun vadeli haber niteliği var. Dolayısıyla çok fazla da IMF'ye ihtiyacımız olmadığı bir dönemde görüşmelerin uzamasının fazla anlamı yok. Bunu Vedat Akgiray olarak söylüyorum. SPK Başkanı olarak değil" dedi.
 

'IMF sorularının tek adresi Babacan, gerisi Lafonten masallar oluyor'

IMF'yle anlaşmanın son aşamaya gelen mesajların yüklü ödeme haftalarında söylendiğinin hatırlatılması üzerine Akgiray, "Bu da yeni bir şey belki. O da akıllı bir şey olabilir. Ama gördüğüm o ki, bakanlıklarda IMF sorularının tek doğru adresi Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan. Benim bu konuda söylediklerim de Lafonten'den masal oluyor" diye konuştu.

 

'Artık hata yapmaktan korkmadan, manipülasyona müdahale ediliyor'

Akgiray, yaklaşık bir ay önce kurulan denetim ve gözetim dairesiyle piyasalara anında müdahale edebildiklerini söyledi. Manipülasyon yapana anında, hata yapmaktan korkmadan müdahale edilmeye başlandığını vurgulayan Akgiray, şöyle devam etti: "Önceden durum inceleniyor, belgeleniyor, adliyeye sevk ediliyordu. Çok uzun zaman alıyordu. Adliyenin yükü, bizim iş yapış tarzımız belli. Bu nedenle her zaman istenilen sonuç alınamamış. Bu durum sırf SPK'dan kaynaklanmıyor. Bu nedenle SPK'yı suçlamak doğru olmaz. O yüzden gözetim ve denetim dairesi kurduk. Burada yapılan çalışmalarla ne yapılıyor anında görmek ve denetlemek mümkün. Bizim iş yapış tarzımız belli. Anında müdahale yapacağız. Hiçbir şekilde hata yaparız diye korkmayacağız. Yasanın verdiği şart içinde anında müdahale edeceğiz. Tahtayı kapatmak, işlem yasağı, netleşmeyi kaldırmak, kredili işlem yapmayı yetkili listesinden çıkarmak ve yeni bir yöntem daha üzerinde çalışıyoruz. Hisse senedine yönelik tüm mal varlığını dondurabiliyoruz. Bunların içinde en etkilisi mahsuplaşmayı kilitlemek. Mahsuplaşmayı kilitlersek sorun biter. Şu anda 20 civarında operasyon oldu. Herkes korksun, kimse yanlış yapmasın. Bu arada borsada çok tövbekar varmış. Onu gördük. Bizim içeriden çok fazla muhbirlerimiz var."

'Kriter bazlı netleşme yasağı getirilecek'

Akgiray, kısa bir süre içinde kriter bazlı netleşme yasağı getirilmesinin de gündemlerinde olduğunu söyledi. Akgiray sistem hakkında şu bilgileri verdi: "Borsadaki yatırımcı ne alıyor, ne satıyor. Karşı tarafta kim var. Onu anında görüyoruz. Yapay fiyat oluşturulduğu belli olunca müdahale ediyoruz."
 

'Spekülasyonlar daha çok 15-20 milyon TL'lik hisselerde oluyor'

Bizim mevzuat gereği halka açılmak için 45 milyon TL olması gerektiğini, ancak İMKB'de 15-20 milyon TL'ye halka açık şirketler bulunduğunu vurgulayan Akgiray, "Bu kağıtlarla manipülasyon yapmak çok kolay. Önümüzdeki haftalarda bunu daha sıkı ticari kurallara bağlayacağız. İşin matematiksel yapıya akıllıca kurmak gerekecek. Bunun için yeni bir yasa gerekmiyor" dedi.

'İMKB'de yabancılar daha çok kazanıyor'

Akgiray, borsada yabancıların daha çok kazandığını söyledi. Yaptırdıkları bir araştırmada İMKB'de yerli-yabancı yatırımcının karlılığı arasında farklılık tespit ettiklerine değinen Akgiray, "Yabancılar daha çok kar ediyor. Bizde yerli yatırımcının bir hisseyi elinde tutma süresi ortalama bir aydan az. Ortalama 20-25 gün. Ama yabancının 250 günün üzerinde. Uzun vadeli hisseyi elinde tutan bizim bu küçük borsamızda daha çok kazanmış. Bu işin doğasında orta ve uzun vadede yatırım var. Kısa sürede para kazanmak isteyen repo yapsın, al sat yap, başka bir şey yap. Bize uzun vadeli yatırımcılar bize lazım" diye konuştu.
 

Günde 50 dolar kazandı

Borsa'da uzun vadeli yatırımların kazandığını söyleyen Akgiray, ABD'de bulunduğu dönemde gün içi yaptığı işlemlerden 50 dolar kazandığını da açıkladı. Akgiray, "Borsada 3-4 saatini ekranın başında geçiren günlük 50 dolar kazanır. Bir ay kazanıyorsun, iki ay kazanıyorsun, ancak bir bakıyorsun 40 gün sonra varını yokunu kaybediyorsun. Onun için uzun vadeli değerlemeyi mantıklı yapan yatırımcı hem ülkemize lazım, hem kendisi için yararlı. Dolayısıyla borsaya uzun vadeli yatırım yapanın hem kendisi hem ülkesi kazanır" dedi.
 

'2010'da 20-30 halka arz olur'

Parametrelerdeki büyüklük sınırlamalarını kaldırarak, halka arzı kolaylaştıracaklarını söyleyen Akgiray, 2010 yılında 20-30 halka arz yapılacağını belirtti. Akgiray, şu ana kadar 100'e yakın halka arz başvurusu olduğunu açıkladı. Akgiray, Anadolu sermayesini çekmeye mecbur olduklarını ifade etti.
 

'Sermaye piyasaları çok sığ'

Akgiray, sermaye piyasasının çok sığ olduğunu söyledi. Gün içi işlemin çok fazla olduğuna dikkat çeken Akgiray, net işlem hacminin çok az olduğunu vurgulayarak, işlem hacminin en az yüz katı büyüklüğünde olması gerektiğini vurguladı. Akgiray, "Küçüğüz, çok küçüğüz. Sermaye piyasasını derinleştirmek için bu seneki hedeflerimiz arasında tüm dünyayla uyumlu yeni bir yasa tasarısı taslağı hazırladık. Mart ayı başında tasarıyı ilgili bakanlığa göndereceğiz. Resmi merkezi Ankara olmak üzere, operasyon merkezini İstanbul'a taşınacağız. TOKİ'den arsa aldık. 1.5-2 yıl içinde binamızı tamamlayacağız. Başta İMKB olmak üzere borçlarımızın yeniden yapılandırılması. İMKB'nin A.Ş. olması" diye konuştu.
 

'Foreks piyasasına yönelik mevzuat hazır'

Foreks piyasasına yönelik mevzuatın hazır olduğunu belirten Akgiray, "Biz hazırız, tebliğimiz hazır. Düzenleme ayağı var. Denetleme yetkisinin kanundan gelmesi gerekiyor. Bunun için iki cümlelik kanun maddesine ihtiyaç duyuluyor. Bu yasalaşınca biz hazırız" dedi.