Şövalyelerin yazgısı
13 Aralık’ta tüm dünyayla birlikte ülkemizde de gösterime giren Star Wars: The Last Jedi (Yıldız Savaşları: Son Jedi) Star Wars evreninin mitolojik yüzleri olan Jedi’ların yazgılarını anlatıyor. Çocukken büyük bir Star Wars hayranı olan yönetmen-senarist Rian Johnson, yeni üçlemede Jedi şövalyesi olmanın daha değişik bir anlam taşıdığını açıklıyor.
Aslı Selçuk“Son Jedi’da herşey Luke’un ekseninde gelişiyor. Bu karakterin yazgısı çevresinde senaryoyu geliştirdim. Yıldız Savaşları’nın mitolojik evrenini Jediler oluşturuyorlar. Luke, Rey’in yolculuğunu nasıl etkileyecek ? Yeni üçlemede Jedi şövalyeliğinin anlamı bambaşka” diyen senarist-yönetmen Rian Johnson, filmi doğum yeri Colorado’da çocukken izlediğini ve çok etkilendiğini açıklıyor. J.J. Abrams’ın yönettiği Star Wars: The Force Awakens’ın (Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor/ 2015) senaryosunu okuduğunu, çekimleri izlediğini, 8. bölümde karakterleri ve yönetim tarzını kafasında oluşturduğunu irdeliyor. “Bir isim listesi hazırladım. Onlar hakkında bilgilerimi sorguladım. Amaçları ne, neye ulaşmak istiyorlar, Karşılaşacakları en kötü felaket ne olabilir ? Bu sorularla filmim biçimlenmeye başladı. Aşılması gereken en büyük engel Luke’un yazgısıydı” diyen Rian
Johnson, senaryoyu yazarken Leia ve Luke karakterlerine çok değer veren Carrie Fisher ve Mark Hamill’in de düşüncelerini öğrenmiş.
8. bölümde Direniş’in etkin bir rolü olduğunu belirten yönetmen çok sayıda 2. Dünya Savaşı ve samurai filmi izlemiş. “Gregory Peck’in oynadığı Henry King’in Twelve O’Clock High (Son Hücum/ 1949) filmindeki bombardıman filosu ve kumandaları beni etkiledi. Aşırı baskı altındayken bir grup askerin iç dinamikleri inanılmazdı. Hideo Gosha’nın Three Outlaw Samurai (1964) ile birlikte çok sayıda kılıçlı Japon filmi izledim. Filmde kırmızı renk baskın. Kırmızı güzel bir renk, filme belirleyici, derin bir görsellik katıyor” diyen Rian Johnson 4 yaşından beri Yıldız Savaşları’nı
sevdiğini, çekime başladığından beri hayranların baskısını hissetmediğini, bu büyülü evreni sevmenin ona güç verdiğini, en büyük korkusunun kötü bir Yıldız Savaşları yapmak olduğunu belirtiyor.
Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor’la (2015) mitolojik üçlemeye yeniden dönen Mark Hamill, hayranlarınbasit idol konumunu çoktan aşmışa benziyor. Prenses Leia’yı oynayan Carrie Fisher’ın yaşamını yitirmesinden sonra Luke Skywalker Yıldız Savaşları’nın son koruyucusu oldu. Çok şey gören ve yaşayan bu bilge adamı 7. bölüm Güç Uyanıyor’un final sahnesinde kısa bir zaman diliminde izledik. Hiç konuşmadı ama yüz ifadesi nostalji ve büyük bir endişeyle doluydu. İki saat süresince herkes ondan söz ediyordu ama izleyici Luke’u sadece iki dakika gördü. Zamanın akışını betimlediği için Luke’un yaşlanmış halini beğenen Mark Hamill iki dakika içerisinde yönetmen J.J. Abrams için şaşkınlık, soru ve kuşku ifadelerini kesintisiz tek çekimde sundu.
Lucas’ın 6, 7 ve 8. bölümleri 70 yaşında yapmak istemediğini ve devam filmlerine uzun aralar vermek istemediğini bilen Mark Hamill, 2012’de Yıldız Savaşları Kutlaması’nda George’un telefon ederek , kendisi ve Carrie’yle buluşmak istediğini söylüyor. George Lucas, ikisine Leia ve Luke rollerini öneriyor, oynamak istememezseniz sizleri kadroya almayacağım diyor. Carrie Fisher şaka yaparak –Ben gidiciyim, kızıma göre bir rol var mı ?- diyor. Mark Hamill ise istifini
hiç bozmuyor. Carrie’ye – Hiç hevesli görünme, hevesli görünürsen bize az ücret verir- diyor. Harrison Ford’un çok zengin olduğu için yeni üçlemede oynamayacağını düşünen Hamill , Ford’un evet dediğini öğrenince Carrie ile birlikte kadroya alındığını anlıyor. “Bizim yaşlarımızda insan kuşkulu ve direngen oluyor. Carrie yaralanabilirliğini mizahla saklıyordu, çok güçlü ama aynı zamanda sevecen,
yumuşak bir kadındı. İlk karşılaşmamızda Carrie 19, bense 24 yaşındaydım. Aramızdan ayrılması çok kötü oldu. Onun ölümü filme melankoli kattı” diyor Mark Hamill.
İlk üçleme çiftçi Luke Skywalker’ın Jedi savaşçısı olması ve babasının yazgısını yerine getirmesiydi. Yeni üçlemede Luke yeni kahramanların karşısında destekleyici rolde. Hamill yeni Luke’u şöyle tanımlıyor: “Alec Guinness (Obi-Wan Kenobi) gibi bende yardımcı karakter oldum. George öylesine sınırsız bir evren yarattı ki birbirinden bağımsız yeni serüvenler gerçekleştirildi”. Luke iyimser umudun simgesi. Güç Uyanıyor’da Jedi Akademisi’nin yandığını görünce suçluluk duyuyor. Kylo Ren’in kendisiyüzünden karanlık tarafa geçtiğini, tapınağı yaktığını düşünüyor. Luke Skywalker bu büyük hatasını nasıl düzeltecek, Kylo’nun peşine mi düşecek yoksa yine köşesine mi çekilecek ?
İlk üçlemede en çok değişen karakter Luke Skywalker’dır. Mark Hamill, Yıldız Savaşları’nın
senaryosunu okuduktan sonra filmin bilimkurgudan çok bir büyücü, bir prenses, bir uzay korsanı ve bir çiftçi arasında geçen bir öykü olduğunu, Oz Büyücüsü’ne çok benzediğini, western, savaş, serüven, aksiyon filmi olduğunu düşünmüş. Yıldız Savaşları’nın haklarını satın alan Disney,
Carrie Fisher’dan sonra Prenses Leia için başka bir oyuncu alınmayacağını açıkladı. “O yıllarda George karakterlerin profillerine göre oyuncu seçerdi. Harrison Ford, alaycı, kuşkucu,
edepsizdi. Carrie, Hollywood’un seçkin tabakasındandı, Beverly Hills’te büyümüştü. Bense, 6 kız ve erkek kardeşimle orta sınıftandım. Aramızda sınıfsal ayrımlar vardı. Luke gibi
erdemli, masum, deneyimsiz değildim. Han, Luke ve Leia prototiplerdir” diyerek açıklama yapan Hamill, Luke Skywalker rolünden ötürü Geceyarısı Ekspresi’nin oyuncu seçimlerine katılamadığını belirtiyor. “Yıldız Savaşları, kuşaktan kuşağa çok sayıda insanı mutlu etti. Dünyadaki hemen hemen herkesin dostuyum. Tüm bunları yadsımak ikiyüzlülüktür. Bu bir armağan, ya şikayet edersin ya da kabullenirsin”.
Rian Johnson’un senaryosunu yazdığı ve yönettiği, Mark Hamill, Carrie Fisher, Daisy Ridley, Adam Driver, Oscar Isaac, John Boyega, Benicio del Toro, Laura Dern, Domhnall Gleeson, Andy Serkis, Tom Hardy, Lupita Nyongo’nun oynadığı Yıldız Savaşları: Son Jedi (2017) 13 Aralık’ta dünyada ve ülkemizde gösterime girdi.