Sosyal medya bohçacıları
Durup dururken takipçinin hayatına giren sosyal medya fenomenlerini bohçacı teyzelere benzetiyorum. Türlü hüner/hünersizlik sergileyerek, sirk çığırtkanları gibi bağırıp çağırıp insanları etraflarına toplayan bu isimler, size de o dönemin bohçacılarını hatırlatmıyor mu?
cumhuriyet.com.trElif Aktuğ, Cumhuriyet Cumartesi eki için yazdı.
Ankara Bahçelievler’deki evimize gelen bohçacı teyzeleri hayal meyal hatırlıyorum, 70’lerin sonu olsa gerek. Büyük şenlikti, salon kapısının ardından heyecanla izlerdik karşı komşunun kızıyla. Heyecanla diyorum çünkü çevremizde şalvar giyen ve öyle pervasızca, yüksek sesle konuşan kadın yoktu, heyecanla diyorum çünkü Pamuk Prenses’e elma getiren kötü cadıya benzetirdim onları, sanki hepimizi kandırmaya gelmişler gibi hissederdim. Annem örtülerden beğendiklerini eline alır, sarılır ve iç geçirerek bana bakar “bunu kızıma alıyorum” derdi, sinir olurdum. Ben çeyiz falan istemezdim…
Rengarenk şalvarları, yemenileri, koca bedenleriyle salona yayılıp, bohçalarından çıkardıkları tığ işi yatak örtülerini, sehpa ve masa örtülerini satmaya çalışırlardı. Yaşadığımız sitedeki konu komşu da eve toplaşırdı, bohçacı teyzeler aynı anda birçok ev kadınına sunum yapardı, muhteşem satıcılardı bunlar; taksit bile mümkündü. Kızlarına, oğullarına çeyiz hazırlamak isteyen anneler, evlerini güzelleştirmek isteyen kadınlar, bohçaların içindekileri kapışırdı. Çok tuhaftı, aslında kimsenin ihtiyacı olmayan şeyleri, gide gele ihtiyaçmış gibi hissettiren, 10 katlı blokta herkesi borca sokan bu teyzeler, sosyal medya fenomenlerinin büyükanneleri olsa gerek…
SOSYAL MEDYA YAMYAMLARI
Durup dururken takipçinin hayatına giren sosyal medya fenomenlerini bohçacı teyzelere benzetiyorum. Türlü hüner/hünersizlik sergileyerek, sirk çığırtkanları gibi bağırıp çağırıp insanları etraflarına toplayan bu isimler, size de o dönemin bohçacılarını hatırlatmıyor mu? Sürekli satış halindeler, sürekli takipçiyi yolmak peşindeler. Öyle bir girdap ki bu, varlıklarını tıklanmaya borçluydular, sonra tık yetmez oldu, satış yapmak gerekti. “Aman da ne güzel makyaj önerileri yapıyor”, “ay şu da ne komik beni eğlendiriyor” diye izlediğimiz ve yoktan var ettiğimiz sosyal medya fenomenleri, baktık ki dirsek beyazlatıcı kremden, çakma ayakkabıdan, parfümden, saç uzatan kremden, zayıflatma haplarına kadar uzanan ve saymakla bitmek bilmeyen yelpazede türlü ürünü kakalamak peşindeler!
BİR KENDİ MARKALARI EKSİKTİ!
Kakalamak ağır mı oldu, olsun varsın. Kendi kulacıklarımla duydum, duyuyorum, yalan söylüyorlar; sahte spor ayakkabılar için orijinal diyerek satış yapmaya çalışıyorlar, çakma parfümleri “tester” ayağına her eve sokmaya çalışıyorlar. Bu fenomenlerin daha fazla palazlananları, kendi markalarını çıkarmaya başladı bir de; bir de bu eksikmişçesine.
İnsanın gözüne soka soka büyüyorlar, mikroorganizma gibi çoğalıyorlar, gazete ve televizyona haber oluyorlar, haberci azarlamaya başlıyorlar, röportaj vermem diye mikrofon iteliyorlar.
Sosyal medya yamyamları bunlar, korkunçlar. Bohçacı teyzelerden korktuğum gibi onlardan da korkuyorum…
Gözünüzü seveyim, uymayın şeytana, inanmayın her duyduğunuz yalana, durun bekleyin, ben de krem çıkartacağım yakında; anında 15 yaş gençleşip, 15 kilo zayıflayıp, anında aydınlanacaksınız. Uygun fiyata vereceğim ablalarım abilerim, yanında orijinal parfümüm de hediye gelecek...
Filtresiz
*Aşkla ne alıp veremedikleri var yapımcı ve senaristlerin? Normal bir ilişki izleyemeyecek miyiz, mutlu sıradan bir aileden, aşık olup evlenen ve evliliği süregelen birilerinden bahsedilmeyecek mi dizilerde? Ha, normal bir aile hayatının izlenecek nesi var diyecekseniz, o zaman size darılırım.
*İngiliz TV kanalı BBC’de haber okuyan 50 yaş üstü birçok “enkırmen” var, esmer ve gayet kilolu kadınlar var, bembeyaz yakalı İngiliz olmayan arkadaşlar var. Saçlarını maşalatmıyor kadın enkırlar, sahne makyajı yaptırmıyor, ilginç değil mi? Orası da memleket, burası da memleket. İnsan üzülüyor elinde olmadan, İngiltere için üzülüyorum tabi, yok demek ki ellerinde yeterince zayıf, yeterince sarışın, yeterince genç sunucu!!!
*Aşılanmaya başlandık çok şükür, sevindiğim nokta aşının koldan yapılması. Her anını sosyal medyada paylaşmaktan büyük zevk duyan vatandaş için zor olacaktı, eğer aşı “kabadan” yapılsaydı…