Soma'da ürperten iddia
Soma İçin Adalet Komitesi adına açıklama yapan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, 50'ye yakın cenazenin kayıt dışı defin edildiğini iddia etti.
cumhuriyet.com.trSoma'da maden faciasının meydana geldiği günden bu yana bölgede adeta kamp kuran Soma İçin Adalet Komitesi adına açıklama yapan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, 50'ye yakın cenazenin kayıt dışı defin edildiği iddiasına inandıklarını söyledi. Kozağaçlı, bu bilgileriilçede bulunan Meclis Araştırma Komisyonu üyelerine de aktaracak.
Selçuk Kozağaçlı, elde ettikleri tespitlerde, bugüne kadar yaptıkları çalışmalar ve görüşmeler sonucu ölü sayısı ile ilgili önemli bilgilere ulaştıklarını kaydederek, 50'ye yakın cenazenin kayıt dışı defin edildiğine inandıklarını söyledi.
Hürriyet'ten Banu Şen'in haberine göre; çalışmaları yürüttükleri Eğitim-Şen Soma Şubesi'nde dosya üzerinden ve işçi aileleri ile işçilerden elde ettikleri bilgileri paylaşan Kozağaçlı, "Biz ‘Bitti, ikna olduk’ diyene kadar ve işçi aileleri ‘Tamam teşekkür ederiz’ diyene kadar buradan ayrılmayacağız. Peşini bırakmayacağız. Çeşitli alt komitelerle de çalışmaya başladık. 24 saat Soma için adalet ve dayanışma mücadelesini tek çatı altında toplamaya çalışıyoruz" dedi.
Yargıtay’ın son kararı ‘Kasıt’
Son bir haftadır dosya tutukluluk itirazları nedeniyle çok sık savcılığa gittiğinden bu hafta sağlıklı bilgi ve belge alamadıklarını da ekleyen Kozağaçlı, şunları söyledi:
"Savcılık soruşturma başladığından bu yana yaklaşık 450 kişiyle temas etti. 125'in üzerinde mağdur dinlendi. 50 müşteki ve 250 de tanık dinleyen savcılık bugüne kadar 52 kişiye suç isnat etti. 32 kişi hakimliğe sevk edilirken bilindiği gibi 12'si adli kontrole tabi tutuldu, 9 kişi de tutuklandı. Kamu görevlisi olmaları nedeniyle de izin şartı olan bakanlığa bağlı personel ve görevlilerden 4 kişi için de izin istedi. Savcılığın soruşturmasının temelini taksirle yaralamak ve taksirle ölüme neden olmak oluşturuyor. Biz ilk günden itibaren taksir değil kasıt ve olası kasıttan adam öldürme suçundan yargılanmalarını talep ediyoruz. Eğer bir fiili karşınızdakinin öleceğini bile bile yapıyorsanız bunlar kasıt ve olası kasıta girer. Birden fazla kişinin bile bile karbon monoksit gazına maruz kalıp ölmesine neden olduysanız bunun cezası ağırlaştırılmış müebbettir. Bazı kişiler için de ihmal nedeniyle ölüme sebebiyet vermek söz konusu. ‘Ben o an orada değildim, haberim yoktu’ demek görmezden gelmekle yine o kişiyi öldürmekten sorumlusunuzdur. Bahaneyle sorumluluktan kurtulamazsınız. Ayrıca TCK'nın 77. maddesi soykırımla ilişkilendirildi ama bu insanlığa karşı işlenmiş suçtur. Sermaye sınıfının işçi sınıfını sistematik olarak katlettiğini düşünüyoruz. Savcılığa bu maddelerle de gittik ama kabul görmedik. Elimize daha yeni ulaşan bir Yargıtay kararı var. Bursa Bükköy Maden Ocağında 10 Aralık 2009'da meydana gelen olayla ilgili mahkemenin kusurdan verdiği cezaya Yargıtay ‘kasıt’ dedi. ‘Herkes burada bu göçüğün olacağını görebilir. Siz göz göre göre görmezden gelmişsiniz’ dedi. Burada da savcılık kasten adam öldürmek olarak görmeli.”
Organize suç örgütü
Soma'daki facianın Bakanlık görevlilerinden işletme sahiplerine denetçilere ve dayıbaşlarına kadar organize suç örgütünün neden olduğu görüşünde olduklarını da ifade eden Kozağaçlı, "Organize suç örgütlerine paranın izi sürülerek ulaşılır. Savcılık burada dayıbaşlarının ayda 30 ile 80 bin arasında değişen kazançlarından başlayıp paranın izini sürmeli. 60 civarı dayıbaşı olduğu düşünülürse sırf onlar arasında bile ayda korkunç bir para trafiği var. Muhasebe müdüründen işletme müdüründen başlayıp bu para sorgulanmalı. Bu para yukarılara doğru büyüyerek artıyor. İşte bu ve benzeri tüm tespitlerimize göre savcılığın henüz yeterli tutuklama yapmadığına inanıyoruz. Aşağı değil yukarı doğru tutuklamaya gitmeli. Bakanlık ve üst düzey bürokratlar dahil tutukluluk tedbiriyle soruşturma yapılırsa gerçek sorumlulara ulaşılacaktır" dedi.
''Ölü sayısı daha fazla''
Kozağaçlı, ilk günden itibaren ölü sayısıyla ilgili kuşkular olduğunun altını çizerek şöyle devam etti
"İlk günden itibaren 301 rakamına inanmadık. 302’inci bir kişi olmamasını diliyoruz ama ilk andan itibaren sayı peyder pey algı yönetimi yaparak, bakanın açıklamasıyla halkın bilgi edinme özgürlüğü elinden alınmıştır. Belediye başkanı, kaymakamlık ve bazı kaynaklardan bilgi sızmasaydı daha düşük açıklanacaktı. Maden girişi, Kırkağaç gibi farklı yerlerden cenaze teslimi yaparak usulsüzlük yapıldığına inanıyoruz. Bu konuda görüşmeler yapmaya devam ediyoruz. Madencilerle görüşüyoruz tek tek köylere gidiyoruz. 50'ye yakın cenazenin kayıt dışı defin edildiğine inanıyoruz. Görüşmelerimizi sürdürüp tek bir rakam telafuz edeceğiz o da doğru rakam olacak."
''Karı koca bilirkişi red talebimiz de reddedildi''
Kozağaçlı, karı-koca müfettiş bilirkişiliği ile ilgili de "Savcılığa başvurduk. Bu ceza muhakemeleri kanununda da hakimin reddi sebeplerinden biridir. Bu bilirkişiyi de kapsar. Bu bir kanuni engeldir. Anacak savcılık bilirkişinin reddi talebimizi de reddetti" diye ekledi.
''Madencilere iş güvenliği dersine başlıyoruz''
Çalışmaya zorlanan işçilerle ilgili de bilgi veren Selçuk Kozağaçlı, sözlerini şöyle tamamladı:
“İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 13. Maddesi’ne göre işçiler güvenliği sağlanmamış bir madene girmezlerse tazminatlarını alırlar. İşçiler korkmadan güvenliği sağlanmamış madenlere girmeme, çalışmama hakkına sahip. Bunları unutmasınlar. Biz de bu konuda yardımcı olmak için çalışmaya devam edeceğiz. Ekiplerimizle köy köy, ev ev iş güvenliği dersi vermeye başlıyoruz.”