'Siyasal ilişkimiz aynı mesafede'

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Mısır'da yaşanları değerlendirek; "Bizim Mısır'daki bütün kesimlerle siyasal ilişkimiz aynı mesafededir. Her siyasi grupla, her siyasi kesimle, her yaklaşımla dostça, kardeşçe ilişkiler içerisindeyiz" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ilk kez İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ile ikili bir görüşme yaptı. Görüşmede, iki ülkenin ilişkilerinin yanı sıra bölgesel konular da görüşüldü.

Bakan Davutoğlu, görüşme sonrası yapılan ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, İran ve Türkiye'nin bölgesindeki konularla ilgili sürekli istişare içerisinde olan iki büyük ülke olduğunu belirterek, Ali Ekber Salihi son birkaç yıldır sürekli istişare içinde olduklarını söyledi. İran'da yapılan seçimi tebrik eden Davutoğlu, "Ümit ederiz ki sayın Ruhani öncülüğünde İran'la olan şu ana kadar ki gelişmiş ikili ilişkilerimizin daha da iyiye gitmesi mümkün olacaktır. İkili ilişkilerimiz bağlamında bazı konuları ele aldık. İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerimden sonraki ilk resmi temasımız. Dolayısıyla önümüzde bir takım dosyalar vardı. İkili ilişkilerimizde ekonomik ve kültürel konularda ilişkilerimizin en üst düzeyde sürmesi konusunda zaten güçlü bir mutabakatımız vardı. Ama bugün esas olarak üzerinde yoğunlaştığımız alan bölgemizdeki gelişmeler oldu. Çünkü bölgemiz neredeyse belki son yüzyılın en kapsamlı değişim sürecinden geçiyor. Çok sancılı, çok dinamik birçok meydan okumayı, fırsatları da birlikte getiren bir süreç. Dolayısıyla bölgenin bir barış, istikrar havzasına dönüşmesini isteyen bütün ülkelerin, bütün yetkililerin bu perspektifte çalışmalarını yürütmeleri büyük önem taşıyor. Türkiye olarak biz son 2 buçuk yıl içerisinde Arap Baharı sürecinde yaşanan gelişmelerin tümüne ilkesel bir perspektiften yaklaştık. İster Tunus'ta olsun, ister Libya'da, ister Yemen'de, ister Mısır'da, ister Bahreyn'de. Nerede olursa olsun, halkın taleplerinin barışçıl temaslar, barışçıl süreçlerle, istikrar içinde ve ülkenin kamu düzeni içerisinde dile getirilmesi ve bu barışçıl taleplerinin gerçekleştirilmesi için her zaman destek verdik" diye konuştu.

"Özellikle ramazan ayı'nda sivil halka karşı hava bombardımanı yapılması meşru değil"

Ortadoğu'da yaşanan son olayları değerlendiren Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;

Türkiye olarak taleplerin dile getirilmesi konusunda da özellikle seçimler ve seçimlerle iş başına gelmiş otoritelere saygı yanında, bu tür seçme şansının verilmediği ülkelerde de bir an önce bu tür sağlam meşruiyet zemini oluşması yönündeki talepleri hep destekleye geldik. Özellikle son dönemde Mısır ve Suriye bağlamında yaşanan gelişmeler bölgemizin barış, istikrar ve refah havzası olması önünde ciddi engeller teşkil ediyor. Bugünde değerli dostumla özellikle Suriye ve Mısır'la ilgili gelişmleri ele aldık. Suriye konusunda Türkiye en başından beri Suriye halkının iradesini barışçıl bir şekilde siyasi sisteme yansıtacak bir değişim ve dönüşüm sürecinin yanında yer aldı. Bunu dile getirirken Suriye yönetimiyle aylarca süren angajman politikasını takip ettik. Daha sonra Arap Birliği'yle, Birleşmiş Milletler'le barışçıl çaba içerisinde bu değişimin olması ve Suriye halkının iradesinin yansıması için çaba sarfettik. Ama maalesef son iki yıl içerisinde özellikle, Suriye rejiminin bütün ağır silahları kullanarak yürüttüğü baskı politikalarının yol açtığı katliamlar karşısında da çok açık bir tavır sergiledik. Bu konuda da hep İran'la temas halinde olduk. Bazen farklı görüşlere sahip olduk ama teması sürdürdük. Çünkü bizim için Suriye çok aziz bir komşu ülkedir. Ve burada artık bu kanın durması gerekmektedir. Suriye halkı, bu Ramazan Ayı'nda dahi Humus başta olmak üzere birçok şehirde ağır hava bombardımanı altında inlemektedir. Bugün biz toplantı halindeyken dahi, Humus ve civarından rejimin hava bombardımanı dolayısıyla büyük sivil kayıplarının yaşandığı haberleri geldi. Artık bu katliamın durması gerekir. Özellikle Ramazan Ayı'nda, tabi her zaman katliamın durmasını isteriz ama, özellikle Ramazan Ayı'nda sivil halka karşı böylesine hava bombardımanı yapılmasını hiçbir şekilde meşru görmek mümkün değil. Bunları çok şekilde değerli kardeşimle de paylaştım. Ve bu noktada da biz en azından Ramazan Ayı'nda ki benzer bir kanaati paylaştığımızı görmekten mutluyum. Bu kanın durması ve Ramazan Ayı süresince Suriyeli kardeşlerimizin hangi mezhepten, hangi etnisiteden olursa olsun bu Ramazan Ayı'nı tam olarak idrak etmeleri için bir kapsamlı ateşkes çağrısında bulunmayı gerekli görüyoruz. Türkiye olarak, bu kanın durması için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız" diye konuştu.,

"Mısır'da siyasi tutuklamaların hepsi durdurulur"

Davutoğlu, Mısır'da yaşananlar da değerlendirererek, İran Dışişleri Bakanı Salihi ile karşılıklı görüşlerini paylaştıklarını dile getirdi. Davutoğlu şunları kaydetti, "Çünkü Mısır Ortadoğu'nun en büyük ve en köklü devlet geleneğine sahip ülkelerinin başında gelir. Mısır halkı tarih boyunca birçok meydan okumadan, birçok zorluktan büyük başarılarla çıkmış köklü medeniyetler kurmuş bir halktır.

Türkiye olarak biz her zaman, diğer Ortadoğu halkları gibi Mısır halkının da toplumsal iradesinin siyasal sisteme yansımasına büyük önem veriyoruz. Bizim Mısır'daki bütün kesimlerle siyasal ilişkimiz aynı mesafededir. Her siyasi grupla, her siyasi kesimle, her yaklaşımla dostça, kardeşçe ilişkiler içerisindeyiz. Ama beklediğimiz ve arzu ettiğimiz husus şudur; Mısır halkının iradesine saygı duyulmalıdır. Mısır halkı iradesini geçen sene yapılan seçimlerle göstermiştir. Buna saygı duyulmasını beklemek özellikle Mısır halkının iradesine duyduğumuz saygının gereğidir. Yoksa Türkiye Mısır gibi, Suriye gibi, Tunus gibi bütün bu dost ülkelerde herhangi bir şekilde bir taraf desteklemekte değil, ilkeleri savunmaktadır. Her zaman bu ilkeleri savunmaya devam edecektir. Ümit ederiz ki Ramazan'a 52 kardeşimizin vefatıyla giren Mısır, bu Ramazan'da huzur ve sukün bulur. Ümit ederiz ki Mısır'da siyasi tutuklamaların hepsi durdurulur ve siyasi tutuklular başta Mursi olmak üzere serbest bırakılır ve siyasilerin siyasi zeminde yürütecekleri müzakerelerle en doğru yol haritasını Mısır halkı kendi iradesini temsil eden siyasiler üzerinden gerçekleştirir. Biz bu yolda Mısır'a demokrasinin yeniden inşa edilmesi, Mısır halkının iradesinin siyasete yansıması konusunda yapılacak her çabayı desteklemeye hazırız. Ve bu konuda da şimdiye kadar sürdürdüğümüz ilkesel politikayı da devam ettirmekte kararlıyız. Değerli dostumla da Mısır halkının nihai belirleyici olduğu konusunda mutabakat kaldığımıza inanıyorum. Bundan sonra da istişarelere devam etmeye karar verdik. çünkü her bölgedeki gelişmeler tüm bölge halklarında olduğu gibi Türkiye ve İranla halklarını da etkileyecektir. Türkiye ve İran, aralarında görüş ayrılığı olsa bile bunları açık açık paylaşmaya devam edecektir."

"Yabancı bütün unsurlar Suriye'den çıkmalıdır"

Bakan Davutoğlu, Suriye'deki yanancı güçlerin ülkeden çıkması gerektiğini söyleyerek; "Son dönemlerde eğer bir dış müdahale sözkonusuysa ki biz dışarıdan, kim gelirse gelsin Suriye'ye dışarıdan müdahaleye kesinlikle karşıyız. Bu şekilde yabancı savaşçıların girmesine karşıyız. Hiçbir şekilde de Türkiye'den herhangi bir şekilde buna izin ve müsamaha gösterilmesi sözkonusu değildir. Buradan da ilan ediyorum: Yabancı bütün unsurlar Suriye'den çıkmalıdır. Ama aynı ilanının son 3 aydır Suriye şehirlerine giren Hizbullah'a yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ki Lübnan'da onurlu bir mücadale verdiğinde Hizbullah'u Türkiye olarak birçok konuda destekledik. Ama bugün Suriye'de yabancı bir güç varsa maalesef bu rejim yanında savaşan güçlerdir. Bunların derhal Suriye'yi terk etmesi lazım. Suriye'nin geleceğinin nihai kararını verecek olan Suriye halkıdır. Meslektaşıma da teklifte bulundum; Türkiye ve İran olarak bütün yabancı unsurlarun Suriye'den çıkması konusunda ortak ve ilkesel bir tutum benimsememiz lazım" diye konuştu.