Sinemanın nabzı orada atıyor
Nuri Bilge Ceylan'ın 'Bir Zamanlar Anadolu'da'sının yanı sıra Özcan Alper'in 'Gelecek Uzun Sürer'i de bu yıl Toronto Film Festivali'nde. Feo Aladağ'ın 'Yabancı' filmi de İnsan Hakları Gözlemi bölümünde gösterilecek. Turgut Akacık'ın 'Gitme' adlı animasyonu da Toronto'da yer alacak.
cumhuriyet.com.tr36. Toronto Film Festivali, 8-18 Eylül günleri arasında gerçekleşecek. Festivaller festivali olarak yola çıkan Toronto, dünyanın en çok ilgi çeken sinefil sinema pazarına dönüşürken, yılın en önemli filmlerini yarışmasız bir ortamda sinemaseverlere sunmak olan ana hedefinden sapmadı. Gerçi ulusal sinema, FIPRESCI (Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu) gibi bazı ödüller var ama, Toronto’nun bir palmiyesi ya da aslanı yok.
Bu bağlamda, Toronto, dünya sineması yelpazesini en geniş biçimde tanıtan bir etkinlik olarak ilgi görüyor. Bir anlamda dünya sinemanın nabzı orada tutuluyor, son “sağlık bülteni” orada çıkarılıyor diyebiliriz. Yönetmeni, senaryo yazarı, oyuncusu, yapımcısı Toronto’da kendilerini tanıtmaya, filmlerini satmaya çabalarken beş kıtadan gelen dağıtımcı ve festival yöneticileri de günlük deyişiyle filelerini Toronto’da doldurur oldular...
Bu bağlamda, Türk sinemasının Toronto’daki varlığı da farklı ve önemli bir anlam içermekte. Her yıl ortalama 3-4 Türk filmini görmeye alıştığımız Toronto’da, geçen yıl “City to City” bölümünün İstanbul’a ayrılması nedeniyle çok daha geniş bir yer alan sinemamızın sesinin bu yıl oldukça cılız kaldığı gözlemleniyor.
Her filmiyle Cannes’dan sonra Toronto’ya davet edilen Nuri Bilge Ceylan’ın “Bir Zamanlar Anadolu’da”sı dışında, festivalin “Contemporary World Cinema” (Günümüz Dünya Sineması) bölümündeki 51 film içinde yer alan Özcan Alper’in ikinci filmi “Gelecek Uzun Sürer”in ilkgösterimi Toronto’da yapılmış olacak.
Ayrıca, Turgut Akacık’ın “Gitme” adlı animasyon türündeki kısa bir çocuk filmiyle, Feo Aladağ’ın iki yıl önce imzaladığı, başrolünde Sibel Kekilli’nin oynadığı ‘Yabancı’nın “Human Rights Watch” (İnsan Hakları Gözlemi) bölümünde gösterileceğini saysak bile Türk sinemasının bu güz Toronto’da beklenen ilgiyi bulamadığı söylenebilir.
Berlin ve Cannes’da yarışmaya birer filmle katılma başarısı ardından, ne Locarno’da ne de iki gün sonra başlayacak olan Venedik Film Festivali’nde varlık gösteremeyen sinemamızın, Toronto’daki göreceli cılızlığı, son yıllarda uluslararası düzeyde yaşanan ciddi yükselişten sonra gelen geçici bir soluklanma devresinin habercisi sayılabilir.