Şimdi "Goran Bregoviç zamanı"
Balkan müziği denilince ilk akla gelen isimlerden Goran Bregoviç yeni albümü piyasaya çıkmadan, orkestrası The Wedding-The Funeral Band ile birlikte bir kez daha İstanbul'da. Her konserini bir parti atmosferinde veren sanatçı, Küçükçiftlik Park'taki konserinde tanıdık ezgilerinin yanı sıra yeni albümünden şarkılar da seslendirecek.
cumhuriyet.com.trÖyle bir konser düşünün ki bir şarkıda dans ederken diğer şarkıda gözleriniz dolsun. Öyle bir orkestra düşünün ki hem düğünlerde hem cenazelerde çalsın. Ve öyle bir müzisyen düşünün ki tüm bunları size bir arada sunabilsin... Bütün bu tezatlıkları bir araya getirebilecek, belki de tek isim Goran Bregoviç ve orkestrası The Wedding&The Funeral Band, yarın akşam Charm Music organizasyonu ile Maçka Küçükçiftlik Park’ta bir kez daha Türkiye’deki sevenleriyle buluşacak.
Konser öncesi e-posta yoluyla röportaj yaptığımız sanatçı, Türkiye’de konser verme fırsatını hiçbir zaman kaçırmadığını, kendini evinde gibi hissettiğini söylüyor. Sahnede de evindeymişçesine rahat tavırlar sergileyen Bregoviç için her konseri özel bir parti. “Konserlerim en çok eğlendiğim yer, benim partim. Her şey bu partide eğlenebilmek için; sahnede beyaz giyiyorum çünkü bu partiye özel bir kıyafet, müzisyenlerime bahşiş veriyorum çünkü biraz nakit para herkesin keyfini yerine getirir ve sahnede biraz alkol alıyorum çünkü böylece partimde tam anlamıyla eğlenebiliyorum” diyor.
Sahnede keyifle müzik yapmanın başarılı bir konser için zorunlu olduğunu söylüyor Bregoviç; “Sahnedeyken seyircinin moralini yükseltebilirsin ama sahnedeki sanatçının moralini yükseltemezsin.”
İstanbul konserinde Emir Kusturica imzalı “Çingeneler Zamanı”, “Arizona Rüyası” ve “Yeraltı” gibi filmlerin klasikleşmiş müzikleriyle birlikte eski albümlerinden şarkılar da seslendirecek Bregoviç. En çok istek alan şarkılarından “Kalaşnikof”un onun için önemini sorduğumda “Kalaşnikof, ülkemdeki silah taşımaya meraklı insanlarla ilgili ironik bir şarkı ve aslında tam anlamıyla Kalaşnikof karşıtı bir şarkı” dese de eklemeden edemiyor: “İyi ya da kötü olmak Kalaşnikofla değil, insanlıkla ilgili”.
Televizyonda neredeyse hiç yer almamasına rağmen dünya çapında tanınan Bregoviç için, insanoğlunun kullandığı en güçlü dil müzik ve bu dili iyi konuşan bir müzisyenin şarkılarının hangi dilde olduğunun da bir önemi yok. “Sadece naifsen her şeyin MTV’de olup bitenden ibaret olduğunu düşünürsün” diyor, hem artık yıllar önce bestelediği birkaç şarkısı gibi İngilizce şarkı yapmaya da niyeti yok.
Bilindiği gibi Bregoviç, Sezen Aksu’nun “Düğün ve Cenaze” albümünün müziklerinin de bestecisi, ayrıca beraber konser vermişlikleri de var. Türkiye’deki müzisyenlerle çalışmaktan memnun “yemekten müziğe kadar her şeyin en iyisi İstanbul’da” diyor Bregoviç. Can Dündar’ın “Mustafa” belgeselinin müziklerini de yaptığını hatırlattığımda, 10 yıl boyunca sinemayla ilgili bir projede yer almamasına rağmen, bu teklifi kabul etmekte hiç tereddüt etmediğini söylüyor.
Bregoviç’in bir de müjdesi var: Yeni albümü “Champagne for Gypsies” şubat ayında raflarda yerini alacak ve Bregoviç İstanbul konserinde bu yeni albümünden şarkılar da söyleyecek.