"Sığınma istasyonu" önerisi
Zonguldak'ta, taş kömürü üretiminin başladığı yıl kabul edilen 1848'den bugüne kadar ocaklarda yaşanan göçük, grizu patlaması ve gaz zehirlenmesi gibi kazalarda ölümlerin en aza indirilmesi için sığınma istasyonları kullanılabileceği bildirildi.
cumhuriyet.com.trMaden ocaklarında meydana gelen göçük ve grizu patlamasının yanı sıra karbonmonoksit zehirlenmesi, metan gazı ve karbondioksit boğulması gibi kazalar madenciler için tehdit oluşturuyor. Zonguldak'ta yaklaşık 4 bini aşkın madencinin hayatını kaybettiği kömür havzasında, ölümlü maden kazaları arasında yerin metrelerce altında yaşanan göçükler, grizu patlamaları ve gazlar ilk sırada yer alıyor.
Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) bağlı müessese müdürlüklerinden Kozlu, Üzülmez, Karadon, Armutçuk ve Amasra'da kurulan bilgisayarlı izleme ve kontrol sistemleriyle ocak atmosferi izlenerek, ani gaz konsantrasyonu yükselmelerinin kazalara yol açmaması için gerekli önlemler alınmaya çalışılıyor.
İş yerlerinde ileri teknoloji ürünü gaz, toz, ısı, ışık ve gürültü gibi çeşitli ölçme cihazları bulunan kurumun ekipmanlarının yüzde 86'sı metan ölçme cihazından oluşuyor ve sesli, ışıklı ikaz sistemlerine sahip.
Yer altına kurulan su barajlarının yanı sıra taş tozlarıyla da olası patlamanın ocağa yayılması engellenerek, can kaybı ve yaralanmalarının en aza indirilmesine yönelik uygulamalar hayata geçirilen kurumda, Koza Altın İşletmelerine ait Bergama Ovacık ve Gümüşhane Mastra madenlerindeki ''sığınma istasyonları'' dikkat çekiyor.
"Kaçış yolları var"
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Kaymakçı, Şili'de meydana gelen maden kazasında yerin 700 metre altında madencilerin günlerdir hayatını sürdürebildiğine işaret etti.
Kaymakçı, Türkiye'deki maden kazalarının ardından iletişim kurulan madencilerin bazılarının kurtarma çalışmaları uzun sürdüğünde yaşamlarını sürdüremediğini belirterek, ''Yer altı kömür madenciliğinde grizu ve göçüğün yanı sıra gazlar madencilerin korkulu rüyasıdır. Şili'deki maden kazasında işçilerin kaçtığı sığınak, oksijen tüpleri ve gıda ürünleri bulunduğundan hayat kurtardı. TTK maden ocaklarında da madencilerin sığınabileceği yerler var. Ayrıca kömür üretim yerlerinde 'kaçamak yol' dediğimiz, tehlike anında saklanılabilecek alanlar mevcut. Fakat buralarda uzun süre hayatı sürdürmek mümkün değil'' dedi.
Madenciler için en büyük tehlikenin gaz ve göçükler olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Sığınma istasyonları, göçük, patlama ve yangından etkilenmeyen sağlam malzemeden yapılıyor. İstasyonda madenin enerjisi ve havası kesildikten sonra 20 kişinin 55 saat süresince yaşamını sürdürebileceği belirtiliyor. Oksijen tüpleri ve maskelerle gazları temizleyen filtreler de bulunuyor. Madencilerin su ve temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek unsurların da yer aldığı istasyonun, TTK ocaklarında kullanılabilirliği araştırılmalı. Teknolojinin getirdiği tüm imkanlardan madenlerde faydalanmamız lazım. Özellikle tehlikeli bölgelerde üretim ve galeri açma çalışması yapıldığında, dinamit atımında bulunulduğunda da bu istasyonlar kullanılabilir. TTK ocaklarının jeolojik yapısının yarattığı zorluklar engel değilse bu sığınma istasyonlarından mutlaka faydalanılmalıdır.''