Sıcak para Türkiye'yi terk ediyor
Küresel mali krizin kasırgaya dönüştüğü son haftalarda rekor hızla eriyen sıcak para hacmi, 10 Ekim itibariyle 59.5 milyar dolara kadar indi, “Sıcak para” olarak adlandırılan kısa vadeli yabancı finansal sermayenin Türkiye'deki portföyünün büyüklüğü, 2007 sonunda 107 milyar doları aşmıştı. Sıcak parada yılbaşına göre erime 47.6 milyar dolara ulaştı.
cumhuriyet.com.tr“Sıcak para” olarak da adlandırılan kısa vadeli yabancı finansal sermayenin Türkiye'deki portföyünün büyüklüğü, küresel mali krizin kasırgaya dönüştüğü son haftalarda rekor hızla eridi.
2007 sonunda 107 milyar doların üzerinde bulunan sıcak para 10 Ekim itibariyle 59.5 milyar dolara kadar indi. Sıcak parada yılbaşına göre erime 47.6 milyar dolara ulaştı. Bu kapsamdaki büyüklüklere ilişkin veri yayın periyodunun çakıştığı 10 Ekim itibariyle 60 milyar doların altına inen sıcak paranın en büyük bölümünü oluşturan İMKB’deki yabancı portföyünün 23 Ekim itibariyle de 23 milyar dolara kadar gerilediği dikkate alındığında ise toplam hacmin bu tarihte 50 milyar doların da altına indiği tahmin ediliyor. Merkez Bankası, İMKB, Merkezi Kayıt Kuruluşu, BDDK verilerinden yapılan belirlemelere göre yabancı yatırımcıların Türkiye’de Borsa, devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) ve mevduatta tuttukları; “sıcak para” olarak adlandırılan portföylerinin büyüklüğü, 10 Ekim itibariyle 59 milyar 466 milyon dolar düzeyine geriledi. 2007 sonunda 107 milyar 39 milyon dolar olan sıcak parada 10 Ekim’e kadar olan dönemdeki küçülme 47 milyar 573 milyon dolarak ulaştı.
En çok erime Ekim ve Eylül'de
Yılbaşından bu yana dalgalı bir seyirle küçülen sıcak para hacmindeki erime, küresel mali krizin adeta kasırgaya dönüştüğü son haftalarda iyice hızlandı. Olumsuz küresel konjonktür ve artan iç siyasal istikrarsızlığın ekonomide güveni azaltmasının etkisiyle söz konusu sıcak para hacmi yılbaşından Haziran sonuna kadar olan dönemde 30.9 milyar dolar küçülerek 76.9 milyar dolara inmişti. Türban ve AKP’ye kapatma davaları ile “Ergenekon operasyonu” kapsamında yaşanan şok gelişmelerin yarattığı gerilimle özellikle Haziran’da hızla küçülen söz konusu portföy, Temmuz ve Ağustos aylarında ise yeniden büyüyerek 89.7 milyar dolara çıkmıştı. Eylül ayında yaklaşık 8 milyar küçülen sıcak para, 10 Ekim’e kadar olan süreçte ise 13.8 milyar dolar eridi. Sıcak para hacmindeki küçülme hem yabancıların portföylerini çözerek paralarını götürmeleri, hem de Borsa’daki düşüş, faiz ve kurdaki yükselme sonucu kalan portföyün dolar cinsinden değerinin düşmesinden kaynaklandı.
En büyük kayıp borsada
Yabancıların 10 Ekim itibariyle Türkiye’deki sıcak para yatırımlarının 30 milyar 815 milyon dolarını İMKB’deki hisse senedi portföyü oluşturdu. Söz konusu portföyün değerinin 23 Ekim itibariyle ise 23 milyar dolara kadar indiği belirlendi. Buna göre yabancıların 2007 sonunda 70 milyar 309 milyon dolar olan hisse senedi portföyü, bu yıl 23 Ekim’e kadar olan dönemde 67.3 oranında küçüldü. Diğer bir deyişle yabancıların İMKB portföyünün değeri 2007 sonundakinin üçte biri düzeyine indi. Yerli yatırımcılarınkinden daha hızlı küçülen yabancı portföyünün İMKB’deki payı da yüzde 68.4’e geriledi.
Sıcak para ile büyümenin sonu mu?
Önceki beş yıllık dönemde büyümesini tamamen dış kaynağa bağımlı hale getiren Türkiye, küresel mali sistemde yaşanan ve alınan önlemlere karşın bir türlü aşılamayan kriz nedeniyle yüksek risk altına girmiş bulunuyor. Küresel sistemde likidite bolluğu yerini likidite sıkıntısına bıraktığı için Türkiye’ye büyümesini sürdürebilmesi için yeni dış kaynak girişi olasılığı ortadan kalkarken, portföy yatırımlarına bağlı mevcut sermayenin de kaçması, finansal dengeler ve reel ekonomiyi tehdit ediyor. Bu riskleri gören hükümet, yurt dışında yaşayan Türklerin bulundukları ülke bankalarında duran birikimlerini Türkiye’ye çekmek için yasal düzenlemeye gidiyor. Bu kapsamda Türkiye’ye getirilecek paraların menşeinin sorgulanmayacağı, vergi incelemesine tabi tutulmayacağı yönünde taahhütte bulunulacak. Merkez Bankası, döviz likiditesinde sıkışıklığı aşmak için döviz piyasasında aracılık ve doğrudan döviz satış ihalelerine başlama gibi önlemlere başvurmak zorunda kaldı. Ancak önceki beş yılda ucuz döviz-yüksek faize dayalı büyüme sürecinin, izleyen dönemde yerini tersine bırakacağı, yükselen kura bağlı olarak ithalat ve cari açığında küçüleceği tahmin ediliyor.