Sevan Nişanyan'a hapis cezası

Hz. Muhammed'e hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında dava açılan gazeteci-yazar Sevan Nişanyan, 13 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

cumhuriyet.com.tr

Yazdığı bir yazıda 'Allah ile kontak kurduğunu iddia eden', 'bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin eden' ve 'bir Arap lideri' olduğu yönündeki nitelendirmelerde bulunarak Hz. Muhammed'e hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında dava açılan gazeteci-yazar Sevan Nişanyan, 13 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
 
Mahkeme Nişanyan’ın sabıkasında 3 aydan fazla hapis cezası bulunduğuna dikkat çekerek verilen cezayı ertelemedi.
 
Ünlü piyanist Fazıl Say'ın ardından yazar Sevan Nişanyan da 'Hz. Muhammed'e hakaret ettiği' gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldı. Ancak Nişanyan'ın cezası para cezasına çevrilmiyor.
 
Yazar Sevan Nişanyan, kendi blog’unda yer alan ve Hz. Muhammed'e hakaret ettiği iddia edilen bir yazısı nedeniyle İstanbul 14. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 13.5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Daha önceden de sabıkası olması dolayısı ile aldığı ceza para cezasına çevrilmeyen Nişanyan’ın sadece kararı temyiz etme hakkı bulunuyor.
 
Nişanyan hakkında “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçundan mart ayında 1,5 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açılmıştı. Mahkemece kabul edilen iddianamede Nişanyan’ın, "...Bundan yüzlerce yıl önce Allah ile kontak kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir Arap lideriyle dalga geçmek nefret suçu değildir” cümlesini içeren yazısına yer verilmiş ve bu ifadelerin 'başkalarını sebepsiz yere incittiğini, insan ilişkilerinin gelişmesine yarayan kamusal tartışmaya bir katkıda bulunmadığı' belirtilmişti.
 
Nisan ayında piyanist Fazıl Say , 'dini değerleri aşağılama' suçlamasıyla yargılandığı davada 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Yine İstanbul'da Facebook üzerinden peygambere hakaret ettiği iddiasıyla bir gence altı ay hapis cezası verilmişti.
 
Nişanyan: Bu karar meydan okumadır
 
Konuyla ilgili Radikal’e konuşan Sevan Nişanyan kararı eleştirdi: “Burada sistemli bir politika var. Bu, marjinal bir mahkemenin aldığı bir karar değil. Aynı zaman zarfında bir dizi davanın açılması ve bunun hızlı bir şekilde sonuçlanması burada politika değişikliği olduğunu gösteriyor. Ve bunun hükümet kaynaklı olduğundan eminim. İkincisi burada yapılan şey gözgöre göre açıkça, fütursuzca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarına ve kararlarına meydan okuma niteliğindedir. Ve bunun sadece bir iç politika hadisesi olarak değil, aynı zamanda dış politika boyutunu da göz ardı etmemeleri kanısındayım. Burada hükümetimiz Avrupa ile olan ilişkilerinde adeta bir meydan okuma tavrına girişmiştir.”