Serviste unutulmuştu: 'Alperen' davasında sanıklar hakim karşısına çıktı
İzmir'in Çiğli ilçesinde okul servis minibüsünde unutulmasının ardından yaşamını yitiren 3 yaşındaki Alperen Sakin'in ölümüne ilişkin İlçe Milli Eğitim Müdürü ve 2 şube müdürü hakkında "ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla açılan davada sanıklar hakim karşısına çıktı. Alperen'in babası Serkan Sakin,'Okula gittiğimizde tabelasında Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı yazısını gördüğümüzde şüphemiz yoktu. Biz buna güvendik. Olaydan sonra pek çok eksikliği öğrendik' dedi.
(İHA)<haber-dikey:1085628,1031686>
Tutuksuz sanık Hüseyin B, 4 yıldır şube müdürü olarak görev yaptığını belirterek, Alperen'in ölümünden büyük üzüntü duyduğunu ifade etti. Hüseyin B. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yetkilendirme ile özel eğitim kurumlarının kendi uhdesinde olduğunu aktararak, şunları söyledi:
"Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nin 67. maddesine göre denetim yapacak kişiler olarak, 'Milli Eğitim Bakanlığı maarif müfettişleri ile müfettiş yardımcıları ve il milli eğitim müdürlerinin görevlendirdiği şube müdürleri ve diğer denetim yetkisi bulunanlarca denetlenir' hükmü bulunmaktadır. Bu maddeden de anlaşılacağı gibi yetkilendirme İl Milli Eğitim Müdürlüğünce yapılır, dolayısıyla bu olay öncesinde şahsıma yapılmış bir yetkilendirme yoktur."
Davaya konu anaokulunda 2016 yılında İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından görevlendirilmiş maarif müfettişleri tarafından denetleme yapıldığını ve rapor hazırlandığını söyleyen Hüseyin B, şunları kaydetti:
''Suçlamayı kabul etmiyorum''
"Bu rapor bize bir üst yazı ile gelmiştir. Üst yazıda, 'Adı geçen kurumların denetim tebliğinde belirtilen eksikliklerin giderilmesi ile takibin müdürlüğünce yapılması' istenmiştir. Eksiklik sadece okula yatacak veliler tarafından ödenecek öğrenci ücretlerinin okul adına açılmış bir banka hesabına yatırılması hususuydu. Bunun açıldığının kontrol edilmesi bizden istenmiştir. Biz de bu yönde tespit yaptık. İlçe bazındaki okullardaki şikayetlerle ilgili olarak kaymakamlık oluruyla bir komisyon oluşturulmuştu. Fakat davaya konu anaokulu yönünden hiçbir şikayet gelmemiştir. Benim görevim dahilinde olmayan bir denetlemeyi yapmadığım iddiası ile şu an yargılanıyorum. Söylediğim gibi denetleme, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün görevlendireceği şube müdürleri tarafından yapılır. Suçlamayı kabul etmiyorum."
Tutuksuz sanık Şener Ş. 4 yıldır şube müdürü olarak görev yaptığını aktararak, Haziran 2014 yılında özel okulların kendi uhdesine verildiğini söyledi.
Sanık, 2016 haziranına kadar bu görevi yürüttüğünü belirterek, "Benim görevim sona ermesine rağmen geçmişe geçerli ve uzun bir tarihi kapsayacak şekilde benim sorumluluğumu işaret eden iddiayı kabul etmiyorum. Benim zamanımda da yapılan denetimler sonrası gönderilen raporda söz konusu okulda su deposunun faaliyette olmadığı ve oyun alanında kum havuzunun bulunmadığı tespitleri vardır. Ben de okuldan bu eksikliklerin giderilmesini istedim. Beraatimi talep ediyorum." diye konuştu.
"Alperen okuldan geldiği zaman elinde kolunda morluklar olurdu"
Baba Serkan Sakin 15 yıl Almanya'da ikamet ettikten sonra Türkiye'ye yerleştiklerini ve çocukları Alperen'i Özel Sevgi Yumağı okuluna kayıt yaptıklarını anlatarak, şunları kaydetti:
"Okula gittiğimizde tabelasında Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı yazısını gördüğümüzde şüphemiz yoktu. Biz buna güvendik. Olaydan sonra pek çok eksikliği öğrendik. Aracın belgesinin olmaması, servis görevlisinin çalışma şartlarının bulunmaması hususlarını bizim bilmemiz mümkün değildir. Bu olaydan sonra öğrendik ki bir veli çocuğunun makatından kan gelmesi üzerine hastaneye götürmüş, doktorun beyanına göre karnına şiddetli bir darbe aldığı belirtilmiş, veli şikayetçi olmak istemiş ancak okul görevlileri tarafından taciz edilmiş.
Alperen okuldan geldiği zaman elinde kolunda morluklar olurdu. Düşmüş olabileceğini düşünürdük. Ne zaman okula gitsem bir sorunla karşılaşırdım. Alperen'in vefatından sonra tüm velilerle konuştum. Benzer sorunlar olduğunu gördük. Aşağı top havuzuna kapatılırlarmış. Kreşin içerisinde bu kadar sorun varken denetim nasıl yapılmaz veya tam yapıldığı nasıl söylenir? Ayrıca Alperen'in ölümünden sonra okuldaki diğer velilerle görüştük. Hatta sanık şube müdürünün kardeşiyle de görüştük. Kendisi de Sevgi Yumağı Anaokuluna çocuğunu gönderdiğini ve çocuğunun şiddet görmüş olabileceğini söyledi. Şube müdürünün akrabasının açıklamalarından hiç mi haberi olmadı? Hiç mi duymadı kardeşinden bunu? Ben bu olayda okulu denetleyen kim, anlamış değilim." diye konuştu.
''Olaydan sonra Alperen'in e-okul kaydı olmadığını öğrendik''
Anne Buket Sakin de "Biz '3 yaş altı çocuk alınıyor mu?' diye sorduğumuzda 'Sorun yok, biz Milli Eğitim Bakanlığıyla çalışıyoruz' dediler. Gerek Yurdagül gerek okul müdürü Bekir Gül, bize bu açıklamayı yapmışlardı. Olaydan sonra Alperen'in e-okul kaydı olmadığını öğrendik." dedi.
Müşteki avukatı Şenol Diş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER), Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) ve ALO 147'ye olay öncesi davaya konu anaokulu yönünden bir şikayet olup olmadığının sorulması talebinde bulundu.
Hakim CİMER ve BİMER'e yazı yazılarak olay öncesinde okula ilişkin şikayet ve talep varsa kendilerine iletilmesine, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yazı yazılarak, Çiğli sınırları içerisinde özel eğitim kurumları yönünden (sanıkların bahsettiği 67. maddesi kapsamında) denetleme konusunda bir yetki devri yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi verilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
NE OLMUŞTU?
Çiğli'nin Köyiçi Mahallesi'nde, 15 Ağustos 2017 tarihinde meydana gelen olayda, Buket- Serkan Sakin çiftinin oğulları Alperen Sakin, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Çiğli Özel Sevgi Yumağı Anaokulu'na götürülmek üzere servis minibüsü şoförü Taner İ. (47) ile rehber personel D.K.'ye (17) teslim edildi. Öğrenciler indirildiği sırada D.K., ağlayan bir öğrenciyi alarak, okula girdi. Serviste uyuyan Alperen'i fark etmeyen sürücü, aracı okulun yanında bulunan ve otopark olarak kullanılan boş arsaya çekti. Sıcak havada serviste unutulan küçük çocuk, yaşamını yitirdi.
Olayın ardından, anaokulunun sahibinin de aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında 'taksirle adam öldürmek ve delilleri yok etmek' suçlarından dava açıldı. Geçen 19 Temmuz'da görülen karar duruşmasında, Alperen'in ölümünde ihmali oldukları ve delilleri yok etmeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle sanıklardan Taner İ.'ye 9 yıl, servis hostesi Dilara K.'ye 9 yıl, servis minibüsü şoförü Taner İ.'nin eşi ve aynı zamanda anaokulunun sahibi olan Yurdagül İ.'ye 5 yıl, diğer görevliler Arzu G.'ye 6 yıl, Bekir G.'ye 5 yıl, Ahmet S.'ye 5 yıl hapis cezası verildi. Bu arada, ceza alan sanıklar arasında bulunmayan anaokulu öğretmenlerinden Nurcan A. hakkında da ihmali olduğu gerekçesiyle dava açıldı.
Alperen Sakin'in ölümüne ilişkin Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut Uğurlu ile şube müdürleri Hüseyin Buldu ve Şener Şan hakkında da görevi ihmalden soruşturma açıldı; ancak Çiğli Kaymakamlığı devlet memuru olan üç kişi için soruşturma izni vermedi. Savcılığın itirazının ardından İdare Mahkemesi, kaymakamlığın bu yöndeki kararını kaldırdı. Bunun üzerine savcılık, 3 müdür hakkında 'görevi ihmal' suçundan dava açtı.