‘Şerif’ suç ortaklarının peşine düştü
Rıza Sarraf’ın FBI tarafından Miami’de tutuklanması tüm dikkatleri ABD’deki iddialara çevirdi. Sarraf ve iki yardımcısı için toplam 75’er yıl hapis istendi. Sarraf hakkında ABD’de hazırlanan iddianamede, Türkiye’deki şirketlerinin ‘faaliyetleri’ de sıralanıyor.
ALİ ÇELİKKANTürkiye’de 17 Aralık rüşvet operasyonunda yakalanıp 70 gün hapis yattıktan sonra serbest kalan işadamı Rıza Sarraf, “İran’a yönelik yaptırımları ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı ve karapara aklama suçlamalarından” Miami’de tutuklanması gündeme bomba düştü. Rıza Sarraf’ın FBI tarafından Miami’de gözaltına alınması ve savcılık kararıyla Miami’de cezaevine konulması tüm dikkatleri ABD’deki iddialara çevirdi. Sarraf’ın işlediği iddia edilen suçların sıralandığı ABD’li yargı makamlarının hazırladığı 21 sayfalık iddianamede, Türkiye’de üstü örtülen 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında adı geçen şirketlerin gerçekleştirdiği para transferleri birer birer sıralandı.
Sarraf’ın tutuklama kararıyla ilgili açıklama New York’un büyük davaları takip eden yıldız başsavcısı Preet Bharara, ulusal güvenlik konularından sorumlu Adalet Bakan Yardımcısı John Carlin ve FBI Bölge Direktör Yardımcısı Diego Rodriguez yaptı. Davada, savcılık üç şüpheli için 75’er yıl hapis istedi. ABD Adalet Bakanlığı, yaptığı açıklamada Rıza Sarraf’ın tutuklandığını, diğer şüpheliler Kamelia Cemşidi ile Hüseyin Necefzade’nin ise hâlâ arandığını belirtti.
New York’ta yargılanacak
New York barosu avukatlarından Cahit Akbulut, Amerika’nın Sesi’nin Türkçe bölümünde Can Kamiloğlu’na davanın seyrini anlattı. Akbulut, “Amerikan yasalarına göre Miami’de yakalanan Sarraf, ilk olarak bir federal mahkemenin karşısına çıkartılarak tutuklama kararı alındı. Asıl davanın görülmesi için bu yakalama kararını çıkartan mahkemenin devreye girmesi gerekir. Bu mahkeme de New York Manhattan’daki mahkemedir. Miami’de çıkartıldığı mahkemede bir kefaletle salıverilme söz konusu olamaz. 19 Mart’ta tutukladıkları Sarraf’ı Manhattan’daki Güney Bölge Mahkemesi’ne sevk etmişler” dedi.
Kanunsuz para transferi
İddianamenin içeriğinde Sarraf’ın Türkiye’de ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde sahibi olduğu şirketlerin ABD’nin yaptırımlarına karşın, ABD bankalarından saklayarak para transferleri yaptığına vurgu yapıldı. Sarraf’ın, şirketleri aracılığıyla, İranlı kişilere ve işletmeler adına para transferleri gerçekleştirdiği ve servisler sağladığı, bunun sonucunda da İran hükümetine fayda sağlayacak şekilde kanunları ihlal ettiği ifade edildi.
Bu arada Sarraf’ın kefaletle serbest kalmak için girişimde bulunduğu belirtildi. Talep 4 Nisan’da görüşülecek.
Sarraf'ın kuryesi anlattı: İki kilit isim de aranıyordu
Tutuklanan Rıza Sarraf kefaletle serbest kalmak için başvuruda bulundu
Tutuklamada ilginç detaylar: ABD e-postaları bile takip ediyordu
Hukukçular: Bakanlara kadar uzanabilir
Rıza Sarraf'ın tutuklanması Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü
İŞTE İDDİANAMEDEKİ ŞÜPHELİ İŞLEMLER
26 Ocak 2011: İddianamede ismi geçmeyen bir şahıs, Al Nafees Döviz Exchange için çalışan başka bir şahısa, Mellat Exchange adına para transferi yapmak için bir e-posta gönderiyor. Talimatların arasında, “MAPNA’ya havale” ismi altında Kanada’daki bir şirkete 953.289 dolarlık bir ödeme yer alıyor. MAPNA Grup, İranlı bir inşaat ve enerji santralı firması.
27 Ocak 2011: Royal Emerald Investments firması, aynı Kanada şirketine Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden 953.289 dolarlık bir para transferi gerçekleştiriyor. Bu işlem bir ABD bankası tarafından işlem görüyor. İşlemin açıklamasında paranın ‘yangın ekipmanı’ için olduğu yazıyor.
28 Şubat 2011: Mellat Exchange’de çalışan biri Al Nafees Döviz Exchange’deki başka bir şahısa Mellat Exchange adına dolar cinsinden transferler yapmasını söylüyor. Talimatların arasında Çin’de bir şirkete yapılan 35.900 dolarlık bir ödeme bulunuyor.
2 Mart 2011: Türkiye’deki Asi Kıymetli Madenler Turizm Otom şirketi, iddianamede ismi geçmeyen bir şahıs aracılığıyla Türkiye’den Çin’deki başka bir şirkete 35,900 dolar miktarında bir para transferi gerçekleştirdi. Bu transfer iddianamede ismi geçmeyen bir ABD bankası tarafından onaylandı.
24 Mayıs 2011: Mellat Exchange’de çalışan bir şahıs, Sarraf ve Cemşidi’ye “çok acil” başlıklı bir e-posta gönderiyor. Burada 3.711.365 dolarlık bir transferin yaptırımlar yüzünden ismi belirtilmeyen bir ABD bankası tarafından ‘engellendiği’ yazıyor. Bununla birlikte Mellat Exchange’den Rıza Sarraf’a şu şekilde bir mektup gidiyor. Mektupta Sarraf’a “transferlerde sürekli olarak ortaya çıkan problemleri gidermek ve transferleri hızlandırmak için Türkiye’deki ‘yabancı varlıkların kontrolü ofisi’ ile iletişime geçilmesi” belirtliliyor.
31 Mayıs 2011: Cemşidi, Al Nafees Döviz’den bir şahısa, Mellat Exchange’in Tahran’daki şubesine 30 milyon dolarlık bir transfer yapmasını istediğini belirtiyor.
1 Haziran 2011: Mellat Exchange’de çalışan ve ismi iddianamede geçmeyen bir şahıs, Rıza Sarraf’a “çok acil” başlıklı bir e-posta gönderiyor. Bu iletide 9,225 dolarlık transferin yine ismi geçmeyen bir ABD bankası tarafından ‘engellendiği’ yazıyor. Yine aynı iletide, Hong Kong’da bir şirketin Asi Kıymetli Madenler Turizm Otom tarafından kendilerine gönderilen 9,200 dolarlık transferin ‘engellendiği’ bilgisi yer alıyor.
7 Ocak 2013: Rıza Sarraf, Royal Holding’deki çalışanına attığı e-postada Türk şirketi olan ECB Kuyumculuk İç ve Dış Sanayi Ticaret LTD.’den Türkmenistan’daki bir enerji firmasına 600,000 dolar göndermesi için talimatta bulunuyor.
16 Ocak 2013: Rıza Sarraf gönderdiği e-postada iddianamede ismi geçmeyen bir şahısa, Güneş General Trading LLC’den Türkmenistan’da bir firmaya 1 milyon dolarlık bir SWIFT ödemesi yapması talimatını veriyor.
İKTİSADİ CİHAT VE SARRAF’IN GÖREVİ
iddianamede Sarraf tarafından imzalanmak üzere hazırlanmış ve İran Merkez Bankası Genel Müdürü’ne yazılmış bir mektup yer alıyor. Ayetullah Hamaney’in ‘İktisadi Cihat’ına’ atıflarda bulunan mektupta, ‘özel yöntemler aracılığıyla’ kendilerine uygulanan yaptırımların ‘fırsata çevrilebileceği dile getiriliyor. Mektubun iddianamede yer alan kısmı şöyle: “Dini liderin (Hamaney) ve İran’ın Merkez Bankası’nın saygıdeğer yetkililer ve çalışanların, İran’a karşı uygulanan yaptırımlar karşısında oynadığı rol, yaptırımların olumsuzluklarını zekice etkisiz hale getirmektedir. Hatta, özel yöntemler aracılığıyla, bu olumsuzluklar fırsatlara çevrilmektedir. Yaptırımların giderek şiddetlendiği bir sır değildir ve mademki İran Devrimi’nin bilge lideri bu yılı ‘Ekonomik Cihat’ın yılı’ olarak ilan etti, yarım yüzyıllık döviz tecrübesi olan Zarrab ailesi, Türkiye’de, Birleşik Arap Emirlikleri’nde, Rusya’da ve Azerbaycan’da şubeleriyle, İran’a karşı uygulanan yaptırımlara karşıt bir işbirliği içerisinde bulunmak için gönüllülüğünü ortaya koymayı, ulusal ve ahlaki bir görev saymaktadır.”