"Seni asker değil ama TEKEL işçisi götürecek"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Tekel işçilerinin eyleminin, boyutlarının çok ötesinde bir önem kazandığını belirterek, ''Bu iktidar hesabını iyi yapsın. Tayyip Bey hesabını iyi yapsın. Tayyip Bey, seni asker değil ama bu Tekel işçisi götürecek'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin İstanbul İl Başkanlığında, ilçe başkanları ve belediye başkanlarıyla bir araya gelerek, İstanbul 33. Olağan İl Kongresi öncesinde bir değerlendirme toplantısı yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bihlun Tamaylıgil, CHP İstanbul milletvekilleri Mehmet Sevigen ve Mehmet Ali Özpolat, İl Başkanı Gürsel Tekin'in de katıldığı toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi.

Yaklaşık iki saat süren toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Baykal, yararlı ve güzel bir toplantı gerçekleştirildiğini belirterek, CHP'ye yönelik toplumdaki beklentinin giderek yükseldiğini, kendilerinin de büyük bir sorumluluk duygusu içinde olduğunu söyledi.

CHP'nin, bundan sonraki süreçte temel misyonunu, kimliğini ve ilkelerini koruyarak ve bu anlayışla CHP kimliğini daha belirgin bir şekilde ortaya koyarak yenileneceğini, değişeceğini ve toplumla daha kapsamlı bir şekilde kucaklaşacağını vurgulayan Baykal, ''Hem kendi kişiliğimize sahip çıkacağız hem de yenileneceğiz. Amacımız budur. Kaygıların olağanüstü yükseldiği bir ortamda, kamuoyu CHP gibi güven veren bir siyasi partinin var olmasından mutluluk duyuyor. Bunu umut diye görüyor ve CHP'yi yeni kadrolarla zenginleşmiş, kendisini sorgulayan, değiştiren, gelişen, canlanan bir siyasi parti olarak görmek istiyor'' diye konuştu.
 

Gürsel Tekin yeniden aday

Baykal, partisinin İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in CHP'nin bu misyonunu çok güzel şekilde temsil eden çalışmalarda bulunduğunu belirterek, toplantıda, kongre sonrası dönemde de kendisinin çalışmalarına ihtiyaç bulunduğu anlayışının ortak anlayış olarak ortaya çıktığını söyledi.

Deniz Baykal, ''Onun tekrar il başkanı olarak geleceği ilk kongremiz, daha da yenilenen, canlanan bir CHP'yle tamamlanacak'' dedi.

Bir basın mensubunun, ''AK Parti'nin 'demokratik açılım'ı anlatan ve 'Mavi Kitap' olarak adlandırılan kitapçığına karşılık CHP'nin kitapçığının ne zaman ortaya çıkacağını'' sorması üzerine Baykal, bu konudaki çalışmaların süratle devam ettiğini ve bu kitapçığın yalnızca ''demokratik açılım''a yönelik değil, gündemdeki daha pek çok konuya ilişkin CHP'nin bakış açısını kamuoyuna aktarma amaçlı olacağını vurguladı.

Türkiye'nin gündemine ardı ardına pek çok konunun getirildiğini, ancak daha sonra gündemin değiştirilerek bir başka tartışmanın açıldığını ifade eden Baykal, ''Mesela Kürt açılımı tam bir fiyasko, bir başarısızlık. Bunları anlatmak lazım. Yapılan yanlışlıkları, tutarsızlıkları ortaya koyan bir çalışma olacak bu kitapçık'' dedi.

''AK Parti'nin mavi kitapçığına karşı sizin kitabınızın rengi ne olacak?'' sorusu yöneltilen Baykal, gülerek, ''Rengiyle ilgili henüz bir karar almış değiliz ama buradan anlıyorum ki sadece içeriğine değil kapağına da dikkat etmemiz lazım'' yanıtını verdi.
 

''Türkiye'de darbe sömürüsü var"

Türkiye'de bir ''darbe demagojisi yaşandığını'' ve darbe gibi bir arayış olmamasına rağmen bu konunun sürekli gündemde tutulduğunu savunan Baykal, şöyle devam etti:
''Türkiye'de bir darbe gerçeği yok, darbe sömürüsü var. Bunun ortaya konulması lazım. Türkiye'de devletin kurumlarına, yargıya, TSK'ya karşı açılmış bir savaş var. Kim sürdürüyor bunu? Bu, doğal mı? Türkiye'de TSK'ya karşı bir kampanyanın sürdürüldüğü gerçek değil mi? Bu kampanya, sahipsiz bir kampanya mı? Bunun arkasında kimse yok mu? Bir iktidar kendi ülkesinin silahlı kuvvetlerini ezerek başarıya ulaşabilir mi? Kendi ordusunu yenmeye kalkan bir iktidardan hayır gelir mi? Kendi ülkesini hedef kabul eden bir iktidarın ülkesine yarar getirmesi söz konusu olabilir mi?''

Pek çok iddiaların ortaya atıldığını ancak daha sonra hiçbirinin takip edilmediğini söyleyen Baykal, ortada düzmece belgeler, uydurulmuş iddialar, gereksiz bir panik ve telaş yaratma ortamı bulunduğunu savundu.

''Türkiye'de darbe yok, komplo var. Darbe yok, pusu var pusu'' diyen Baykal, şu ifadeleri kullandı:

''Yiğitçe, açıkça tartışarak değil, tertip yaparak, belge imal ederek, karalamaya yönelik tezgahlar kurarak yürütülen bir savaş var. 'Asimetrik' diyorlar. Asimetrik harekat ne demek? İşte o, pusu demek, kalleşçe demek. Bunun milletimize anlatılması lazım.
Türkiye'deki bu kargaşa, planlanmış, hazırlanmış, öngörülmüş bir kargaşadır ve devletin kurumlarını tahrip etmeyi amaçlayan bir kargaşadır. Önümüzde bu süreci noktalama şansı normal olarak seçimdedir ama iktidarın seçimden kaçmakta olduğunu görüyoruz. Seçimden uzak durmaya çalışıyor ama inşallah ayağına dolanacaktır. Önümüzdeki dönemde, bir referandum vesilesiyle de olsa bu iktidar kendisinden kurtulma şansını eğer milletimize verecek olursa inanıyorum ki Türkiye, bu şansı en iyi şekilde değerlendirecektir.''

 

Kapatma davası tartışmaları

''Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın sözleri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın buna cevabıyla yeniden gündeme gelen AKP'ye kapatma davası tartışmalarını nasıl değerlendirdiği'' yönündeki bir soru üzerine de Baykal, bunun ''millete karşı bir komplo olduğunu'' söyledi.

Deniz Baykal, ''Bu komplonun unsurlarının başında bu mağduriyet arayışı yatıyor. 'Bir mağduriyet tablosu ortaya çıkararak acaba milletin tercihini yönlendirebilir miyiz' arayışları ortaya çıkıyor'' dedi.

''AKP'nin artık çıkmaza girmiş bir siyasi iktidar olarak gidişatı tersine çevirmeyi mümkün kılacak her türlü çılgınca senaryoyla bir umut ışığı yakalama düşüncesinde olduğunu'' vurgulayan Baykal, iktidarın oy kaybetmeye, CHP'nin oylarının da yükselmeye başladığının AKP'nin kendi anketlerinde bile ortaya çıktığını söyledi.

Baykal, ''Önümüzdeki seçim, bir iktidar değişikliğinin kaçınılmaz hale geleceği bir seçim olacaktır. Bu gidişatı hiçbir tertip, hiçbir senaryo, hiçbir dedikodu bozamayacaktır. Bozamamasını sağlamak da bizim görevimizdir. Bu konuda da üzerimize düşeni sonuna kadar yapacağız'' diye konuştu.
 

TEKEL işçilerinin eylemi

Tekel işçilerinin eylemi ve Başbakan Erdoğan'ın bu konudaki yaklaşımı konusundaki değerlendirmesi sorulan Baykal, Tekel işçilerinin 50 gündür Ankara'nın dondurucu soğuğunda yaptıkları eylemin toplumun vicdanını harekete geçirdiğini söyledi.
Baykal, sözlerini şöyle tamamladı:

''Tekel işçisi olayı, kendi boyutlarının ötesinde önem kazanmıştır ve buradan uyarma ihtiyacı hissediyorum. Bu iktidar hesabını iyi yapsın. Tayyip Bey, hesabını iyi yapsın. Tayyip Bey, seni asker değil ama bu Tekel işçisi götürecek. Bu iş oturmuştur artık. Çekilen acılar ortadadır. Eylem 50 günü geçti. Oradaki işçiler kimseyi üzmeden, rencide etmeden davalarını anlatmaya çalışıyorlar ve buyurgan, aldırmaz bir üslupla karşı karşıyadırlar. Bu, insanlık duygularını rencide eden bir manzara haline gelmiştir. Tayyip Bey, Pazartesi günü bu şansı kullansın. Bu işi bitirsin. Tavsiye ederim.
Elbette Pazartesi günü bu işi bitirince kimileri diyecek ki 'Bak, iktidar bu üsluptan anlıyor' ama o da onun bedeli. 'Hayır, onu dedirtmeyeceğim, bunu da anlamayacağım' derse, o zaman çok daha ağır başka bedeller ödemek zorunda kalacaktır. İnadı bıraksın Sayın Başbakan, Pazartesi günü 'dediğim dedik' demekten vazgeçsin. Tekel işçilerinin özlük haklarına el uzatmaktan vazgeçsin. Bu, onun özelleştirme konusundaki hatalarının bedelidir. Tekel'in üzerinden haksız kazanç sağlayanlara o fırsatı vermiş olmanın günahının bedelidir. Artık Türkiye'de herkese, her dediğini kabul ettiremeyeceğinin ortaya çıkmasının bir ifadesidir. Bunu içine sindirsin ve bu işi bağlasın.''